2
işte tribünde seyrettiğim ilk galatasaray maçı. babamla beraber gitmiştik. giderken öyle heyecanlıydım ki anlatabilmem mümkün değil. sonuçta ilk kez gönül verdiğim takımın maçını seyredecektim . maça biraz geç gidebilmiştik o sebeple yer sıkıntısı olmuştu ve tüm maçı ayakta izlemek zorunda kalmıştım ama umrumda değildi. gerçi o gün bir de antrenmanım olduğu için yorgundum ve o yaklaşık 2 saat ayakta beklemenin acısı ertesi gün çıkmıştı ama hiç önemli değildi benim için. maçı da suat kaya'nın golüyle kazanmıştık bu da benim için ayrı bir anlamlı oldu . ilk gittiğim maçta takımımız puan kaybetseydi , belki de totem yapacağım diye hayat boyu maça gidemezdim:)
ama şimdi düşünüyorum da o maçta herşey iyi ve güzeldi de en çok üzüldüğüm nokta gheorghe hagi'nin henüz maçın başlarında sakatlanıp oyundan çıkması olmuştu. ne güzel hagi yanımıza gelmiş ,izleyeceğiz diye keyifliyken , bir anda oyundan çıksın , yok böyle şans
neyse ki maçı kazandık da sonuç olarak keyifli bitti herşey. ondan sonra daha nice maçlarda buluştuk takımımla ama ilk maçın heyecanı , anlamı bir başka oluyor gerçekten.
ama şimdi düşünüyorum da o maçta herşey iyi ve güzeldi de en çok üzüldüğüm nokta gheorghe hagi'nin henüz maçın başlarında sakatlanıp oyundan çıkması olmuştu. ne güzel hagi yanımıza gelmiş ,izleyeceğiz diye keyifliyken , bir anda oyundan çıksın , yok böyle şans
neyse ki maçı kazandık da sonuç olarak keyifli bitti herşey. ondan sonra daha nice maçlarda buluştuk takımımla ama ilk maçın heyecanı , anlamı bir başka oluyor gerçekten.