109
bu topraklarda futbola iyi gözle bakılmazdı, padişah futbolu "gençlerin toplaştığı, kaynaştığı fitne" olarak damgalamıştı.
yirminci yüzyılın başında futbol oynamak mangal gibi yürek isterdi, adını söyleyemezdin, forma giyemezdin.
futbol spor olarak algılanmazdı, gavur icadıydı.
1905'te ali sami yen ve arkadaşları futbol takımı ve kulüp kurdular.
baskılardan yılmadılar, "aman çocuklar ne yapıyorsunuz" diyenlere kulak asmadılar.
dönemin en iyi mektebi söz konusu olduğundan, takıma giremeyenlerin bazıları nazır, bazıları paşa çocuğuydu doğal olarak. onlar da kardeşlerini satmadılar, takımın faaliyetlerini gammazlamadılar.
gün oldu, tevfik fikret haz etmediği futbola kol kanat gerdi "futboldan anlamam ama kardeşlerimi de yedirmem" diyerek..
1906'da mektebin duvarları dışına çıktı takım..
yendi, yenildi ama hep oynadı.
türk olmayan takımları yenmek hep daha çok haz verdi galatasaraylılara...
bugün "türk olmayan takımları yenmemizi" engelleyecek bir işbirlikçi zihniyet var, tff binalarına yuvalanmış..!
bu zihniyet lekeleyemediği galatasaray'ı oyun dışı bırakmak için her şeyi yapıyor.
bu zihniyet şikecilerle, teşvik priminden geçinenlerle, sahte menajerlerle, organize çete olmaktan gurur duyan kulüplerle işbirliği içinde.
fifa ve uefa'nın ülke futboluna ceza vermesi, uluslararası arenada zedelenen itibarımız umurlarında bile değil..
zira mühim olan kirli düzenin devamı, kuklaların oynaması.
bugün saat 16:00'da,
futbolun direndiği yerden, galatasaray'ın doğduğu yerden, bu toprakların batıya açılan penceresinden başlıyoruz.
karşımızda yine köhne bir zihniyet var.
zihniyetin arkasında büyük bir sponsor da varmışmış, süreç çoook yukarılardan bağlanmış diyenler de var.
ama biz padişaha rağmen yola çıkmışız bugün kimse yıldıramaz. hakkımızı arıyoruz, hukukumuzun peşindeyiz.
öyleyse, yürüyelim arkadaşlar...
zaten geç kaldık, hızlı adımlarla yürüyelim hatta !
yirminci yüzyılın başında futbol oynamak mangal gibi yürek isterdi, adını söyleyemezdin, forma giyemezdin.
futbol spor olarak algılanmazdı, gavur icadıydı.
1905'te ali sami yen ve arkadaşları futbol takımı ve kulüp kurdular.
baskılardan yılmadılar, "aman çocuklar ne yapıyorsunuz" diyenlere kulak asmadılar.
dönemin en iyi mektebi söz konusu olduğundan, takıma giremeyenlerin bazıları nazır, bazıları paşa çocuğuydu doğal olarak. onlar da kardeşlerini satmadılar, takımın faaliyetlerini gammazlamadılar.
gün oldu, tevfik fikret haz etmediği futbola kol kanat gerdi "futboldan anlamam ama kardeşlerimi de yedirmem" diyerek..
1906'da mektebin duvarları dışına çıktı takım..
yendi, yenildi ama hep oynadı.
türk olmayan takımları yenmek hep daha çok haz verdi galatasaraylılara...
bugün "türk olmayan takımları yenmemizi" engelleyecek bir işbirlikçi zihniyet var, tff binalarına yuvalanmış..!
bu zihniyet lekeleyemediği galatasaray'ı oyun dışı bırakmak için her şeyi yapıyor.
bu zihniyet şikecilerle, teşvik priminden geçinenlerle, sahte menajerlerle, organize çete olmaktan gurur duyan kulüplerle işbirliği içinde.
fifa ve uefa'nın ülke futboluna ceza vermesi, uluslararası arenada zedelenen itibarımız umurlarında bile değil..
zira mühim olan kirli düzenin devamı, kuklaların oynaması.
bugün saat 16:00'da,
futbolun direndiği yerden, galatasaray'ın doğduğu yerden, bu toprakların batıya açılan penceresinden başlıyoruz.
karşımızda yine köhne bir zihniyet var.
zihniyetin arkasında büyük bir sponsor da varmışmış, süreç çoook yukarılardan bağlanmış diyenler de var.
ama biz padişaha rağmen yola çıkmışız bugün kimse yıldıramaz. hakkımızı arıyoruz, hukukumuzun peşindeyiz.
öyleyse, yürüyelim arkadaşlar...
zaten geç kaldık, hızlı adımlarla yürüyelim hatta !