610
galatasaray'ın mutlaka güçlendirmesi gereken, şu anki haliyle çok zayıf duran kanal.
ülke olarak siyasi gündemimiz malum, yoğun. siyasi çekişmelerde en önemli unsurlardan birisi olarak karşımıza çıkan olgu medya gücüdür. var olan medyayı dönüştürmeye çalışır her akım. dönüştüremezse veya yeterli bulmazsa kendi medyasını kurar. bu malum bilgileri alıp spora uyarlamak hiç de yanlış olmaz.
ülkedeki ana akım medyanın, ntvspor ve hürriyet hariç, tüm takımlara eşite yakın mesafe aldığını düşünürsek ve bu medya kuruluşlarının ele geçirilmesi gibi bir "hain plan" içerisinde olmayı da istemiyorsak; o vakit yapılması gereken kendi medyanı kurmaktır.
açıkçası her sene bir transfer eksik yapalım ve 8-10 milyon euro tutarında bir bütçeyi gstv için ayıralım diyorum. gerekli personel transferleri, alt yapı yatırımları, anlaşmalar ve saire... gerekenler yapıldıktan sonra taraflı tarafsız herhangi bir insan "galatasaray acaba bu işe ne diyor?" diye merak ettiğinde gstv'ye ulaşmalı. gstv olmadan kimse bu camiada neler olup bittiğini bilmemeli.
medya bağımsızlığı olmayan bir kulübün çekmesi gereken restleri çekme konusunda istediği gibi davranamadığını 3 temmuz sürecinde yakından gördük. belki önümüzdeki sezon olmayacak ama en azından bir kaç yıl içerisinde "maçlarımı istersem kendi kanalımdan veririm" deme gücünü taşımak zorunda galatasaray. o zaman her türlü karanlığa ve tezgaha karşı hamle seçenekleri çok daha fazla olacaktır. dezenformasyona karşı gereken cevaplar verilecek, propaganda yapılması gereken dönemlerde en etkili propagandalar yapılarak kitlelere ulaşma gücü gibi önemli bir iletişim yeteneği sayesinde camia çok büyük bir koz kazanacaktır. bugüne kadar bu gerçeklerin göz ardı edildiğini düşünmedim, maddi sıkıntılara yordum. ancak madem ekonomik durumumuz düzeliyor, gerekenler artık yapılmalıdır.
esinlenerek özetlemek istersem; gstv meselesi, bağımsızlık meselesidir, özgürlük meselesidir.
ülke olarak siyasi gündemimiz malum, yoğun. siyasi çekişmelerde en önemli unsurlardan birisi olarak karşımıza çıkan olgu medya gücüdür. var olan medyayı dönüştürmeye çalışır her akım. dönüştüremezse veya yeterli bulmazsa kendi medyasını kurar. bu malum bilgileri alıp spora uyarlamak hiç de yanlış olmaz.
ülkedeki ana akım medyanın, ntvspor ve hürriyet hariç, tüm takımlara eşite yakın mesafe aldığını düşünürsek ve bu medya kuruluşlarının ele geçirilmesi gibi bir "hain plan" içerisinde olmayı da istemiyorsak; o vakit yapılması gereken kendi medyanı kurmaktır.
açıkçası her sene bir transfer eksik yapalım ve 8-10 milyon euro tutarında bir bütçeyi gstv için ayıralım diyorum. gerekli personel transferleri, alt yapı yatırımları, anlaşmalar ve saire... gerekenler yapıldıktan sonra taraflı tarafsız herhangi bir insan "galatasaray acaba bu işe ne diyor?" diye merak ettiğinde gstv'ye ulaşmalı. gstv olmadan kimse bu camiada neler olup bittiğini bilmemeli.
medya bağımsızlığı olmayan bir kulübün çekmesi gereken restleri çekme konusunda istediği gibi davranamadığını 3 temmuz sürecinde yakından gördük. belki önümüzdeki sezon olmayacak ama en azından bir kaç yıl içerisinde "maçlarımı istersem kendi kanalımdan veririm" deme gücünü taşımak zorunda galatasaray. o zaman her türlü karanlığa ve tezgaha karşı hamle seçenekleri çok daha fazla olacaktır. dezenformasyona karşı gereken cevaplar verilecek, propaganda yapılması gereken dönemlerde en etkili propagandalar yapılarak kitlelere ulaşma gücü gibi önemli bir iletişim yeteneği sayesinde camia çok büyük bir koz kazanacaktır. bugüne kadar bu gerçeklerin göz ardı edildiğini düşünmedim, maddi sıkıntılara yordum. ancak madem ekonomik durumumuz düzeliyor, gerekenler artık yapılmalıdır.
esinlenerek özetlemek istersem; gstv meselesi, bağımsızlık meselesidir, özgürlük meselesidir.