o değil de bu adamın soyadından görüp pembenin "penbe" olduğunu iddia eden bir nesiliz. yıllarım bu tezı savunarak geçti.
* - erkek adam penbe gömlek giyer mi olm?
+ lan o penbe değil pembe.
- değil olm salak mısın? koskoca ergün penbe var. futbolcu kartlarında, televizyonda, formasında öyle yazıyor. onlardan iyi mi bilcen mal.
+ doğru abi haklısın. penbeymiş doğrusu. goal 3 oynayalım mı ilhan mansız'a benzeyen tip bende ama.
http://galeri.uludagsozluk.com/r/goal-3-304112/ * - olur ama balık şut çekenle yıldırım çarptıran bende.
http://t0.gstatic.com/...5VFBjYlzTga8sm5yDtHQ + iyi tamam ama muz şut çeken bende.
- tamam. sonra da snow bros oynarız.
hem çalışan hem ev hanımlığı yapan güzelim annelerimiz bizi uyandırması için zorla sabahın 6.30'unda kaldırılmıştır. kadıncağızın bir tek hafta sonu uyuma şansı varken o hakkı da elinden alınmıştır(u: pu amk benim, valla özür dilerim annem ya :( ). kadıncağız sabahın köründe paşa beyler
* 15-20 dakika sürecek bunun da 10-15 dakikası boş boş top sürmeyle geçecek tsubasa izleyecek diye alarmı 6.30'a kurup 6.30'da uyandırılıp bir de paşa beyimizi uyandırma görevi verilmişti... sabahın 7'sinde tsubasa izlenir sonra pokemon şirinler falan bilimum güzel çizgi filmler en yakın arkadaşla izlenir. sonra 2-3 saat ateri oynadıktan sonra üzerindeki kıyafetlere hiç dikkat etmeden bodoslama çıkılırdı dışarıya. abartısız 10 saat civarı sokakta birçok saçma anlamsız, dışardan görenin güleceği sana göre eğlenceli olan mal mal hareketleri (u: top böceği bulup rahatsız edip top şekline girmesini sağlamak, yan bahçedeki meyve ağacının çiçeklerini koparıp dibini emmek, olm çok yararlıymış bu tadı da bal gibi zaten tüm doktorlar söylüyo demek, aslında kumbara olan topumsu cisimle saatlerce ama saatlerce aralıksız sokakları verkaç yaparak geçmek, annenin belirlediği belli uzaklık sınırını aşmamak, o sınırın bize yasaklı nükleer bölge gibi gelmesi, sürekli o sınırdan geri dönmek, öğlen yemeklerini sepetle sarkıtıp yemek, sepetten salça ekmek, reçelli ekmek yemek :(() yapardık. bu sürede manyak gibi 4-5 saat falan futbol oynanırdı. kondisyonumuz nasıl yetiyordu bilmiyorum. resmen ciğersizdik. gece 11'de zor sokarlardı evlere. sokakta hiç de şekilcilik yoktu lan. yani tamam arada almanya'dan akrabadan getirilen oyuncaklarla falan hava atardı millet. gameboy, bi de şimdi aklıma gelmeyen böyle bebek büyüttüğün oyun vardı bir ara çok meşhur olmuştu. o falan getiriliyordu sokağa ama o kadar yani. üzerindeki kıyafetin eskiliğinin falan bir önemi yoktu...
ne bileyim şimdi bana çok farklı geliyor ya. çocukların sokağa çıkmaması falan zaten bilinen bir şey ama daha şekilci oldu insanlar bence. eski samimiyet rahatlık yok gibi geliyor bana. 40 kere düşünülüyor çıkmadan önce şunu napsam bu nasıl olsa diye. eski sıcaklığı samimiyeti göremeyince üzülüyorum. ne bileyim öyle işte...
(u: buradan 17 yıllık en yakın arkadaşım beko'ya da selam olsun. şu finaller bitse de dönsem izmir'e yine cıvıtsak. yine saçmalasak.) yalnız ne yaparsan yap eskisi gibi olmuyor be arkadaş. yine de en güzel günleri hatırlamak bile insana mutluluk veriyor...