164
ilk 34 dakika...
kötü mü oynadık? hayır
kötü hazırlandığımız bir maç mıydı? hayır
kenar yönetimi hatalar mı yaptı? hayır
peki neden şampiyonluk kaybedilmiş gibi tepki veriyoruz...
son 6dk kötü oynadık. daha doğrusu staff'ın arzuladığı hiçbir şeyi parkeye yansıtamadık. bu takımın en önemli özelliği olan topun hızlı dolaşması en kolay şutu bulana kadar yapılan pas alış-verişi 11'e ulaşan farkın da etkisiyle sanki zaman geçirmeye oynuyormuş gibi skoru korumaya yönelik bile değil süreyi öldürmeye yönelik bir oyun oynadık. bu bölümün büyük bir kısmını 3 guardla oynamamıza rağmen bir türlü organize olamadık. topu alan guardımız 24 saniyenin 20sini naumoski endamıyla harcadı. ama ne yazık ki hiçbirisi naumoski değildiler.
34 dk boyunca maçı kontrolumuzde ve oyun karakterimizle korurken, sayı bulmakta hiç zorluk çekmezken maçın sonunda yaptığımız hataların malesef bahanesi yok. özellikle alamadığımız her hucum reboundu ve kaybettiğimiz her top potamıza fast-break sayısı olarak geri döndü.
göksenin köksal'ı takdir ediyoruz bugünde katkı verdi ama hemen hemen bütün perdelerde uzunlara tosladı ve orada kaldı. bu tip durumlarda çok daha hızlı olması lazım.
bugünün ilginç sayılarından birisi serbest atış sayıları. maç oynanırken dikkatimi çekmişti ama tbl.org çalışmadığı için yeni görebildim. f.ülker 23 serbest atış kullanırken bu sayı bizde sadece 11. maç önü f.ülker'in en büyük dezavantajı uzunlarının faul problemi olacak derken kaya&oğuz'un toplam faul sayısı sadece 1.
bunun en büyük sebebi kısalarımızın içeriyi fazla zorlamaması ve uzunlarımızın alçak post oyunu olmamasından kaynaklanıyor. delici özelliği olan tek guardımız ender'in olmaması da sebeplerden biri. ama yine de 2 uzunun faul sayısının 1'de kalması oldukça ironik.
maç içinde yine göze çarpan eksilerimizden birisi de özellikle ilk devre ve maçın son anlarında yaptığımız top kayıpları. bu top kayıplarına sebep aramakta aciz kalıyoruz çünkü oynayan tüm oyuncularımız en az 1 kere top kaybetmiş.
sene başına göre özellikle ilk f.ülker maçını baz alarak söylüyorum oyunumuzda gelişmeler var. 34dk süre içinde iniş-çıkışlarımız min. seviyedeydi. oktay mahmuti'nin en önem verdiği konulardan birisi bu. maçın büyük bölümünü dengeli oynadık. 9kişilik rotasyonda herkesten katkı aldık. darius ve jaka'yı da genel kanının aksine doğru kullandığımızı düşünüyorum.
maçın kaybedilmesini sebeplere bağlarken fast-breakler ve f.ülker'in 3 defaya mahsus yakaladığı seriler ön plana çıktı. ilkinde 3.periyot başında engin atsür 5 sayı, 4. periyot başında james gist'ten 5 sayı ve maçın kırılma anı olan 6 sayılık farkla önde olduğumuz dönemde marko tomas'tan gelen 6 sayı. bunun ne önemi var diyebilirsiniz. eğer deplasmanda oynuyorsanız ve rakibiniz karşısında maçı sürekli önde götürüyorsanız onların çıkış için tek yolu kalıyor taraftarın desteğini arkalarına alacakları bir seri. kısa dönemli de olsa maçın kopma noktalarında çok kritik şekilde 16 sayılık bir sayı marjı yakaladılar ve bu sayede oyunda kaldılar. ki bunu yaparken coachlarının istedikleri oyunu değil bireysel olarak bu sayılara ulaştılar.
biz ise oyunun 34 dk. bölümde hiç kontrolden çıkmadık. kimse maçı koparayım diyerek kafasını potaya doğru kaldırmadı. bu maç için bize belki maç kaybettirdi ama gelecek adına en doğru yaptığımız şeyin bu olduğundan emin olmamız lazım.
son topa hiç değinmiyorum doğru oyunu oynamasak da boş şutu bulduk ama olmadı bu maçı kaybettik, ligde f.ülker'in üzerinde bitirmek için elimize geçen büyük bir fırsatı teptik ama şampiyonluk felan kaybetmedik. son bölümde çok dahi olsak f.ülker'den çok daha iyi oynadık. mağlubiyetin güzeli olmaz ama umut kırıcı bir durumda değiliz.
kötü mü oynadık? hayır
kötü hazırlandığımız bir maç mıydı? hayır
kenar yönetimi hatalar mı yaptı? hayır
peki neden şampiyonluk kaybedilmiş gibi tepki veriyoruz...
son 6dk kötü oynadık. daha doğrusu staff'ın arzuladığı hiçbir şeyi parkeye yansıtamadık. bu takımın en önemli özelliği olan topun hızlı dolaşması en kolay şutu bulana kadar yapılan pas alış-verişi 11'e ulaşan farkın da etkisiyle sanki zaman geçirmeye oynuyormuş gibi skoru korumaya yönelik bile değil süreyi öldürmeye yönelik bir oyun oynadık. bu bölümün büyük bir kısmını 3 guardla oynamamıza rağmen bir türlü organize olamadık. topu alan guardımız 24 saniyenin 20sini naumoski endamıyla harcadı. ama ne yazık ki hiçbirisi naumoski değildiler.
34 dk boyunca maçı kontrolumuzde ve oyun karakterimizle korurken, sayı bulmakta hiç zorluk çekmezken maçın sonunda yaptığımız hataların malesef bahanesi yok. özellikle alamadığımız her hucum reboundu ve kaybettiğimiz her top potamıza fast-break sayısı olarak geri döndü.
göksenin köksal'ı takdir ediyoruz bugünde katkı verdi ama hemen hemen bütün perdelerde uzunlara tosladı ve orada kaldı. bu tip durumlarda çok daha hızlı olması lazım.
bugünün ilginç sayılarından birisi serbest atış sayıları. maç oynanırken dikkatimi çekmişti ama tbl.org çalışmadığı için yeni görebildim. f.ülker 23 serbest atış kullanırken bu sayı bizde sadece 11. maç önü f.ülker'in en büyük dezavantajı uzunlarının faul problemi olacak derken kaya&oğuz'un toplam faul sayısı sadece 1.
bunun en büyük sebebi kısalarımızın içeriyi fazla zorlamaması ve uzunlarımızın alçak post oyunu olmamasından kaynaklanıyor. delici özelliği olan tek guardımız ender'in olmaması da sebeplerden biri. ama yine de 2 uzunun faul sayısının 1'de kalması oldukça ironik.
maç içinde yine göze çarpan eksilerimizden birisi de özellikle ilk devre ve maçın son anlarında yaptığımız top kayıpları. bu top kayıplarına sebep aramakta aciz kalıyoruz çünkü oynayan tüm oyuncularımız en az 1 kere top kaybetmiş.
sene başına göre özellikle ilk f.ülker maçını baz alarak söylüyorum oyunumuzda gelişmeler var. 34dk süre içinde iniş-çıkışlarımız min. seviyedeydi. oktay mahmuti'nin en önem verdiği konulardan birisi bu. maçın büyük bölümünü dengeli oynadık. 9kişilik rotasyonda herkesten katkı aldık. darius ve jaka'yı da genel kanının aksine doğru kullandığımızı düşünüyorum.
maçın kaybedilmesini sebeplere bağlarken fast-breakler ve f.ülker'in 3 defaya mahsus yakaladığı seriler ön plana çıktı. ilkinde 3.periyot başında engin atsür 5 sayı, 4. periyot başında james gist'ten 5 sayı ve maçın kırılma anı olan 6 sayılık farkla önde olduğumuz dönemde marko tomas'tan gelen 6 sayı. bunun ne önemi var diyebilirsiniz. eğer deplasmanda oynuyorsanız ve rakibiniz karşısında maçı sürekli önde götürüyorsanız onların çıkış için tek yolu kalıyor taraftarın desteğini arkalarına alacakları bir seri. kısa dönemli de olsa maçın kopma noktalarında çok kritik şekilde 16 sayılık bir sayı marjı yakaladılar ve bu sayede oyunda kaldılar. ki bunu yaparken coachlarının istedikleri oyunu değil bireysel olarak bu sayılara ulaştılar.
biz ise oyunun 34 dk. bölümde hiç kontrolden çıkmadık. kimse maçı koparayım diyerek kafasını potaya doğru kaldırmadı. bu maç için bize belki maç kaybettirdi ama gelecek adına en doğru yaptığımız şeyin bu olduğundan emin olmamız lazım.
son topa hiç değinmiyorum doğru oyunu oynamasak da boş şutu bulduk ama olmadı bu maçı kaybettik, ligde f.ülker'in üzerinde bitirmek için elimize geçen büyük bir fırsatı teptik ama şampiyonluk felan kaybetmedik. son bölümde çok dahi olsak f.ülker'den çok daha iyi oynadık. mağlubiyetin güzeli olmaz ama umut kırıcı bir durumda değiliz.