37
04.01.2012 tarihli sabah gazetesindeki yazısı.
--- alıntı ---
dengeyi kırmızı bozdu
ilk yarının son 6 haftasının mükemmel performanslı takımı, ilk yarının lideri galatasaray'ın sezonun açılış maçını kaybettiği istanbul belediye karşısında nasıl oynayacağı merak konusuydu. belediye'nin oyun yapısı özellikle büyük takımlara karşı maçlar için uygun. dün de kırmızı karta kadarki bölüme baktığımızda belediye için işler hiç de kötü gitmiyordu. ilk golü galatasaray bulmuştu. geçtiğimiz maçlarda skor avantajı yakaladığında oyunu ele alan ve maçı pas oyununa çevirebilen galatasaray'ı dün belediye'ye karşı göremedik. melo'suz bir galatasaray orta sahası, böylesine bir denge oyuncusunun yokluğunda özellikle top rakipteyken ilk yarı boyunca istediği direnci oluşturamadı.
işler dengede giderken oyun anı değişkenleri diyebileceğimiz faktörler tıpkı dün akşamki gibi çok belirleyici olabiliyor. yani bir kırmızı kart, 10 kişi kalış ve oyunun bitişi dünkü maçın belediye adına özetiydi.
11'e 10 avantajınız varsa, oyunda bunu rakibe hissettirebilmek için ya tempoyu arttıracaksınız ya da oyunu geniş alanda oynamalısınız. galatasaray da ikinci yarının başında tempoyu arttırıp çok kısa sürede tekrar öne geçti. böyle de olunca oyunun resmi tamamen değişti.
play-off için en avantajli takim
istanbul belediye'nin skoru korumaya oynamak yerine eksik adamla gol yapmak zorunda olduğu bir anlayışa dönmesi oyunu çok farklı yerlere getirdi ve 4-1'lik skor ortaya çıktı.
galatasaray'da öne çıkan isimlerin başında özellikle bireysel başarı açısından iki tane uzaktan vuruş golüyle emre çolak'ı ilk sıraya koyabiliriz. ama hala o bölge için performansını yeterli bulmadığımı da belirteyim. bir de, ilk yarının istikrarlı ismi selçuk... dün de mükemmel bir vuruş tekniğiyle farkı getiren oyuncu oldu.
ilk yarı performansını ikinci yarının başına da taşıyan galatasaray bu ligin play-off'a kadar bölümünü önde bitirme açısından en avantajlı takım gözüküyor. eboue'nin gidişinden çok etkilenecek mi? iyileşen bir sabri bu sorunu giderecektir.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
dengeyi kırmızı bozdu
ilk yarının son 6 haftasının mükemmel performanslı takımı, ilk yarının lideri galatasaray'ın sezonun açılış maçını kaybettiği istanbul belediye karşısında nasıl oynayacağı merak konusuydu. belediye'nin oyun yapısı özellikle büyük takımlara karşı maçlar için uygun. dün de kırmızı karta kadarki bölüme baktığımızda belediye için işler hiç de kötü gitmiyordu. ilk golü galatasaray bulmuştu. geçtiğimiz maçlarda skor avantajı yakaladığında oyunu ele alan ve maçı pas oyununa çevirebilen galatasaray'ı dün belediye'ye karşı göremedik. melo'suz bir galatasaray orta sahası, böylesine bir denge oyuncusunun yokluğunda özellikle top rakipteyken ilk yarı boyunca istediği direnci oluşturamadı.
işler dengede giderken oyun anı değişkenleri diyebileceğimiz faktörler tıpkı dün akşamki gibi çok belirleyici olabiliyor. yani bir kırmızı kart, 10 kişi kalış ve oyunun bitişi dünkü maçın belediye adına özetiydi.
11'e 10 avantajınız varsa, oyunda bunu rakibe hissettirebilmek için ya tempoyu arttıracaksınız ya da oyunu geniş alanda oynamalısınız. galatasaray da ikinci yarının başında tempoyu arttırıp çok kısa sürede tekrar öne geçti. böyle de olunca oyunun resmi tamamen değişti.
play-off için en avantajli takim
istanbul belediye'nin skoru korumaya oynamak yerine eksik adamla gol yapmak zorunda olduğu bir anlayışa dönmesi oyunu çok farklı yerlere getirdi ve 4-1'lik skor ortaya çıktı.
galatasaray'da öne çıkan isimlerin başında özellikle bireysel başarı açısından iki tane uzaktan vuruş golüyle emre çolak'ı ilk sıraya koyabiliriz. ama hala o bölge için performansını yeterli bulmadığımı da belirteyim. bir de, ilk yarının istikrarlı ismi selçuk... dün de mükemmel bir vuruş tekniğiyle farkı getiren oyuncu oldu.
ilk yarı performansını ikinci yarının başına da taşıyan galatasaray bu ligin play-off'a kadar bölümünü önde bitirme açısından en avantajlı takım gözüküyor. eboue'nin gidişinden çok etkilenecek mi? iyileşen bir sabri bu sorunu giderecektir.
--- alıntı ---