9
yalnızca 9 yaşındayken radyodan dinlediğim (o zamanlar maçlar show tv'den yayınlanırdı ama bu maç neden yayınlanmadı hatırlayamadım, cine5'in futbolu budaklamaya ilk başladığı zamanlar olabilir), fenerbahçe'nin sadece 1 puan gerimizde olması ve küme düşmesi kesinleşmiş karşıyaka ile deplasmanda oynaması nedeniyle, kalbimin gümbür gümbür atarak takip ettiğim galatasaray maçlarından bir tanesi, şampiyonluk maçı. berabere kalsaydık şampiyonluk gidiyordu ve bursa da fena takım değildi hani. ilk yarıdaki maçta bizi yenmişlerdi. ilk golümüzü hakan şükür kafayla atmıştı, sonra penaltı kazandık, tam rahatlayacakkken tugay direğe nişanladı topu. bir türlü rahatlayamıyorduk ki sezon arasında admira wacker'den aldığımız isveçli ljung sağ taraftan ortalanan bir topta kafa vuruşuyla golü yaptı ve galatasaray'ımı rahatlattı.
sonuçta 70 puanla şampiyon olduk, fenerbahçe ise 69 puanla 2. oldu. sezonun hemen bitiminde beşiktaş ile cumhurbaşkanlığı kupası finali oynadık ve 3-1 kaybettik. reiner hollmann bizi şampiyon yaptıktan sonra gitmişti, yerine kocaeli'nin hocası bir başka alman saftig gelmişti. alman panzerleri falko ile stumpf'un da son sezonuydu bu. takım komple değişmişti.
sonuçta 70 puanla şampiyon olduk, fenerbahçe ise 69 puanla 2. oldu. sezonun hemen bitiminde beşiktaş ile cumhurbaşkanlığı kupası finali oynadık ve 3-1 kaybettik. reiner hollmann bizi şampiyon yaptıktan sonra gitmişti, yerine kocaeli'nin hocası bir başka alman saftig gelmişti. alman panzerleri falko ile stumpf'un da son sezonuydu bu. takım komple değişmişti.