samimi olarak eleştirenlere, “ya keşke söyle olsaydı daha iyi olurdu” diyenlere asla lafım yok.
transfer üstünden gideceğim.
transfer dediğiniz şey aslında riskli bir olay.
başarısız olduktan sonra eleştirmesi kolaydır.
diğer taraftan dünyanın en zengin veya en mükemmel çalışan kulüpleri bile transferde hatalar yapabiliyor.
yani mesela hangi birini örnek vereyim?
neymar satıldıktan sonra barça’nın yaptığı coutinho, dembele ve griezmann transferleri mesela.
griezmann dediğiniz adam fransa milli takımında oynuyor mesela.
real’in yaptığı hazard transferi, adam futbolu bıraktı:)
manchester united’ı hiç söylemiyorum zaten.
çok iyi yönetiliyor denilen porto mali çıkmaza girdi mesela.
evet bu kulüpler bizden zengin, bizimle aynı durumda değiller ama transfer dediğiniz şeyin riskinden bahsediyorum.
yusuf demir transferi mesela.
geldiğinde heycanlanmayan bir tane insan evladı var mıdır?
yetenek transferi diyorsun, potansiyel var diyorsun ama adamın ruhu çekilmiş gibi resmen.
angelino alıyorsun mesela, tamam savunması zayıf ama hücumda ortaları çok iyi diyorsun ama tek bir ortası bile yok neredeyse.
daha iyisini istemek ve bu doğrultuda eleştiri yapmakla, takım kötü oynasa da bir geçirsem diye beklemek farklı şeyler.
kana susamış kurt gibi bekliyor insanlar.
hayır ışıtan gün’dan buralara kadar geldik.
elimizde daha iyi yapabilecek birisi de yok.
yine
cenk ergün ve
mehmet özbek ikilisin mi kalalım istiyorsunuz?
adamı eleştirin ama küstürmeyin.
sonra çok pişman olursunuz.