688
benim gözümde riera, bireysel yetenekleri iyi olan, fuleli dribling yapan ve takım oyununa fazla karışmayan, bir kanat oyuncusuna göre yeterince hızlı olmayan ve çizgiye fazlaca hapsolan bir kanat oyuncusu.
bu tip bir oyuncu, her futbolcunun sabit bölgeleri oldugu bir futbol tarzında iyi işler yapabilir. mesela 4-4-2 yi ele alalım. sol kanat oyuncusunun görevi bellidir, atılan uzun toplara koşar ortalar, çizgiye iner ortalar, atakya forvetine yakınlaşırken, defansta da bekiyle işbirliğine girer. 4-5-1 de keza aynı şekilde. yani demek istediğim ortasahanın en az 4 futbolcuyla savunulduğu her taktikte bu tip kanat oyuncuları - eğer boş alan bulurlarlsa - iyi işler yapabilirler.
türk futbolu, takım oyunu ve mücadeleye dayalı bir futbol. mücadele demek, fizik kuvveti demek. sahaların çoğu - geçen senelere göre daha iyi durumda olsa dahi - teknik oyuna elverişli değil.
4-1-3-2, 4-2-3-1 gibi 4-3-2-1 sistemlerde kanat oyuncuları iyi performans gösteremezler. tabi yeri gelmişken söyliyim, giggs gibi overmars, kewell gibi komple futbolculardan bahsetmiyorum burada. iyi performans gösterememelerinin sebebi, onlardan ortasahaya yardım etmek istenmesidir. bu da kanada hapsolan tarzda oyun oynayan kanat oyuncuları'nın performanslarının düşmesine yol açar. çünkü fizik olarak kırılgan oldukları için mücadele oyunlarında oyunda kalamazlar. kötü saha koşulları ve markajda kalmaları, gerçek meziyetlerini gösterebilmelerini sağlayacak dribling şansları bulmalarını zorlaştırır. oyundan düşerler, sırıtırlar.
riera aynen bu tarz bir oyuncudur. mücadele gücü düşüktür ve kanada hapsolarak futbol oynamayı sever. galatasarayın oyun sisteminde istenen ortasahaya yardımlarda her zaman eksik kalır. kısaca belirli sistemlerin oyuncusudur riera. o sistemler de - yukarda belirttik - galatasarayaımızın oynadığı sistemlerle örtüşmez.
uyum sorunu falan dendi, katılmıyorum buna. türkiye'de oynanan futbolda, rakibin hiçbir adamına göz açtırmazlar. öyle boş alan bulayım, soldan sağdan yardırayım, yok böyle bir olay. o devir kapandı artık. hiçbir anadolu klübü rakibin önemli silahlarına boş alan bırakmıyor artık. (bkz: hürriyet gücer vs alex de souza)
kısaca, riera bir iki maçta parlar, medya diliyle "iyi sinyaller verir". fakat bu kalıcı olmaz. bu riera 'nın suçu değil. biz bir sistem adamı aldık ve bu adamın oynadığı sistemlerde futbol oynamıyoruz. 30 yaşından sonra bir adamın kariyeri boyunca oynadığı futbolu değiştirmesini bekleyemezsin. bu yüzdendir ki, riera galatasaray'da eli mahkum başarısız olacaktır.
bu tip bir oyuncu, her futbolcunun sabit bölgeleri oldugu bir futbol tarzında iyi işler yapabilir. mesela 4-4-2 yi ele alalım. sol kanat oyuncusunun görevi bellidir, atılan uzun toplara koşar ortalar, çizgiye iner ortalar, atakya forvetine yakınlaşırken, defansta da bekiyle işbirliğine girer. 4-5-1 de keza aynı şekilde. yani demek istediğim ortasahanın en az 4 futbolcuyla savunulduğu her taktikte bu tip kanat oyuncuları - eğer boş alan bulurlarlsa - iyi işler yapabilirler.
türk futbolu, takım oyunu ve mücadeleye dayalı bir futbol. mücadele demek, fizik kuvveti demek. sahaların çoğu - geçen senelere göre daha iyi durumda olsa dahi - teknik oyuna elverişli değil.
4-1-3-2, 4-2-3-1 gibi 4-3-2-1 sistemlerde kanat oyuncuları iyi performans gösteremezler. tabi yeri gelmişken söyliyim, giggs gibi overmars, kewell gibi komple futbolculardan bahsetmiyorum burada. iyi performans gösterememelerinin sebebi, onlardan ortasahaya yardım etmek istenmesidir. bu da kanada hapsolan tarzda oyun oynayan kanat oyuncuları'nın performanslarının düşmesine yol açar. çünkü fizik olarak kırılgan oldukları için mücadele oyunlarında oyunda kalamazlar. kötü saha koşulları ve markajda kalmaları, gerçek meziyetlerini gösterebilmelerini sağlayacak dribling şansları bulmalarını zorlaştırır. oyundan düşerler, sırıtırlar.
riera aynen bu tarz bir oyuncudur. mücadele gücü düşüktür ve kanada hapsolarak futbol oynamayı sever. galatasarayın oyun sisteminde istenen ortasahaya yardımlarda her zaman eksik kalır. kısaca belirli sistemlerin oyuncusudur riera. o sistemler de - yukarda belirttik - galatasarayaımızın oynadığı sistemlerle örtüşmez.
uyum sorunu falan dendi, katılmıyorum buna. türkiye'de oynanan futbolda, rakibin hiçbir adamına göz açtırmazlar. öyle boş alan bulayım, soldan sağdan yardırayım, yok böyle bir olay. o devir kapandı artık. hiçbir anadolu klübü rakibin önemli silahlarına boş alan bırakmıyor artık. (bkz: hürriyet gücer vs alex de souza)
kısaca, riera bir iki maçta parlar, medya diliyle "iyi sinyaller verir". fakat bu kalıcı olmaz. bu riera 'nın suçu değil. biz bir sistem adamı aldık ve bu adamın oynadığı sistemlerde futbol oynamıyoruz. 30 yaşından sonra bir adamın kariyeri boyunca oynadığı futbolu değiştirmesini bekleyemezsin. bu yüzdendir ki, riera galatasaray'da eli mahkum başarısız olacaktır.
