131
28 mart - 1 nisan 2012 tarihleri arasında düzenlenen kadınlar euroleague final 8 organizasyonunun evsahibi sıfatına sahip tüzel kişisi türkiye basketbol federasyonu değil, galatasaray spor klubüdür! bu sebeple, galatasaray kadın basketbol takımımız play-off maçlarını oynamadan direkt olarak final 8 maçlarına dahil edilmiştir.
öncelikle bunu kafamızın içine sokup, bir yerlerde muhafaza edeceğiz. zira dün yaşanan rezaletler silsilesinin birincil müessibi, yüce (!) türk polisinden bile önce, galatasarayımızın kadın basketbol takımını yöneten niteliksizler kümesidir. kendilerini geliştirmek yerine oldukları yerde sayan, işgal ettikleri koltuğu 16-17 yaşındaki çocuklar tarafından yönetilen saçma sapan sitelere transfer duyumu vermek üzere kullanmak dışında hiç bir vasfa sahip olmayan bu güruh, galatasaray tarafından şimdiye kadar evsahibi olarak düzenlenen en büyük organizasyonu rezil-i rüsva etmekle kalmamış, üstelik bir de ezeli rakibimize peşkeş çekmişlerdir.
tez vakit, tüm yetkileri alınarak, kapının önüne konmadıkları sürece, galatasaray kadın basketbol takımı boynumuzu eğmeye devam edecektir !
saha içine gelirsek eğer, belki de galatasaray tarihinde başa gelen en büyük talihsizliklerden biri olan ceyhun yıldızoğlu her zamanki gibi, hem takımı organizasyona hazırlayamamış, hem de müsabaka sırasında acziyetini tekrar tekrar gözler önüne sermiştir. takım tarihinin en büyük yatırımının yapıldığı süregiden sezonda, potansiyeli kullanmak bir yana, sürekli daha geriye doğru gitmemize vesile olan yıldızoğlu, anlaşamadığı ve yönetemediği oyuncularla, şanlı müzemize ekleyebileceğimiz o en büyük kupayı göz göre göre baltalamış ve fenerbahçe'ye ikram etmiştir.
yerli oyunculara verdiği "siz ofansif tarafta görünmez olun, savunmada sorumluluk alın" şeklindeki talimatlarıyla takımı parçalara bölen sayın yıldızoğlu'na karşı hiç bir duruş sergileyemeyen, ve bu durumu sadece bir bahane olarak alıp olduğu yerde sayan sevgili işıl alben ve bahar çağlar'ın da galatasaray kariyeri artık sona ermelidir !
bu taraftar, işini, gücünü, ailesini, okulunu geride bırakıp galatasaray'ına koşan bu taraftar, dün sizler yüzünden dayak yedi, ve sizin ruhsuzluğunuz o cop darbelerinden de, biber gazından da daha çok koydu bizlere !
gelgelim yüce türk polisine;
sahaya atilan torpiller, momentumun galatasaray'a geçtiği her an oyunu durdurmalar gibi, fenerbahçe kültürünü simgeleyen her harekete sessiz kalan, diğer taraftan maç bitiminde sahayı terketmeye çalışan galatasaray taraftarına saldıran emniyet teşkilatı, her zamanki gibi kendisine yakışanı yapmıştır. fenerbahçe taraftarı ile aramızdaki polis barikatının hemen bittiği yerde maçı takip eden grup olarak, galatasaraylı oluşumuzu cezalandıran polisler, çıkış kapılarını da kapatarak bizi iki taraflı kıstırmış, ve böylece olası terör eylemlerine hazırlık noktasında da başarılı bir tatbikat gerçekleştirmişlerdir.
başkanı şikeden içeride olan bir klubün karşısında bizi böylesine ezdiren yönetim kurulumuzu ise sayın abdurrahim albayrak dışında can-ı gönülden tebrik ediyorum. galatasaray taraftarı kendisini her seferinde böyle sahipsiz bırakan isimlere karşı desteğini sürdürdüğü müddetçe canının yanmasına nasıl olsa alışacaktır.
son tahlilde, geriye dönüp bakıldığında ortaya çıkan tablo, önüne bakan bir yönetim, gelecek sezona hazırlanan bir şube idari heyeti, görevine devam eden bir koç, ve muhtemelen gece amirleri tarafından tebrik edilen emniyet mensupları.
bizim tarafa döndüğümde ise, kafasına cop darbeleri yiyen fatih, biber gazından bayılan can, alnında kuruyan kanıyla caner, çünkü bizim suçumuz galatasaray taraftarı olmak..
ama işte siz de unutmayın,
en nihayetinde;
bir düşer bin kalkar !
öncelikle bunu kafamızın içine sokup, bir yerlerde muhafaza edeceğiz. zira dün yaşanan rezaletler silsilesinin birincil müessibi, yüce (!) türk polisinden bile önce, galatasarayımızın kadın basketbol takımını yöneten niteliksizler kümesidir. kendilerini geliştirmek yerine oldukları yerde sayan, işgal ettikleri koltuğu 16-17 yaşındaki çocuklar tarafından yönetilen saçma sapan sitelere transfer duyumu vermek üzere kullanmak dışında hiç bir vasfa sahip olmayan bu güruh, galatasaray tarafından şimdiye kadar evsahibi olarak düzenlenen en büyük organizasyonu rezil-i rüsva etmekle kalmamış, üstelik bir de ezeli rakibimize peşkeş çekmişlerdir.
tez vakit, tüm yetkileri alınarak, kapının önüne konmadıkları sürece, galatasaray kadın basketbol takımı boynumuzu eğmeye devam edecektir !
saha içine gelirsek eğer, belki de galatasaray tarihinde başa gelen en büyük talihsizliklerden biri olan ceyhun yıldızoğlu her zamanki gibi, hem takımı organizasyona hazırlayamamış, hem de müsabaka sırasında acziyetini tekrar tekrar gözler önüne sermiştir. takım tarihinin en büyük yatırımının yapıldığı süregiden sezonda, potansiyeli kullanmak bir yana, sürekli daha geriye doğru gitmemize vesile olan yıldızoğlu, anlaşamadığı ve yönetemediği oyuncularla, şanlı müzemize ekleyebileceğimiz o en büyük kupayı göz göre göre baltalamış ve fenerbahçe'ye ikram etmiştir.
yerli oyunculara verdiği "siz ofansif tarafta görünmez olun, savunmada sorumluluk alın" şeklindeki talimatlarıyla takımı parçalara bölen sayın yıldızoğlu'na karşı hiç bir duruş sergileyemeyen, ve bu durumu sadece bir bahane olarak alıp olduğu yerde sayan sevgili işıl alben ve bahar çağlar'ın da galatasaray kariyeri artık sona ermelidir !
bu taraftar, işini, gücünü, ailesini, okulunu geride bırakıp galatasaray'ına koşan bu taraftar, dün sizler yüzünden dayak yedi, ve sizin ruhsuzluğunuz o cop darbelerinden de, biber gazından da daha çok koydu bizlere !
gelgelim yüce türk polisine;
sahaya atilan torpiller, momentumun galatasaray'a geçtiği her an oyunu durdurmalar gibi, fenerbahçe kültürünü simgeleyen her harekete sessiz kalan, diğer taraftan maç bitiminde sahayı terketmeye çalışan galatasaray taraftarına saldıran emniyet teşkilatı, her zamanki gibi kendisine yakışanı yapmıştır. fenerbahçe taraftarı ile aramızdaki polis barikatının hemen bittiği yerde maçı takip eden grup olarak, galatasaraylı oluşumuzu cezalandıran polisler, çıkış kapılarını da kapatarak bizi iki taraflı kıstırmış, ve böylece olası terör eylemlerine hazırlık noktasında da başarılı bir tatbikat gerçekleştirmişlerdir.
başkanı şikeden içeride olan bir klubün karşısında bizi böylesine ezdiren yönetim kurulumuzu ise sayın abdurrahim albayrak dışında can-ı gönülden tebrik ediyorum. galatasaray taraftarı kendisini her seferinde böyle sahipsiz bırakan isimlere karşı desteğini sürdürdüğü müddetçe canının yanmasına nasıl olsa alışacaktır.
son tahlilde, geriye dönüp bakıldığında ortaya çıkan tablo, önüne bakan bir yönetim, gelecek sezona hazırlanan bir şube idari heyeti, görevine devam eden bir koç, ve muhtemelen gece amirleri tarafından tebrik edilen emniyet mensupları.
bizim tarafa döndüğümde ise, kafasına cop darbeleri yiyen fatih, biber gazından bayılan can, alnında kuruyan kanıyla caner, çünkü bizim suçumuz galatasaray taraftarı olmak..
ama işte siz de unutmayın,
en nihayetinde;
bir düşer bin kalkar !