667
mide bulandırıcı bir hal almıştır. konunun buralara gelmesinin sebebi ise bir hayli yoğun gündeme sahip olan ve yapmaları gereken tonla iş varken kafayı arena'ya takan başta tayyip erdoğan olmak üzere hükümet yetkilileridir.
beşiktaş başkanı fikret orman'ın takımının maçlarını -artniyetli olmadığını düşünerek- bu stadyumda oynaması isteğini anlayışla karşılayabilirim. neticede geride bıraktığımız günlerde "galatasaray, arena'dan 54 milyon dolar gelir elde etti." konusu haberlerde sıkça yer almıştı. beşiktaş da borç batağına saplanmış bir takım olarak gelir kalemlerini maksimum seviyeye çekmek isteyebilir ve bu doğrultuda ile ali sami yen arena'ya talip olabilir. buraya kadar her şey normal görünüyor lakin kapımıza bu arzu ile gelip kibar bir "hayır" cevabını almalarının ardından başka alternatif çözümler üretmeleri gerekmektedir. fikret orman'ı tanımam etmem fakat yeryüzünde hiçbir insanoğlunun bu derece yüzsüz olabileceğini sanmıyorum; burada da devreye hükümet yetkilileri girerek karar mercii olan galatasaray'a saygısızlık yapmaktadırlar. bakan suat kılıç'ın "gerekirse emrederiz." beyanının arkasında da tayyip erdoğan'ın "beşiktaş, arena'da oynayacak." talimatı olduğunu söylememize gerek yok heralde. fakat zincirleme gelişen bu olayın ilk halkasında bir yanlışlık var, beşiktaş küçülmeye giderken, yeni transfer yapmayı bırak mevcut kadrodaki oyuncuları kaybederken 52.000 kişilik bir stadyumu neye dayanarak doldurabileceğini düşünüyor? birilerinin beşiktaş yönetimine feda tişörtleri ile o stadyumu dolduramayacağını söylemesi gerek.
aslına bakarsak konunun buralara gelmesine sebep olan ankara baskısını iyi idare ediyorduk. haberlerde okuduğumuz kadarı ile bakan suat kılıç ile yapılan toplantıda bu işin olmayacağı gerekçeleri ile ifade edilmişti daha sonraki süreçte konuyu divan kurulu'na taşıyarak yine mantıklı bir hamle yapılmış olsa da 29.06.2012 tarihindeki duyuru ile stat paylaşımı konusunun görüşüleceği divan toplantısının iptal edilmesi pek iyiye işaret değil. toplantıda çıkması muhtemel "hayır" oyu, arena kapılarını beşiktaş'ın ve hükümet'in yüzüne ardına kadar kapatacakken muhtemel sonucun farkında olan kişiler de yine kulüp yönetimi üzerinde baskı kurarak bu toplantının iptal edilmesini istemiş olabilir. resmi sitede yayınlanan duyuruda belirtilen "kulüp menfaatleri" ifadesi de, tayyip erdoğan'ın ve suat kılıç'ın kulübe uyguladığı zorlayıcı ve artık nefret uyandıran baskısına işaret ediyor. kapalı kapılar arkasında çok çirkin olaylar dönüyor ve umarım bu olaylar neticesinde geri adım atan taraf biz olmayız.
aksi takdirde ufukta bizi hiç hoş senaryolar beklemiyor.
beşiktaş başkanı fikret orman'ın takımının maçlarını -artniyetli olmadığını düşünerek- bu stadyumda oynaması isteğini anlayışla karşılayabilirim. neticede geride bıraktığımız günlerde "galatasaray, arena'dan 54 milyon dolar gelir elde etti." konusu haberlerde sıkça yer almıştı. beşiktaş da borç batağına saplanmış bir takım olarak gelir kalemlerini maksimum seviyeye çekmek isteyebilir ve bu doğrultuda ile ali sami yen arena'ya talip olabilir. buraya kadar her şey normal görünüyor lakin kapımıza bu arzu ile gelip kibar bir "hayır" cevabını almalarının ardından başka alternatif çözümler üretmeleri gerekmektedir. fikret orman'ı tanımam etmem fakat yeryüzünde hiçbir insanoğlunun bu derece yüzsüz olabileceğini sanmıyorum; burada da devreye hükümet yetkilileri girerek karar mercii olan galatasaray'a saygısızlık yapmaktadırlar. bakan suat kılıç'ın "gerekirse emrederiz." beyanının arkasında da tayyip erdoğan'ın "beşiktaş, arena'da oynayacak." talimatı olduğunu söylememize gerek yok heralde. fakat zincirleme gelişen bu olayın ilk halkasında bir yanlışlık var, beşiktaş küçülmeye giderken, yeni transfer yapmayı bırak mevcut kadrodaki oyuncuları kaybederken 52.000 kişilik bir stadyumu neye dayanarak doldurabileceğini düşünüyor? birilerinin beşiktaş yönetimine feda tişörtleri ile o stadyumu dolduramayacağını söylemesi gerek.
aslına bakarsak konunun buralara gelmesine sebep olan ankara baskısını iyi idare ediyorduk. haberlerde okuduğumuz kadarı ile bakan suat kılıç ile yapılan toplantıda bu işin olmayacağı gerekçeleri ile ifade edilmişti daha sonraki süreçte konuyu divan kurulu'na taşıyarak yine mantıklı bir hamle yapılmış olsa da 29.06.2012 tarihindeki duyuru ile stat paylaşımı konusunun görüşüleceği divan toplantısının iptal edilmesi pek iyiye işaret değil. toplantıda çıkması muhtemel "hayır" oyu, arena kapılarını beşiktaş'ın ve hükümet'in yüzüne ardına kadar kapatacakken muhtemel sonucun farkında olan kişiler de yine kulüp yönetimi üzerinde baskı kurarak bu toplantının iptal edilmesini istemiş olabilir. resmi sitede yayınlanan duyuruda belirtilen "kulüp menfaatleri" ifadesi de, tayyip erdoğan'ın ve suat kılıç'ın kulübe uyguladığı zorlayıcı ve artık nefret uyandıran baskısına işaret ediyor. kapalı kapılar arkasında çok çirkin olaylar dönüyor ve umarım bu olaylar neticesinde geri adım atan taraf biz olmayız.
aksi takdirde ufukta bizi hiç hoş senaryolar beklemiyor.