5
sene 2003... sıcak bir yaz gecesiydi, karpuzum, peynirim. brezilya ikinci ligi senin, norveç birinci ligi benim, senegal u19 takımı kuzenin, şili a milli takımı dayımın geziyorum sıradan bakınıyorum kim var kim yok. bir gün portekizdeyim, sporting lizbon'un as takımıyla genç takımının antrenman maçını izliyorum. bir tane kürdan bacak var ama ayaklar nasıl hızlı, yaldır yaldır gidiyor soldan sonra bir dalıyor içeri bazuka bazukaya gidiyor ortalık. saha kenarında sırtını tellere yaslamış bir yanında ilk yardım çantası bir elinde sigara, dumanla audi yapmaya uğraşan sıcaktan bezmiş sağlık görevlisinin yanına vardım dedim ki "dayı bu hızlı oğlanın adı ne?" "bunların hepsi hızlı koşuyor evlat" cevabının üzerine "kime göre? neye göre?" diyecektim son anda vaz geçtim yanan sigaranın tenime temas etme ihtimalini düşününce. "şu saçları jöleli, dişlerinin ortası boşluk olan" dedim, "cristiano ronaldo dos santos aveiro" dedi. "öyle isim mi olur yok mu bunun bi adı soyadı falan, şeceresini saydın çocuğun bana" derken "ronaldo" kelimesi gaipten bir ses tarafından tekrar edildi beynimde. kolundan kaptığım gibi floryanın çimlerine saldım bunu. vedat'a apış araları mı dersin, ayhan'a gökkuşağı çalımları mı dersin, rabona ortalar mı dersin, röveşatalar voleler zaten gırla. sonra mı? sıcak menemen dilimi yakınca uyandım kahvaltı sofrasında. kara haber tez duyuldu tabi, sir kapmış bizim florya faresini. hey gidi...