• 26
    harika kampanya. gerçekten. süper. bu nalet olasıca virüsün yayılma hızını ne kadar yavaşlatırsak o kadar iyi. başka türlü hele de bizim memleketin sağlık sisteminin çökmesi işten bile değil.

    mesela biz şirket olarak başka firmaların evden çalışma düzenine geçtiğini öğrendikten bir gün sonra hemmmen evden çalışma düzenine geçtik. artık 9-18 ya da 16-24 ya da 18-02 çalışmıyoruz. herkes sabah 9 gece 2 çalışıyor. evi temizleyemez oldum. ev kokmaya başladı artık. bilgisayarın başından kalktığım an hemmmmen bir iş bulunuyor ve kitleniyor. çünkü evden çalışıyoruz. "homofis" dediğin pijamalarınla günde 18 saat mesai yaptığın bir sistem.
  • 27
    hala daha sokaklarda mecburiyet haricinde gezen 50-60 yas ustu insanlar oldukca ne ise yarayacagini ve ne kadar sure devam ettirilmesi gerektigini merak ettigim kampanya. yanlis anlasilmasin, ben bunun cevabini yetkililerden bekliyorum. aksi takdirde bu is guvenilirligini de kaybedecek, uygulanabilirligini de, hem de kisa sure icinde. devam etmesi icin herkesi ikna edici laflar duymaya ihtiyac var. bilincli vatandas zaten boyle bir cagri olmadan da bunu nispeten uygulardi, onlar bu cagriya uyuyor da, uymayan, hala daha sokaga cikip bulusan, toplu tasima kullanan, camiye gitmeye direten, yurtdisindan donup (turistik, veya umre sebepli) bunu gizleyen, evine kapanmayan her kesimden insan varken, neden biz evde duruyoruz? ustelik virusu kapsak bile soylenene gore buyuk olasilikla fazla etkilenmeden hastaligi atlatacak olan da bizlerken? geri kalan insanlara lutfen ile cagri yapiliyor, anlamakta gucluk cekiyorum. niye evdeyiz biz su an, niye bu depresif havaya giriyoruz, niye maddi zarar cekiyoruz, bunlarin da ayri goturuleri olacak sonucta, bunun sonu da gozukmuyor zira, haftalarca devam edecek evde kalma durumu gorunen tabloya gore? bu iste bir sacmalik var, ya bu is bu havanin yaratildigi kadar onemli bir durum degil, ya da sokaktaki bu "cahil" vatandas feda ediliyor. zira yoneticiler de ne dersek diyelim salak adamlar degiller, elbet bir bildikleri var ve bu halki taniyorlar. insanlarin sokaga cikma yasagi olmadigi surece boyle takilacagini cok iyi biliyorlardi, bunu bilerek engellemiyorlar, baska bir izahi yok.

    sunu biliyoruz ki bu virus insandan insana temasla geciyor, yani kendiliginden olusmuyor, havadan sudan kapilmiyor. bir yerlesim yerine virus tasiyan biri gitmedigi surece orda vaka gorulmeyecek. ulkemizin de yapisi geregi, cogu anadolu sehri, ilceleri, koyleri bu bakimdan sansliydi, atiyorum corum'da, kutahya'da, erzincan'da bu is kolay kolay gorulmeyecekti. universitelerin tatil edilip ogrencilere de aksi bir uygulama verilmedigi icin, binlerce ogrenci memleketlerine dondu, daha sonra da umre olayiyla, hic virusun gitmeyecegi bolgelere gitme riski dogruldu. hadi burda ipin ucu kacirildi, ama hala daha gec kalinmamis yerler olabilir. ben bu bakimdan artik pozitif vakalarin ciktigi yerlerin de paylasilmasi ve eger belli basli yerlerde yogunlasmissa o bolgelerde sokaga cikma yasagi ilan edilmesi gerektigini dusunuyorum. yoksa dusunuyorum tasiniyorum, bu isin sonlanma sansi yok gibi goruyorum, tedavi veya asi bulunana kadar evden cikmayacagiz(!)
  • 30
    kuluçka süresi maksimum 14 gün olduğu bilinen bu çin virüsü tamamen çözmek için belki de sadece 28 güne ihtiyaç vardır:

    önce sıkıntılı bir 14 günlük sokağa çıkma yasağı ve her sağlık kuruluşundaki sağlık çalışanların yarısının çalışması.
    ikinci 14 günde ise ilk 14 günde çalışan sağlık personellere sokağa çıkma yasağı ve her sağlık kuruluşundaki sağlık çalışanların diğer yarısının çalışması.
    olası bir sokağa çıkma yasağı durumunda elbette ki bazı sıkıntılar olacaktır, sabredeceğiz. bu, dışarıda kolgezen virüsten katbe kat daha iyi değil midir¿

    edit: imlâ.
  • 31
    ne yazık ki muassır medeniyetler seviyesinde bir toplum olarak laftan ricadan anlamadığımızı bir kere daha ortaya koyan kampanya.

    bu mankafalara başka türlü laf anlatmak imkansız. ya polis gördüğü yerde alsın götürsün ya çeksin vursun...

    bir tane de bizde de var ondan biliyorum. öldürsek dede katili olucaz, döversek hayırsız evlat, bırakırsak da bizi gebertecek...
  • 33
    kitle o kadar aptal ki bilal'e anlatır gibi anlatmadan anlamıyorlar. hepsini karşına alıp tane tane anlatmak lazım. seni korumaya çalışmıyoruz gerizekalı. ister parkta, ister camide, ister kahvede... nereden ölmek istiyorsan orada ölebilirsin ama sen dışarı çıktığında bu virüsü bir yerden alıp bir yere götürüyorsun. bu da virüsün kontrolden çıkmasına ve yayılmasına sebep oluyor.

    bu vaka sayısı böyle artmaya devam ederse sağlık sistemi ebesini tersten görebilir.
  • 36
    doktor, hemşire, paramedik... özellikle sağlıkçı dostlarımızın işlerini en verimli biçimde yapabilmesi için yerine getirilmesi elzem olan talep.

    ben işim gereği izole bir çalışma ortamında bulunuyorum. birçok çalışan home office çalışma şekline yönlendirildi çalıştıkları firmalar, kurumlar tarafından. öğretmenler, öğreticiler de şu an çalış(a)mıyor mecburiyetten vs. ancak bu insanlar* için gerçekten hem fiziksel hem de psikolojik açıdan oldukça zorlayıcı bir süreç*. tanrı hepsinin yardımcısı olsun. her işin kendine has zorlukları var muhakkak; fakat bilhassa böyle zamanlarda sağlıkçıların yaptığı iş son derece kutsal bir olay.

    güç sizinle olsun.
  • 37
    evde kalamıyoruz maalesef. mali müşavirim. hergün elime yüzlerce fatura değiyor. ortalama bir fatura 10 kişinin eline değerek bana geliyor. her ay yaklaşık binin üzerinde faturayla uğraşıyorum. 27 ayrı müşterinin mekanına giderek evraklarını alıyoruz. bunun dışında vergi daireleri, sgk, ticaret odası ve esnaf odalarına da gidiyorum. bu işler yapılmaz ise ayın 26'sında beyannameleri veremeyiz. beyannameleri veremez isek, beyanname başı 1.200 tl ceza yazıyorlar. bu kadar dışarıyla temas ettikten sonra da eve 6 yaşındaki oğlum ile eşimin yanına gelmek zorunda kalıyorum.

    sesimizi duyurmak isteyen meslektaşlarda gözaltına alınıyorlar:

    www.youtube.com/watch?v=swx8XhpzlIc

    hatta türkü yapanlarımız bile var:

    https://www.youtube.com/watch?v=My2ra4q4hOY
  • 38
    virüsün yayılmasını geciktirecek olan insan hayatı kampanyası. bakın engelleyecek olan demiyorum geciktirecek. merkel ablamızın da söylediği gibi çoğumuz buna yakaşanacağız gibi görünüyor. o yüzden #evdekal da en azından zamana yayalım hastalanma olaylarını. yol kenarlarında değilde hastanede tedavi almak istiyorsak olabildiğince #evdekal malıyız.
  • 40
    112 çalışanı olarak sonuna kadar desteklediğim kampanya. şükür bulunduğum ilçe küçük ve sapa olmasından henüz bi vakayla karşılaşmadım ancak il genelinde çok sık corona vakasına gidiyor ekiplerimiz. vatandaşların mümkün mertebe evinde kalması çok çok önemli 2 hafta evde dursa herkes yayılma hızı çok çok düşer. şu an dünya genelinde çok çok kötü durumda değiliz çok daha hızlı yayılan ülkeler var ancak test kitlerimiz ve personele temin edilebilecek koruyucu ekipmanlar oldukça sınırlı.

    bu sebeple acil/zoraki bir durum olmadıkça hem biz hem yakınlarımız (özellikle yaşlılar) evde kalmaya özen gösterelim yoksa inanın virüsü atlatsak bile üretim vs o kadar düşecek ki yine borçlanmaya gideceğiz.
  • 45
    coronavirus ile mücadelemiz evde kal hashtagi ve dua ile devam ediyor.

    ben öğrenciyim, babam öğretmen, annem ise ev hanımı. bizler evde kal çağrısına uyabiliyoruz ama başkalarında bu durum bu kadar kolay değil. tek geçimi simit satmak olan adam evde kalırsa ailesi aç kalır. asgari ücretle çalışan insanlarımız evde kalırsa aç kalırlar...

    evde kal, coronavirus için ölme. ya bu kadar basit mi her şey? ülkede 20 milyondan fazla kişi açlık sınırında ve 1 liralık zam bile milyonlarca kişiyi bu denli etkilerken; sadece evde kal demek ne kadar doğru acaba? coronavirus den ölmeyecekler ama bu sefer açlıktan, soğuktan ölecekler.

    sadece keyif olsun diye çıkanlar var bunlara bende sinir oluyorum evet ama bunlara bakıp da ülkemizin gerçeklerini unutmayalım. bugün ben ev ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıkarken orta yaşlı bir kadın, kenarda köyden getirdiği yumurtaları satan bir adamı polislere şikayet etti. 70 yaşlarında falan olduğu için polisler onu göndermek istedi ama adam resmen orada ağladı ya. neden ağladığını hepimiz biliyoruz çünkü adam evine ekmek götüremeyecekti. sistem böyle işte. 70 yaşındaki amcamızda evinde kalıp ayaklarını uzatmasını bilirdi ama hayat şartları ona bu imkanı vermiyor, tıpkı milyonlarca insana vermediği gibi. neyse ki polisler vicdanlı çıktılar da, adam satmaya devam etti. hem polisler, hem de ben dahil görenler elimizden geldiğince yumurtaları almaya çalıştık. amcamız bugün tok yatacak ama yarın? işte bu olayı bugün yaşadıktan sonra böyle bir entry girmeye karar verdim.

    öyle araba vergisini veya konut vergisini düşürmekle halka yardım edemezsin. ihtiyaç sahiplerine -ki bunlar en az 20 milyon kişi- para, erzak yardımı yapacaksın ki onlarda evlerinde kalsınlar. keyif için evlerinde kalmayıp dışarıda gezenleri coplayın inanın umurumda olmaz, ama ihtiyaç sahiplerine yardım edin.
  • 46
    sokağa çıkma yasağı demek;

    ücretli izin demek
    işsizlik maaşı demek
    faturaların devlet tarafından karşılanması ya da en olmadı ertelenmesi demek
    duruma göre gıda yardımı demek, hijyen malzemeleri yardımı demek

    ve tüm bunlar genel olarak çok para demek ki bir de üzerine duran üretimi eklemek gerek. türkiye'nin ne yazık ki böyle bir ekonomik gücü yok. olsaydı zaten şimdiye kadar kullanılırdı. söyle düşünün, koronavirüs çıktığı anda hükümet sokağa çıkma yasağı ilan etseydi ve yukarıda saydığım her şeyi yapsaydı ne olurdu? akp tarihinde göremeyeceği kadar oylarını arttırırdı. çünkü türkiye zaten makarnaya, kömüre oyunu satabilecek kadar fakir bir ülke. bir insana evde otur diye maaş veren bir iktidar oyları siler süpürürdü. bu sebeple türkiye'nin böyle bir maddi gücü olsa zaten çoktan akp bunu yapardı ama ne yazık ki yok. belki yine de yapmaya mecbur kalacaklar, bilemeyiz; ama bedelleri ekonomik olarak yıkıcı olacaktır. sanırım şimdilik bunun yerine insanların ölmesini tercih ediyorlar bu sebeple.

    türkiye çok güçsüz bir ülke, ekonomik olarka bitik bir ülke. bu yüzden de halkını koruyamıyor. sadece propoganda ile ayakta durmaya çalışan güçsüz bir iktidar var. başımızın çaresine bakmak zorundayız. devletten bir şey beklemeyin, çünkü siz devletin umurunda değilsiniz. çünkü devletin sizi umursayacak gücü yok.
  • 47
    virüs sanırım sadece ücretli izin yapanlara, 65 yaş üstüne, öğrencilere ve yurt dışına çıkanlara bulaşıyor. geri kalanlara bulaşmıyor ki onlara karşı hiç bir önlem alınmıyor, özel sektörün büyük çoğunluğu bugün itibariyle yine işinin başında çünkü evde kalmalarını sağlayacak ekonomik bir güvenceleri yok, ya evde kalıp batmayı göze alacaklar ya çalışıp ölümü göze alacaklar...

    umarım gerekli önlemler geç olmadan alınır yoksa bu gidişat iyi durmuyor.
  • 48
    #menoumespiti

    atinada yaşıyorum. covid-19 buraya türkiye'den daha önce geldi ancak türkiye yunanistanı bu konuda maalesef geçti. burada da aynı hashtag menoumespiti (evde kal) şeklinde sosyal medyada yayıldı. 23 mart 2020 saat 06.00 itibarıyla yunanistan'da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. lütfen sokağa çıkmayın. birkaç ay sabredebilirsek bunun da üstesinden geleceğiz. atina'dan herkese sağlıklı günler dilerim.
  • 50
    ne kadar daha surecegini turkiye'deki resmi agizlardan duymuyoruz ama devam edecegiz elbette. dunyanin her yerinde ayni cagri yapiliyor, bunun onemi vurgulaniyor. yasadigim yerdeki * yetkililer nisan basina kadar bazi sehirlerde veya bolgelerde kismi sokaga cikma yasagina gectiler, bunlarin amacini grafiklerle, somut verilerle anlatiyorlar, toplum bilinci de kismen yuksek oldugu icin uyulmama durumu pek yok. hos, normal zamanda da sokakta bir etkinlik olmadigi muddetce insan kalabaligi, ic ice bir ortam olmuyordu, toplu tasima da sifira yakin neredeyse. bunlarin da katkisiyla saniyorum ki vaka sayisi, ulkedeki diger buyuk sehirlere oranla cok az ilerliyor.

    kisisel olarak buraya da daha once yazmistim, disarida insanlar oldugu surece evde kalmamiz yayilma hizini dusurse de anlamsiz geliyordu. bunu cikalim anlaminda asla demiyorum, sadece durdurma niyetindeysek neden bu insanlarin bilincine birakiliyor, resmi yasak gelsin diye dusunuyordum. zira evde durmanin sonu yok, mantik yurutunce de karamsarliga itiyor insani, bir sure sonra bu cagriya uyanlar da bikacak, guvenilirligini kaybedecek diye endiseleniyorum. malum, turkiye'de de cok yogun bir tepki var, disaridaki "yaslilar ve mecburi olmamasina ragmen cikan gencler (piknikciler, dugunculer,cami kapisi zorlayanlar,asker ugurlayanlar gibi)" e yonelik. yurtdisi kaynakli bazi haberleri de takip ediyorum, sanirim kendi adima aradigim o cevabi buldum, en azindan buna inanarak devam edecegim evde kalmaya. elbette bunun henuz kanitlanmisligi yok, bilimsel bir altyapisi da yok, lakin bazi ulkelerde virusu kapan insanlarin cok buyuk yuzdesinin hic semptom gostermedigi, veya hafif denebilecek seviyede hastalanarak hastaneye dahi gitmeden iyilesebildigi dusuncesi var. sanirim izlanda, nufusu az bir ulke olarak halka %100 test yaparak bunu ispatlamaya yoneliyor.

    yani anladigim kadariyla bu su demek, hastanelerdeki yogunluk sayisini zamana yaymanin yani sira, bunyesi guclu olanlar ve genc populasyon, bu virusu belki 10-15 gun (artik virusu bunyesinden tamamen atana kadar) hastalanmadan, farkinda olmadan tasima ve haliyle uzun bir sure yayma riskine sahip. halbuki risk grubundaki kisim, virusu kaptiktan kisa sure sonra belirtileri gosterip kendini belli edecek, hastaneye dusecek, disariya cok fazla yayma riskine sahip olmayacak. tabi ki yine bu insanlar icin kayip riski yuksek, lakin gorunen o ki her halukarda bu virus bircok insani kacma firsati vermeden yakalayacak. yani hakikaten gencleri evde tutmak, toplum acisindan daha buyuk oneme sahip, boylece elbette disarida gezmese daha iyi olacak yasli vatandaslarimiza da cok yuklenmemek gerek belki de. en azindan odagi oradan cekip kendimize evde kalmaya daha buyuk bir anlam bulmus olabiliriz. gonul ister ki bunlari yetkili agizlardan duyalim, sadece sayi verip aciklama yaptik, seffafiz demeseler, lakin onlardan umudu keseli cok oldu zaten...
App Store'dan indirin Google Play'den alın