5301
kendisini “vakıf serisi”ndeki “katır” karakterine benzetiyorum. katır, hari seldon’un matematiksel olarak hesapladığı, gerçekleşmesi neredeyse kesin olan planlara uymayan, öngörülemeyen bir anomalidir. tamamen tahmin edilemez ve planların ötesinde bir etkiye sahip bir karakter. erden timur da yönetimdeki rolüyle “katır” olarak görülebilir. herkes dursun özbek’in ne mal olduğunu biliyordu, başımıza gelecekleri de öngörebiliyorduk. ancak erden timur bir anomali yarattı ve yaklaşık iki yıllık bir “bu sefer olacak, arkamıza bakmayacağız” rüyası gördük. ancak erden timur’un ayrılma süreciyle birlikte, dursun özbek cephesinde değişen hiçbir şey olmadığını da gördük. bu kulübün bunca potansiyele rağmen neden bir türlü zincirlerini kıramadığını da bir kere daha anladık.
kendisi başarılı olduğu kadar, özellikle transfer konusunda hatalı hamleler de yapmış olabilir, buna katılıyorum. ama niyetine dair en ufak bir şüphem yok. bir de kendisinin arkasından dedikodu yapanlara bakıyorum; arazi peşkeşi mi ararsın, karaborsa bilet ticaretinden on milyonlarca euro cukkalamak mı dersin, her hafta bir söz verip öbür hafta yüzü kızarmadan başka bir söz verecek kadar kösele suratlı olmak mı istersin, hepsi var. belli ki kulübü tamamen soymadan rahat etmeyecekler. florya’dan gelir beklentisi 700 milyondan 300 milyonlara düştü diye haklı olarak kızıyoruz. biliyoruz ki aradaki farkı bölüşüp, pay edip cebe indirecekler. daha da kötüsü, kulübe kalacak olan o parayı da bir şekilde çarçur edeceklerinden, eşe dosta maaş diye dağıtacaklarından da eminim. “olmaz öyle iş” diyenin de ya yaşı 13’tür ya da beş kuruşluk aklı yoktur ya da o pastadan* bir kırıntı da olsa mideye indirme derdindedir.
yakın vadede tek umut ışığını, bir şekilde genel kurulun yönetimi seçime zorlamasında ve erden timur’un aktif bir rol aldığı yeni bir yönetimin başa gelmesinde görüyorum. başkan olması şart değil, yeter ki aktif bir rolde yönetimde olsun. yoksa gerçekten çok geç olacak. bir gün gerçekten kurumsal bir yapı kurulana kadar maalesef “galatasaray’ın başarısı kişilere bağlıdır!” bunu kaç kere daha tecrübe etmemiz gerekiyor bilmiyorum ama durum ne yazık ki bu.
kendisi başarılı olduğu kadar, özellikle transfer konusunda hatalı hamleler de yapmış olabilir, buna katılıyorum. ama niyetine dair en ufak bir şüphem yok. bir de kendisinin arkasından dedikodu yapanlara bakıyorum; arazi peşkeşi mi ararsın, karaborsa bilet ticaretinden on milyonlarca euro cukkalamak mı dersin, her hafta bir söz verip öbür hafta yüzü kızarmadan başka bir söz verecek kadar kösele suratlı olmak mı istersin, hepsi var. belli ki kulübü tamamen soymadan rahat etmeyecekler. florya’dan gelir beklentisi 700 milyondan 300 milyonlara düştü diye haklı olarak kızıyoruz. biliyoruz ki aradaki farkı bölüşüp, pay edip cebe indirecekler. daha da kötüsü, kulübe kalacak olan o parayı da bir şekilde çarçur edeceklerinden, eşe dosta maaş diye dağıtacaklarından da eminim. “olmaz öyle iş” diyenin de ya yaşı 13’tür ya da beş kuruşluk aklı yoktur ya da o pastadan* bir kırıntı da olsa mideye indirme derdindedir.
yakın vadede tek umut ışığını, bir şekilde genel kurulun yönetimi seçime zorlamasında ve erden timur’un aktif bir rol aldığı yeni bir yönetimin başa gelmesinde görüyorum. başkan olması şart değil, yeter ki aktif bir rolde yönetimde olsun. yoksa gerçekten çok geç olacak. bir gün gerçekten kurumsal bir yapı kurulana kadar maalesef “galatasaray’ın başarısı kişilere bağlıdır!” bunu kaç kere daha tecrübe etmemiz gerekiyor bilmiyorum ama durum ne yazık ki bu.