4
--- alıntı ---
herkesin yaşamı bir romandır. bazılarından tatsız, tuzsuz, önemsiz öykü parçaları çıkar, bazılarından ise ciltlere sığmayacak nefes kesen bir başyapıt...
sabri mahir'in yaşamı ikinci türden bir hikaye... o, biz türkler arasında tüm zamanların en sürükleyici maceralarından birinin kahramanıdır. o, belki de çılgın türklerin en çılgınıdır...
sabri mahir, galatasaray lisesi'nde tanıştığı futbolda sivrilmiş, galatasaray a takımı'nda sol kanattaki başarılı futboluyla dönemin değişmez oyuncusu olmuştu. 1908'de ilk şampiyonluğunu kazanan takımda o da vardı. ancak sabri mahir'in ilgi alanı sadece futbol değildi. kavgacı kişiliği, onu zamanla boksa yöneltti. lisedeki bir fransız öğretmen yardımcısı sayesinde ilk kez boks eldiveniyle tanıştı.
1910'da galatasaray'ın rumlardan oluşan struggles takımıyla yaptığı maçta kavga çıktı. sabri mahir karşı takım oyuncularını tartaklamakla suçlandı. istanbul hükümeti olaylardan galatasaray lisesi müdürü tevfik fikret'i sorumlu tuttu ve görevden aldı. bunun üzerine öğrenciler bu durumu prostesto etti. protestocuların başında da sabri mahir vardı. zaptiyeler sabri mahir'i ararken, o galata rıhtımından kaçak olarak bir fransız gemisine bindi ve fransa'ya gitti. 2011'de, fransa şampiyonu racing'te futbol oynamaya başladı. iki yıl kaldığı bu takımın kaptanlığını da yaptı. birçok kaynağa göre türkiye'nin ilk boksörü olarak kabul edilen sabri mahir, aynı zamanda yurtdışında bir takımda oynayan ilk türk futbolcusudur.
http://www.turknostalji.com/...mahir-2-bf0337cc.jpg
paris'te tanıştığı mısırlı prens ali fazıl, kendisini boksa yönlendirdi. 1910 yılında boks dersleri almaya başladı (soldaki fotoğrafta, sabri mahir; ali sami yen ve tevfik fikret'le, galatasaray'ın şampiyon olan ilk futbol takımı kadrosunda). dönemin ünlü şampiyonu dixy kid'ten bir özel maçta yediği dayak hayatını değiştirdi. 6 yıl boyunca kid ve menaceri metro ile çalıştı. onların ısrarıyla profesyonelliğe geçti.
1911'de gittiği ispanya'da, bu ülkenin orta siklet şampiyonunu 3. rauntta nakavt eince ispanya kralı tarafından, bizzat kutlandı. kral kendisine bir de altın kravat iğnesi armağan etti. ancak sabri mahir'in dövdüğü ispanyol boksörün ağız ve burnundan oluk gibi kan akması ülkede olumsuz bir hava yaratmıştı. kısa bir süre sonra ispanya'da boks yasaklandı.
sabri mahir, bu ülkede zor günler geçirdikten sonra ingiltere'ye geçti. ingiltere ağır sıklet boks şampiyonu'nu ikinci raundta nakavt etmesi büyük olay oldu.
dünyanın en önemli üniversitelerinden oxford ve cambridge'te spor öğretmenliği yapmaya başladı. herşey yolunda giderken dünya savaşı çıktı. 1915'te ingiliz ordusu askerlerine boks dersleri vermeye başladı. 1916'da ise "casus olduğu" iftirasıyla kendisini zindanda buldu.
3 yıllık çok zor bir dönem sonrasında, 1919'da diğer esirlerle birlikte istanbul'a götürülmek üzere almanya'ya gönderildi. ancak istanbul yolu kapalı olduğundan sabri mahir bir süre almanya'da kalmaya karar verdi.
altın yumrukları bir kez daha yaşamına yön verecekti. berlin'nde bir gecede karşılaştığı 4 boksörü, üstelik 3'ünü nakavtla yenmesi büyük ilgi çekti. sabri mahir yaşamını artık burada kuracaktı. almanya'da "der schreckliche türke" (korkunç türk) ve "der gegen vier maenner kaempft" (dört kişiye karşı dövüşen) lakaplarıyla büyük ün kazandı. kartpostalları basıldı.
1920'de almanya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük sporcularından biri kabul edilen max schmeling'i keşfetti. kasap çırağı olarak tanıdığı schmeling'i boksör olması için ikna etti, ilk dersi de kendisi verdi. schmeling 3 kez dünya ağır sıklet boks şampiyonu oldu.
1930 yılında berlin'de lüks bir cimnastik salonu açtı. dönemin kadınlı erkekli tüm alman jet-sosyetesi buraya aktı. salonun müdavimleri arasında, almanlar'ın adeta bir tanrıça gibi taptığı ünlü sinema yıldızı marlene dietrich de vardı. ancak, "mavi melek" filmiyle, günümüze dek rommy schneider dışında hiçbir alman oyuncunun ulaşamadığı bir şöhret kazanan dietrich'in şımarık tavırları ve kaprisleri, bir gün sabri mahir'i çileden çıkardı. bu efsenevi yıldızı salonundan, üstelik poposuna bir de tekme atarak kovdu.
1939'a kadar bu cimnastik salonundan çok iyi para kazanan sabri mahir'in şansı, 2. dünya savaşı'nın çıkmasıyla yine döndü. salonu kapatan sabri mahir, zor günlere geri dönerken, paris elçiliği'nde görevli dostu rasih minkari'nin davetiyle bu kente gitti ve almanca tercümanı olarak çalıştı. savaş bittikten sonra yeniden almanya'ya dönen sabri mahir, salonunu yeniden açtı ve yaşamını berlin'de noktaladı.
(not: vikipedia da dahil birçok türkçe kaynakta sabri mahir'in doğum yeri istanbul yazılmasına karşın, tüm boks kayıtlarının tutulduğu almanca kaynaklarda, doğduğu yer samsun olarak belirtilmektedir. doğum tarihi ise çok kesin olarak bilinmemekle birlikte 1890 olarak geçmektedir.)
http://www.turknostalji.com/...-en-cilgini-421.html
--- alıntı ---
herkesin yaşamı bir romandır. bazılarından tatsız, tuzsuz, önemsiz öykü parçaları çıkar, bazılarından ise ciltlere sığmayacak nefes kesen bir başyapıt...
sabri mahir'in yaşamı ikinci türden bir hikaye... o, biz türkler arasında tüm zamanların en sürükleyici maceralarından birinin kahramanıdır. o, belki de çılgın türklerin en çılgınıdır...
sabri mahir, galatasaray lisesi'nde tanıştığı futbolda sivrilmiş, galatasaray a takımı'nda sol kanattaki başarılı futboluyla dönemin değişmez oyuncusu olmuştu. 1908'de ilk şampiyonluğunu kazanan takımda o da vardı. ancak sabri mahir'in ilgi alanı sadece futbol değildi. kavgacı kişiliği, onu zamanla boksa yöneltti. lisedeki bir fransız öğretmen yardımcısı sayesinde ilk kez boks eldiveniyle tanıştı.
1910'da galatasaray'ın rumlardan oluşan struggles takımıyla yaptığı maçta kavga çıktı. sabri mahir karşı takım oyuncularını tartaklamakla suçlandı. istanbul hükümeti olaylardan galatasaray lisesi müdürü tevfik fikret'i sorumlu tuttu ve görevden aldı. bunun üzerine öğrenciler bu durumu prostesto etti. protestocuların başında da sabri mahir vardı. zaptiyeler sabri mahir'i ararken, o galata rıhtımından kaçak olarak bir fransız gemisine bindi ve fransa'ya gitti. 2011'de, fransa şampiyonu racing'te futbol oynamaya başladı. iki yıl kaldığı bu takımın kaptanlığını da yaptı. birçok kaynağa göre türkiye'nin ilk boksörü olarak kabul edilen sabri mahir, aynı zamanda yurtdışında bir takımda oynayan ilk türk futbolcusudur.
http://www.turknostalji.com/...mahir-2-bf0337cc.jpg
paris'te tanıştığı mısırlı prens ali fazıl, kendisini boksa yönlendirdi. 1910 yılında boks dersleri almaya başladı (soldaki fotoğrafta, sabri mahir; ali sami yen ve tevfik fikret'le, galatasaray'ın şampiyon olan ilk futbol takımı kadrosunda). dönemin ünlü şampiyonu dixy kid'ten bir özel maçta yediği dayak hayatını değiştirdi. 6 yıl boyunca kid ve menaceri metro ile çalıştı. onların ısrarıyla profesyonelliğe geçti.
1911'de gittiği ispanya'da, bu ülkenin orta siklet şampiyonunu 3. rauntta nakavt eince ispanya kralı tarafından, bizzat kutlandı. kral kendisine bir de altın kravat iğnesi armağan etti. ancak sabri mahir'in dövdüğü ispanyol boksörün ağız ve burnundan oluk gibi kan akması ülkede olumsuz bir hava yaratmıştı. kısa bir süre sonra ispanya'da boks yasaklandı.
sabri mahir, bu ülkede zor günler geçirdikten sonra ingiltere'ye geçti. ingiltere ağır sıklet boks şampiyonu'nu ikinci raundta nakavt etmesi büyük olay oldu.
dünyanın en önemli üniversitelerinden oxford ve cambridge'te spor öğretmenliği yapmaya başladı. herşey yolunda giderken dünya savaşı çıktı. 1915'te ingiliz ordusu askerlerine boks dersleri vermeye başladı. 1916'da ise "casus olduğu" iftirasıyla kendisini zindanda buldu.
3 yıllık çok zor bir dönem sonrasında, 1919'da diğer esirlerle birlikte istanbul'a götürülmek üzere almanya'ya gönderildi. ancak istanbul yolu kapalı olduğundan sabri mahir bir süre almanya'da kalmaya karar verdi.
altın yumrukları bir kez daha yaşamına yön verecekti. berlin'nde bir gecede karşılaştığı 4 boksörü, üstelik 3'ünü nakavtla yenmesi büyük ilgi çekti. sabri mahir yaşamını artık burada kuracaktı. almanya'da "der schreckliche türke" (korkunç türk) ve "der gegen vier maenner kaempft" (dört kişiye karşı dövüşen) lakaplarıyla büyük ün kazandı. kartpostalları basıldı.
1920'de almanya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük sporcularından biri kabul edilen max schmeling'i keşfetti. kasap çırağı olarak tanıdığı schmeling'i boksör olması için ikna etti, ilk dersi de kendisi verdi. schmeling 3 kez dünya ağır sıklet boks şampiyonu oldu.
1930 yılında berlin'de lüks bir cimnastik salonu açtı. dönemin kadınlı erkekli tüm alman jet-sosyetesi buraya aktı. salonun müdavimleri arasında, almanlar'ın adeta bir tanrıça gibi taptığı ünlü sinema yıldızı marlene dietrich de vardı. ancak, "mavi melek" filmiyle, günümüze dek rommy schneider dışında hiçbir alman oyuncunun ulaşamadığı bir şöhret kazanan dietrich'in şımarık tavırları ve kaprisleri, bir gün sabri mahir'i çileden çıkardı. bu efsenevi yıldızı salonundan, üstelik poposuna bir de tekme atarak kovdu.
1939'a kadar bu cimnastik salonundan çok iyi para kazanan sabri mahir'in şansı, 2. dünya savaşı'nın çıkmasıyla yine döndü. salonu kapatan sabri mahir, zor günlere geri dönerken, paris elçiliği'nde görevli dostu rasih minkari'nin davetiyle bu kente gitti ve almanca tercümanı olarak çalıştı. savaş bittikten sonra yeniden almanya'ya dönen sabri mahir, salonunu yeniden açtı ve yaşamını berlin'de noktaladı.
(not: vikipedia da dahil birçok türkçe kaynakta sabri mahir'in doğum yeri istanbul yazılmasına karşın, tüm boks kayıtlarının tutulduğu almanca kaynaklarda, doğduğu yer samsun olarak belirtilmektedir. doğum tarihi ise çok kesin olarak bilinmemekle birlikte 1890 olarak geçmektedir.)
http://www.turknostalji.com/...-en-cilgini-421.html
--- alıntı ---