140
2004-2008 yılları arasında galatasarayımızda başarıyla görev yapmış "büyük şef" lakaplı stoper. zaman zaman sağ bekte de görev almıştır. kendisi babasını çok küçük yaşta kaybetti ve hiç hatırlamıyor. fakat tüm başarılarını ona borçlu olduğunu söyler. "babamın yokluğu, beni olduğum adam yaptı" şeklinde konuşmuşluğu vardır. arsenalun amcasındır. fakat alex "kendisi çocukluğumdan beri babam gibidir. sürekli onu telefonla arar, yapacağım herşeyi önce ona sorardım." diyor.
milli takım kariyeri tek kelimeyle efsanedir..
kendisi kamerun milli formasını 138 kez giymiş, 94 98 2002 ve 2010 dünya kupası finallerinde oynayarak 4 dünya kupası gören tek afrikalı olmuştur. kamerun takımıyla 8 kez afrika kupası finallerinde mücadele ederek bir rekor kırmış, bunların 5inde kaptan olarak başka bir rekor kırmış, 2 kez de bu kupayı kaldırmıştır.
futbol kariyeri de başka bir efsanedir..
(bkz: #87152) amcasının yazdığı bir mektup sayesinde fransanın metz takımında profesyonel olan ve dikkatleri çeken song, 3 yıl fransa`da oynadıktan sonra kısa bir dönem salernitana forması ile başarısız serie a mecerasından sonra 2,7 milyon sterlin karşılığındaliverpool`un yolunu tuttu. burada oyunuyla liverpool taraftarına "we only got one song" tezahuratları , değerini gidince anlayan italyanlara ise "lan biz nası bunu yolladık" dedirtti.
jamie carragher'ın, hayatını yazdığı kitabında song`la ilgili şöyle bir bölüm varmış:
"bir gün antrenmanda birinin ayağından top çalmaya çalıştım, başaramadım. song benimle taklidimi yapıp öyle bir alay etti ki, sonraki pozisyonda sinirle koşup ona çok sert bir şekilde çift daldım. bir saat sonra antrenman biterken hafiften surat asıyordu. ama ben hayatımda hiç bir tehlikeli müdahaleden o anki zevki almadım"
2000 yılında teknik direktör gerard houllier kendisini milli formayla olimpiyatlara yollamak istemeyince, song rest çekerek olimpiyata gitti. burada "yenilmez aslanlar" takma adını alan kamerun milli takımına kaptanlık yaptı ve altın madalya kazandı. fakat dönüşte hocası onu saçma sapan bir santrafor karşılığında west hamın yerine song`u koyarken, rigo taraftarlara "beni onunla asla kıyaslamayın" diyordu. belki de kendini rio'dan daha iyi görüyordu. sonuçta onun idolü hep efsane ronald koeman olmuştu.
west ham`a hiç ısınamadı. sonraki sezon apar topar bir bungdesliga macerası yaşadı. kiralık olarak köln forması giydi. sezon sonunda ise tekrar fransa`ya, bu kez lens formasıyla döndü. burada işler istediği gibi gitti. iki sezon düzenli oynayarak, artık ilerlemeye başlayan yaşına rağmen formunu korudu. ertesi yıl ise galatasaray macerası başlayacaktı.
galatasaray günleri..
song sami yen`e gelir gelmez defanstaki ortağıstjepan tomas ile iyi bir uyum yakaladı. birkaç maç sonra taraftarın sevgilisi olmuştu bile. frank de boer hüsranından sonra, savunmada yeni popescu'sunu hasretle bekleyen bizlere ilaç gibi gelmişti. 2004-2006 arası, takımımzda defansın yükünü çekti. 2006 sezonunda teknik direktör eric gerets ile yaşadığı bir tartışma sonrası yedek bırakıldı. özür diledi fakat hoca yumuşamadı. ertesi yıl feldkampın gelişiyle rahat bir nefes alacağını düşünen songu bu kez de afrika kupasında yaşadığı sakatlık vurdu. galatasaray taraftarı, song tribündeyken, savunmada servet çetin ve emre güngör adlı iki stopere tahammül etmek zorunda kalınca, büyük şefin değerini tekrar anladı. sezon sonunda yönetim, artık iyice ilerlemiş yaşı (medyadaki bazı yazarlar, sanki yıllarca namibya çöllerinde ebelik yapmışlar gibi, kendisinin yaşının kimliğinde yazan 32 olmadığını, afrika bozkırlarında nüfusa geç yazdırmaların hep bilindiğini, song`un aslında 36-37 yaşında olduğunu söylüyorlardı) ve dönem dönem mücadele ettiği sakatlıklar yüzünden song`a yeni sözleşme önermediler ve kendisine iyi para teklif eden trabzonspor bu aslanı kaptı. bu benim yorumum tabi. çünkü bu kısım biraz muamma. dedikodu çok. neden bırakıldı? söylenildiği gibi trabzon bizden az para verdiyse neden orayı tercih etti? yedek kalmaktan mı bıkmıştı? bu konudaki gerçekleri bilmiyorum. ama tek bildiğim, yıllar sonra lucas neill'i bulana kadar, song'un yerini dolduramadık.
trabzon dönemi..
song ilk sezonunda 28 maç çok başarılı oynadı ne bir sarı ne kırmızı kart gördü. ikinci yılında şenol güneş tarafından kendisine kaptanlık bandı verildi. artık milli takımdan emekli olmuş song, 2010 sezonunun sonunda futbolu bıraktı.
song bugün karısı ve 4 çocuğuyla liverpoolda yaşıyor ve tvde yorumculuk yapıyor. bence bu aslanı daha fazla ziyan etmeden, altyapıda genç aslanlara savunmayı ve adamlığı öğretmesi için getirmeliyiz.
milli takım kariyeri tek kelimeyle efsanedir..
kendisi kamerun milli formasını 138 kez giymiş, 94 98 2002 ve 2010 dünya kupası finallerinde oynayarak 4 dünya kupası gören tek afrikalı olmuştur. kamerun takımıyla 8 kez afrika kupası finallerinde mücadele ederek bir rekor kırmış, bunların 5inde kaptan olarak başka bir rekor kırmış, 2 kez de bu kupayı kaldırmıştır.
futbol kariyeri de başka bir efsanedir..
(bkz: #87152) amcasının yazdığı bir mektup sayesinde fransanın metz takımında profesyonel olan ve dikkatleri çeken song, 3 yıl fransa`da oynadıktan sonra kısa bir dönem salernitana forması ile başarısız serie a mecerasından sonra 2,7 milyon sterlin karşılığındaliverpool`un yolunu tuttu. burada oyunuyla liverpool taraftarına "we only got one song" tezahuratları , değerini gidince anlayan italyanlara ise "lan biz nası bunu yolladık" dedirtti.
jamie carragher'ın, hayatını yazdığı kitabında song`la ilgili şöyle bir bölüm varmış:
"bir gün antrenmanda birinin ayağından top çalmaya çalıştım, başaramadım. song benimle taklidimi yapıp öyle bir alay etti ki, sonraki pozisyonda sinirle koşup ona çok sert bir şekilde çift daldım. bir saat sonra antrenman biterken hafiften surat asıyordu. ama ben hayatımda hiç bir tehlikeli müdahaleden o anki zevki almadım"
2000 yılında teknik direktör gerard houllier kendisini milli formayla olimpiyatlara yollamak istemeyince, song rest çekerek olimpiyata gitti. burada "yenilmez aslanlar" takma adını alan kamerun milli takımına kaptanlık yaptı ve altın madalya kazandı. fakat dönüşte hocası onu saçma sapan bir santrafor karşılığında west hamın yerine song`u koyarken, rigo taraftarlara "beni onunla asla kıyaslamayın" diyordu. belki de kendini rio'dan daha iyi görüyordu. sonuçta onun idolü hep efsane ronald koeman olmuştu.
west ham`a hiç ısınamadı. sonraki sezon apar topar bir bungdesliga macerası yaşadı. kiralık olarak köln forması giydi. sezon sonunda ise tekrar fransa`ya, bu kez lens formasıyla döndü. burada işler istediği gibi gitti. iki sezon düzenli oynayarak, artık ilerlemeye başlayan yaşına rağmen formunu korudu. ertesi yıl ise galatasaray macerası başlayacaktı.
galatasaray günleri..
song sami yen`e gelir gelmez defanstaki ortağıstjepan tomas ile iyi bir uyum yakaladı. birkaç maç sonra taraftarın sevgilisi olmuştu bile. frank de boer hüsranından sonra, savunmada yeni popescu'sunu hasretle bekleyen bizlere ilaç gibi gelmişti. 2004-2006 arası, takımımzda defansın yükünü çekti. 2006 sezonunda teknik direktör eric gerets ile yaşadığı bir tartışma sonrası yedek bırakıldı. özür diledi fakat hoca yumuşamadı. ertesi yıl feldkampın gelişiyle rahat bir nefes alacağını düşünen songu bu kez de afrika kupasında yaşadığı sakatlık vurdu. galatasaray taraftarı, song tribündeyken, savunmada servet çetin ve emre güngör adlı iki stopere tahammül etmek zorunda kalınca, büyük şefin değerini tekrar anladı. sezon sonunda yönetim, artık iyice ilerlemiş yaşı (medyadaki bazı yazarlar, sanki yıllarca namibya çöllerinde ebelik yapmışlar gibi, kendisinin yaşının kimliğinde yazan 32 olmadığını, afrika bozkırlarında nüfusa geç yazdırmaların hep bilindiğini, song`un aslında 36-37 yaşında olduğunu söylüyorlardı) ve dönem dönem mücadele ettiği sakatlıklar yüzünden song`a yeni sözleşme önermediler ve kendisine iyi para teklif eden trabzonspor bu aslanı kaptı. bu benim yorumum tabi. çünkü bu kısım biraz muamma. dedikodu çok. neden bırakıldı? söylenildiği gibi trabzon bizden az para verdiyse neden orayı tercih etti? yedek kalmaktan mı bıkmıştı? bu konudaki gerçekleri bilmiyorum. ama tek bildiğim, yıllar sonra lucas neill'i bulana kadar, song'un yerini dolduramadık.
trabzon dönemi..
song ilk sezonunda 28 maç çok başarılı oynadı ne bir sarı ne kırmızı kart gördü. ikinci yılında şenol güneş tarafından kendisine kaptanlık bandı verildi. artık milli takımdan emekli olmuş song, 2010 sezonunun sonunda futbolu bıraktı.
song bugün karısı ve 4 çocuğuyla liverpoolda yaşıyor ve tvde yorumculuk yapıyor. bence bu aslanı daha fazla ziyan etmeden, altyapıda genç aslanlara savunmayı ve adamlığı öğretmesi için getirmeliyiz.
