• 13
    futboldan tiksindiğim bir dönemde doğum günüm için kendime verdiğim hediyedir. sevdiğim gazeteci bir arkadaşımla gittik. böyle ilginin az olduğu maçları seviyorum. böyle maçalara gelenleri seviyorum. abdi ipekçi'yi böyle zamanlarda görmek isteyenleri seviyorum.

    maça farklı sebeplerle duygusal bir gözlükle baktım zaten. hissettiklerim garipti:

    - benim 10 sene önceki halime benzeyen genç galatasaraylı kardeşlerim kalkıp maça gelmişler. asıl amacı maç izlemek veya tezahürat yapmak olmayan, sadece tribün liderine maça geldiğini göstermek olan da var. bu acı. çok acı. ama öyle işte. değişmemiş hala. değişmesi de zor. neyse konu bu değil.

    - bir cumartesi bahar akşamını abdi ipekçi'de geçirme kararını belli ki önceden almış bir teyzeyle amca (yaşarı 60 falan), erkenden gelmişler ve tam bağıran orta kısma oturmuşlar. ricalarla ve tavsiyelerle kendilerini birkaç dakika sonra pota arkasının en tepesinde kol kola, yalnız maç izlerken görünce içim burkuldu ama gülümsedim.

    - henüz ikinci periyodun ortalarında 3 faul alan kenan sipahi'yi işaret ederek tofaş koçu'nu oyuncu değişikliği için haberdar eden oktay mahmuti, sen ne büyük adamsın. ne güzel adamsın.

    - kenan sipahi demişken; çocuktaki fundamental ve basketbol zekası gerçekten çok iyi. olağanüstü bir yetenek var. dimitris diamantidis'i andırıyor bana. ileride milli takımda iken bu satırları hatırlayıp okuyup gülümseriz inşallah.
App Store'dan indirin Google Play'den alın