524
--- alıntı ---
üç büyük günah
fifa ve uefa günümüzde futbolu tehdit eden üç belayı açıkladı: şike, ırkçılık, şiddet... ne mutlu bize ki; "futbolu bitirecekler" diye tanımlanan üç belayı bir arada yaşıyoruz!
fifa ve uefa, günümüz futbolunu tehdit eden üç büyük belayı açıkladı: şike, ırkçılık ve şiddet... ne mutlu bize ki; fifa'nın "dünya futbolunu bitirecek" diye tanımladığı üç büyük belayı bir arada yaşıyoruz! bir ülke düşünün ki; en az 30 futbol adamı şikeden yargılanıyor ve bazıları cezaevinde... yine bir ülke düşünün ki; o ülkenin futbol federasyonu başkanı o ülkenin en büyük takımından milyonlarca euro alacaklı... yine bir ülke düşünün ki; zamanında "pis zenci" dediği iddiasıyla ingiltere'de problem yaşamış bir futbolcu, yakın zamana kadar milli takım'ın kaptanı, üstelik bu problemi yaşadığı futbolcuyla yaptığı basın toplantısında aklanmaya çalışıyor.
tarlabaşi bitirim hanesi
futbolumuzda ne fair kaldı, ne de play... futbolumuz, bir zamanlar tarlabaşı'nda bulunan o rezil ve kepaze yerlere döndü. it iziyle at izi birbirine karıştı. meydan boş. isteyen istediğini yapıyor. ve maalesef türk futboluna hak ettiğinin en az üç katını vermiş yayıncı kuruluş bu tarlabaşı'ndaki bitirimhaneyi avrupa'nın en büyük oteliymiş gibi göstermeye çalışıyor. parlattıkça parlatıyor, vernikliyor ama yine olmuyor. evvelsi gece galatasaray gol atıyor. ve maalesef maçı anlatan spikerler milli takımımız gol yemişçesine hüzünlü bir ses tonuna bürünüyor. maç bitiyor olaylar gösterilmiyor. ligtv'nin resmi internet sitesinde emre-zokora sahnesi bir müddet sonra yayından kaldırılıyor. ligtv'ye asla kızmıyorum. büyük para verdiler. ve kurtarma derdindeler. ama futbolumuz tarlabaşı'ndaki bitirimhane haline gelmişse bunu boya-badana gibi palyatif çözümlerle toparlayamayız. tek çözüm, yıkıp yeniden yapmaktır.
yaziklar olsun yobo!
yıllardır "futbolun güzelliklerini konuşalım" diyenler futbolun çirkinliklerini hep göz ardı ettiler. halının altına süpüre süpüre 3 temmuz'a geldik. "futbolcular bizim gözbebeğimiz" dediler, başımıza çıkarttılar ve hala ırkçı söylemlerde bulunsalar bile tarlabaşı sistemi onları da kurtarmaya çalışıyor. bu sistem herkesi öylesine bozdu ki, işin ucu fenerbahçeli yobo'nun köklerini inkar edercesine yaptığı o utanç tablosuna kadar uzandı. yazıklar olsun sana yobo ! sen bir siyahsın ve bununla gurur duyması gereken bir afrikalı'sın. sen değil misin emre belözoğlu ile ingiltere'de ırkçılık problemi yaşayan? atalar'ın seni affetmeyecek. martin luther king önceki günkü tabloyu görse mezarında bile kemikleri sızlardı. şayet alex haley bu tabloyu görseydi, kökler kitabını yırtar atardı. yazıklar olsun bu ülkenin futboluna !
meydan boş kalmiş
gelelim evvelsi geceki maçta yaşananlara... meydan o kadar boş ki, sahaya millet konserdeki tarkan'ın boynuna sarılır gibi atlıyor. beşiktaş, golü ofsayttan yiyor ve tüm camia bir zamanlar galatasaray'da basketbol oynamış hüseyin göçek'e ateş püskürüyor. ama çelişkinin büyüklüğüne bakın ki; hakemlerin patronu zekeriye alp beşiktaş'a yıllarını vermiş efsane bir kaptan... ve yine tuhaflığa bakın ki, bir takıma yıllarını vermiş bir milli futbolcunun hakemlerin patronu olduğu dünyanın herhangi bir ülkesinde görülmüş müdür? ve birileri futbolumuzun hala büyük bir şölen olduğunu millete inandırmaya çalışıyor. ama kimse yutmuyor.
--- alıntı ---
üç büyük günah
fifa ve uefa günümüzde futbolu tehdit eden üç belayı açıkladı: şike, ırkçılık, şiddet... ne mutlu bize ki; "futbolu bitirecekler" diye tanımlanan üç belayı bir arada yaşıyoruz!
fifa ve uefa, günümüz futbolunu tehdit eden üç büyük belayı açıkladı: şike, ırkçılık ve şiddet... ne mutlu bize ki; fifa'nın "dünya futbolunu bitirecek" diye tanımladığı üç büyük belayı bir arada yaşıyoruz! bir ülke düşünün ki; en az 30 futbol adamı şikeden yargılanıyor ve bazıları cezaevinde... yine bir ülke düşünün ki; o ülkenin futbol federasyonu başkanı o ülkenin en büyük takımından milyonlarca euro alacaklı... yine bir ülke düşünün ki; zamanında "pis zenci" dediği iddiasıyla ingiltere'de problem yaşamış bir futbolcu, yakın zamana kadar milli takım'ın kaptanı, üstelik bu problemi yaşadığı futbolcuyla yaptığı basın toplantısında aklanmaya çalışıyor.
tarlabaşi bitirim hanesi
futbolumuzda ne fair kaldı, ne de play... futbolumuz, bir zamanlar tarlabaşı'nda bulunan o rezil ve kepaze yerlere döndü. it iziyle at izi birbirine karıştı. meydan boş. isteyen istediğini yapıyor. ve maalesef türk futboluna hak ettiğinin en az üç katını vermiş yayıncı kuruluş bu tarlabaşı'ndaki bitirimhaneyi avrupa'nın en büyük oteliymiş gibi göstermeye çalışıyor. parlattıkça parlatıyor, vernikliyor ama yine olmuyor. evvelsi gece galatasaray gol atıyor. ve maalesef maçı anlatan spikerler milli takımımız gol yemişçesine hüzünlü bir ses tonuna bürünüyor. maç bitiyor olaylar gösterilmiyor. ligtv'nin resmi internet sitesinde emre-zokora sahnesi bir müddet sonra yayından kaldırılıyor. ligtv'ye asla kızmıyorum. büyük para verdiler. ve kurtarma derdindeler. ama futbolumuz tarlabaşı'ndaki bitirimhane haline gelmişse bunu boya-badana gibi palyatif çözümlerle toparlayamayız. tek çözüm, yıkıp yeniden yapmaktır.
yaziklar olsun yobo!
yıllardır "futbolun güzelliklerini konuşalım" diyenler futbolun çirkinliklerini hep göz ardı ettiler. halının altına süpüre süpüre 3 temmuz'a geldik. "futbolcular bizim gözbebeğimiz" dediler, başımıza çıkarttılar ve hala ırkçı söylemlerde bulunsalar bile tarlabaşı sistemi onları da kurtarmaya çalışıyor. bu sistem herkesi öylesine bozdu ki, işin ucu fenerbahçeli yobo'nun köklerini inkar edercesine yaptığı o utanç tablosuna kadar uzandı. yazıklar olsun sana yobo ! sen bir siyahsın ve bununla gurur duyması gereken bir afrikalı'sın. sen değil misin emre belözoğlu ile ingiltere'de ırkçılık problemi yaşayan? atalar'ın seni affetmeyecek. martin luther king önceki günkü tabloyu görse mezarında bile kemikleri sızlardı. şayet alex haley bu tabloyu görseydi, kökler kitabını yırtar atardı. yazıklar olsun bu ülkenin futboluna !
meydan boş kalmiş
gelelim evvelsi geceki maçta yaşananlara... meydan o kadar boş ki, sahaya millet konserdeki tarkan'ın boynuna sarılır gibi atlıyor. beşiktaş, golü ofsayttan yiyor ve tüm camia bir zamanlar galatasaray'da basketbol oynamış hüseyin göçek'e ateş püskürüyor. ama çelişkinin büyüklüğüne bakın ki; hakemlerin patronu zekeriye alp beşiktaş'a yıllarını vermiş efsane bir kaptan... ve yine tuhaflığa bakın ki, bir takıma yıllarını vermiş bir milli futbolcunun hakemlerin patronu olduğu dünyanın herhangi bir ülkesinde görülmüş müdür? ve birileri futbolumuzun hala büyük bir şölen olduğunu millete inandırmaya çalışıyor. ama kimse yutmuyor.
--- alıntı ---