hakan şükür

insanlara bir şeyi zorla sevdiremezsiniz. sonuçta düşünce özgürlüğü diye bir şey vardır ve insan özgür bir varlıktır. fakat bazen bu özgürlük insanı o kadar çok değiştirir ki, bunun ayarını tam kontrol edemediğinde bir bakmışsın ki kendi kendini yasaklamaya başlamıştır.

hakan şükür iyi golcüdür, berbat golcüdür bu kişiden kişiye göre değişir ki bence türk futbol tarihinde metin oktay'dan sonraki en iyi yerli golcüdür. tarzını beğenmeyene de sonsuz saygım vardır. ayakla yaptığı şutları beğenmez bazısı. bazıları bencilliğinden yakınır. doğaldır. sonuçta her insanın sevdiği futbolcu tarzı başkadır. fakat:

bir insanı x konusunda sevmediğiniz için gidip y konusunda eleştirirseniz işte bunun mazereti olmaz. hani demiştim ya bazen özgürlük insanı o kadar çok körleştirir ki, sırf adam cemaate sempatisi var diye gelip burda adamın futboluna bok atar. kendisini bir kişiye ya da bir kuruma o kadar çok bağlamıştır ki karşısındaki adam 10000 gol 30000 asistlik istatistik yapsa yine de gelir atacak laf arar. bu ülkede kimse senin beğendiğin siyasi partiyi beğenmek ya da ona sempati duymak zorunda değil arkadaşım. aynı şekilde seninde bu adamın sempati duyduğu kişiye ya da kişilere sempati duyma zorunda olmaman gibi.

bu adam bu kulübe transfer olurken de cemaate sempatisi vardı.

bu adam leeds united'a deplasmanda o golü atarken de vardı.
sen o attığı gole sevinirken de cemaate sempatisi vardı bu adamın.

uefa finalinde o penaltıyı atarken de cemaate sempatisi vardı.

2006'nın son lig maçında sami yen'de bizlerle beraber göz yaşı dökerken de vardı.

neyse kısadan hisse:

bir insanı sevmek zorunda değilsiniz fakat gelipte bir düşüncesi size uymadı diye o konudan bağımsız bir alanına laf atarsanız sırf bu yüzden dolayı;

bunun adı özgürlük değildir, emeğe saygısızlıktır.