834
'' biraz sonra uçağa bineceğim. o dakikadan sonra, brezilya size uzak, türkiye bana yakın olacak. evet, birazdan peronda yavaş adımlarla yürüyeceğim. önce arkama bakmak istemeyeceğim, gözlerimle savaşacağım. çok kısa sürecek. ilk adımda yenileceğim. başımı arkaya çevirdiğimde milyonları görmek, milyonlarca sevgiyi bırakıp gitmek zor olacak, olmalı.
dianne’ya sesleneceğim çok kısık sesle. ‘bak diyeceğim, bak neleri bırakıyoruz…’ dianne’a gülümseyecek bana. sıcak bir öpücük kondurabilir o anda, belki hiçbir şey yapmaz. öylece beklerim ben yine. bu aşkı ona söylemezsem, buradan nasıl giderim. sonra kızlarımı kucağıma alacağım, bavulumu bırakıp. onlar ağlayacaklar. seviyorlarsa babamı bu kadar, neden gidiyoruz? diyecekler… susacağız eşimle. cevap veremeyeceğiz. kızacağız kendimize.
bir el yükselecek başımdan yukarı. hüzün kokacak baştan sonra. o el hiç inmek istemeyecek. hep veda sürsün, gitmek anlamını yitirsin ve unutalım bu terkedişi dileyecek. arkamı o bayrağa dönmek olacak en zoru. eli yere indirdiğimde, hızlıca hareket etmeliyim. birkaç saniye daha beklersem, önce kızlarımı salacağım geriye. sonra biz yürüyeceğiz fenerbahçe’ye… içimden sayacağım tek tek. ve o an da ayaklarımı çok şık bir hareketle uçağa doğru çevireceğim. dayanamacağım. çökmek isteyecek dizlerim. karıma tutunacağım, kızlarıma dua edeceğim…
arkadaki şarkıları bırakmak en zoru, en acı vereni bu olacak. duymak isteyip, bekleyemeyeceğim mesela. her haftasonu sevemeyeceğim tekrardan. şükrü saraçoğlunda gol sevinci yaşamaktan öte, bir taraftarı dünyanın en mutlu insanı yapamayacağım… üzülüyorum. kapılar açılacak birazdan. beklemekte fayda var az daha.
birkaç sene kaldı bu sahneyi yaşatmaya size. duygularımı tahmin edemezsin büyük fenerbahçe taraftarı. sizden ayrılmayı düşünmek, aile fertlerinden birini kaybetmek gibi olacak, olmalı.
ama daha var, o şık hareketi yapmaya daha süre, o ellerin kaldıracağı kupalar var. ''
fanatik bir galatasaraylı olarak bunu okuduğumda acayip gururlandım. herkese her zaman söylerim bu adam fenerbahçeye yakışmıyor....
dianne’ya sesleneceğim çok kısık sesle. ‘bak diyeceğim, bak neleri bırakıyoruz…’ dianne’a gülümseyecek bana. sıcak bir öpücük kondurabilir o anda, belki hiçbir şey yapmaz. öylece beklerim ben yine. bu aşkı ona söylemezsem, buradan nasıl giderim. sonra kızlarımı kucağıma alacağım, bavulumu bırakıp. onlar ağlayacaklar. seviyorlarsa babamı bu kadar, neden gidiyoruz? diyecekler… susacağız eşimle. cevap veremeyeceğiz. kızacağız kendimize.
bir el yükselecek başımdan yukarı. hüzün kokacak baştan sonra. o el hiç inmek istemeyecek. hep veda sürsün, gitmek anlamını yitirsin ve unutalım bu terkedişi dileyecek. arkamı o bayrağa dönmek olacak en zoru. eli yere indirdiğimde, hızlıca hareket etmeliyim. birkaç saniye daha beklersem, önce kızlarımı salacağım geriye. sonra biz yürüyeceğiz fenerbahçe’ye… içimden sayacağım tek tek. ve o an da ayaklarımı çok şık bir hareketle uçağa doğru çevireceğim. dayanamacağım. çökmek isteyecek dizlerim. karıma tutunacağım, kızlarıma dua edeceğim…
arkadaki şarkıları bırakmak en zoru, en acı vereni bu olacak. duymak isteyip, bekleyemeyeceğim mesela. her haftasonu sevemeyeceğim tekrardan. şükrü saraçoğlunda gol sevinci yaşamaktan öte, bir taraftarı dünyanın en mutlu insanı yapamayacağım… üzülüyorum. kapılar açılacak birazdan. beklemekte fayda var az daha.
birkaç sene kaldı bu sahneyi yaşatmaya size. duygularımı tahmin edemezsin büyük fenerbahçe taraftarı. sizden ayrılmayı düşünmek, aile fertlerinden birini kaybetmek gibi olacak, olmalı.
ama daha var, o şık hareketi yapmaya daha süre, o ellerin kaldıracağı kupalar var. ''
fanatik bir galatasaraylı olarak bunu okuduğumda acayip gururlandım. herkese her zaman söylerim bu adam fenerbahçeye yakışmıyor....