1495
fenerbahçe'nin yeni transferi.
2006 yılında * bir liverpool maçında izlemiştim ilk olarak. şampiyonlar ligi maçıydı. zangır zangır titriyordu bizim mehmet. kim titremez. onu o kadar heyecanlı görünce ben de bir heyecan yapmıştım. "lan titremekten top oynayamaz bu çocuk" diye iç geçiriyordum. arkadan bir bey amca daha maç başlamadan küfürü basmıştı, aynı benim endişelerimle.
sonra iyi veya kötü topunu oynadı, mücadelesini etti çekti gitti. yurtdışında o kadar çok top tepmek istemiş olacak ki alacaklarından bile feragat etti. biz de para kazandık gidişinden.* şimdi çok istediği avrupa'dan geri döndü. hem de daha hâlâ belirsizlikler matinesinde debelenen fenerbahçe'ye. üzüldüm mü gram üzülmedim, kızmadım da. haddime mi!? "hangi akla hizmet" dedim kendime, sonra boşver "para akla hizmet etsin yeter" dedim. yolu açık olsun ha.
son olarak; haldun taner'in dediği gibi "etrafı seyrederken oğlanın içine birden bir kasavet çöktü. rıza bu işe pek şaştı. parası vardı, elbisesi vardı, karnı tok, sırtı pek, rahatı yerinde idi. ama işte gene de içinde gurbet acısına benzer bir sızı duyuyordu. bu ne idi?" * * *
2006 yılında * bir liverpool maçında izlemiştim ilk olarak. şampiyonlar ligi maçıydı. zangır zangır titriyordu bizim mehmet. kim titremez. onu o kadar heyecanlı görünce ben de bir heyecan yapmıştım. "lan titremekten top oynayamaz bu çocuk" diye iç geçiriyordum. arkadan bir bey amca daha maç başlamadan küfürü basmıştı, aynı benim endişelerimle.
sonra iyi veya kötü topunu oynadı, mücadelesini etti çekti gitti. yurtdışında o kadar çok top tepmek istemiş olacak ki alacaklarından bile feragat etti. biz de para kazandık gidişinden.* şimdi çok istediği avrupa'dan geri döndü. hem de daha hâlâ belirsizlikler matinesinde debelenen fenerbahçe'ye. üzüldüm mü gram üzülmedim, kızmadım da. haddime mi!? "hangi akla hizmet" dedim kendime, sonra boşver "para akla hizmet etsin yeter" dedim. yolu açık olsun ha.
son olarak; haldun taner'in dediği gibi "etrafı seyrederken oğlanın içine birden bir kasavet çöktü. rıza bu işe pek şaştı. parası vardı, elbisesi vardı, karnı tok, sırtı pek, rahatı yerinde idi. ama işte gene de içinde gurbet acısına benzer bir sızı duyuyordu. bu ne idi?" * * *