bugün patlatacağımız post truth sendromunun öznesi.
dersimi çalıştım, geyiklere bakıyorum.
6 aralık 2020 denizlispor fenerbahçe maçına biraz bakıp denizlisporun çok kötü olduğuna karar verip ilk yarının sonunda kapatmıştım. sonra ögrendim olaylar olaylar var.
neyse erol bulut'un açıklamalarına denk geldim. 16 dakika uzatma bekliyorduk 8 verdi minvalinde bir şeyler söyledi.
bir şey çok söylenince bu post truth döneminin klasik özelliği olarak doğru zannetmeye başlıyoruz. fatih hocam üzerinden en klasik 2 örneği vereyim. biri klasik pirlo'nun sözleri. hiç birimiz o kitabı merak edip okumuyoruz. açıkçası ben de okumadım çok da merakımı cezbetmiyor, belki bir gün bakarım. ancak okuyanlar bin kere açıklandı. pirlo orada çevirmen eleştirisi yapıyor. ancak o kadar çok o söz söylendi ki buradakiler bile juventus bu sezon maç kaybettiğinde (juventus'un hocası pirlo olduğu için) coşuyor. bir digeri "taktik maktik yok. bam bam bam..." muhabbeti. bu söz uefa kupası finali fatih terim'in cümlesi olarak lanse ediliyor. oysaki orada "ofsay taktiği yok." diyor hoca. şimdi haliyle anlam çok değişiyor. ancak bu da o kadar çok dillendirildiki popüler kültür malzemesi bile oldu.
şimdi gelelim erol bulut'un içine düştüğü, girmeyi tercih ettiği ve/veya çekildiği post truth olayına. o bahsi geçen 16 dakikalı uzatma 2005-2006 sezonun son maçı fenerbahçe denizlispor maçı. o maç öncesinde galatasaray fenerbahçe aynı puanda. fenerbahçenin rakibi denizlispor 36 puanla sondan 4. sondan 3. malatya 36, sondan 2. samsunspor 33 puanda. hemen üstlerinde 36 ve 37 puanlı takımlar da var. yani orası ölüm çemberi. ki son maçlar bittiğinde denizli 1 puanla yerini koruyup ligde kalıyor ama samsun maçını kazanmış. yani anlatmaya çalıştığım o maç denizli için çok kritik. (ha bu ülkede rakip iyi oynuyor diye kızan insan dolu. yani delirmemek zor.)
peki buradaki yanlış algı ne. 16 dakika uzamanın fenerbahçe'nin alehine olması. o 16 dakika başladığında denizlispor ligde kalmayı garantiledi. samsun kazandı 36 puanlı 3 takım kaldı ve yanlış hesaplamıyorsam 3'lü avrerajla denizli ligde kalmayı garantiledi. sportif bir aktivitede bulunduysanız bilirsiniz ki hedefe ulaşınca düşersiniz. voleybolda çok görürsünüz bu durumu. 2 set alan takım şampiyon oluyorsa o maçı 3-2 kaybetmesi hiç de şaşırtıcı değildir. haliyle maçın uzaması fenerbahçe'nin işine geldi. denizli direndi hakikatten direndi ancak ona rağmen net gol pozisyonu buldu fenerbahçe. oradaki uzatma fener'e yaramamış gibi davranılıyor oysaki.
ha siz diyorsanız ki o seyircinin yaptıklarıyla o maç oynanır mı? benim doğrularımda oynanmaz. bu ligdeki çoğu maç gibi yarıda bırakılır. ister misiniz böyle olsun? ben isterim de kimse yalan söylemesin. buradaki yıllardır olan iddia da bu değil herkes bunun farkında. nasıl olur da ligde kalmayı garantilemiş takımla berabere kalırız travmasını rasyonalize etme... o kadar uzun zamandır bu safsata, bu saçmalık devam ediyor ki bazı insanlar hakikatten inanıyor buna. korkunç...
ah post truth sen nelere kadirsin.
(bkz:
#3019908)
edit: bir şeye bir tık daha netlik getirmek istiyorum. neden bu tartışma samimiyetsiz biliyor musunuz? eğer "taraftarın yabancı madde attığı bir maç durdurulur. (sonuna kadar desteklerim de yine söylüyorum çoğunluğun gerçekten böyle olduğuna inanmıyorum.)" savı temel savsa maçın uzama süresi ne alaka? 3 dakika uzatılsaydı o yabancı madde atılması meşru mu olacaktı? ya da 20 dakika uzasaydı?