96
kendisi ile ilgili 1 entry'm daha varmış, iyi niyetli, güzel bir galatasaraylıdır demişim. ne de doğru demişim mesela. herhangi bir kaygı gütmeden, galatasaraylılara çok güzel hizmetler vermektedir. aşkların en güzeli midir bilmiyorum ama, uzaktan sevmektedir galatasaray'ını.
söylemek istediğim şey başka aslında. galatasaray taraftarının, galatasaraylıların gün geçtikçe sabırsız, acımasız, enteresan bir profile büründüğünü her zaman söylemişimdir. galatasaray sözlük ile ilgili entrylerimde sağduyu, sabır vs. çağrıları yapıp durmuşumdur ama yok. yakında kalecilerimizi falan döveriz, ne bileyim florya kapısında arabasıyla çıkan elmander'e are you player? deyip küfrederiz diye ödüm kopuyor bu taraftar profilimiz yüzünden. neyse ki galatasaray'ın ruhundan gelen özelliklerimiz bunu engelliyor diye düşünüyorum. yoksa işimiz zor.
sevgili gelgidersin* de bu sıkıntılı ve sabırsız profilden nasibini alıyor. gerçekten de meyve veren ağacın taşlandığı bir ortamda yaşıyoruz.
daha önce de yazdım, kendisi duyumcu değil. sadece arada sırada kendisine söylenenleri insanlarla paylaşıyor. doğru ya da yanlış olması önemli değil; paylaşması önemli değil midir zaten?
ben insanların samimiyetini doğru, yanlış, eksiksiz, eksik sözleriyle değil; paylaşımcı özellikleriyle ölçmeyi doğru bulurum. benim için samimi insan, doğru söyleyen değil, paylaşandır. kendisinin samimiyetine bu yüzden inanılmalı diye düşünüyorum.
takipçi vs. kaygısı ile isnat edilmesi pek doğru gelmiyor. çabamızın adı galatasaray diyenleri küstürmemeli galatasaray taraftarı.
kendisini yaftalamak yerine "unfollow" ya da "follow" butonlarına basmanız, inanın daha az kırıcı olacaktır.
galatasaray, her bireyiyle, her birimiyle aile ve birlik olmalıdır.
kendisine tekrar hoş geldin ve kolay gelsin diyelim. ayrıca, yürüyedursun.
söylemek istediğim şey başka aslında. galatasaray taraftarının, galatasaraylıların gün geçtikçe sabırsız, acımasız, enteresan bir profile büründüğünü her zaman söylemişimdir. galatasaray sözlük ile ilgili entrylerimde sağduyu, sabır vs. çağrıları yapıp durmuşumdur ama yok. yakında kalecilerimizi falan döveriz, ne bileyim florya kapısında arabasıyla çıkan elmander'e are you player? deyip küfrederiz diye ödüm kopuyor bu taraftar profilimiz yüzünden. neyse ki galatasaray'ın ruhundan gelen özelliklerimiz bunu engelliyor diye düşünüyorum. yoksa işimiz zor.
sevgili gelgidersin* de bu sıkıntılı ve sabırsız profilden nasibini alıyor. gerçekten de meyve veren ağacın taşlandığı bir ortamda yaşıyoruz.
daha önce de yazdım, kendisi duyumcu değil. sadece arada sırada kendisine söylenenleri insanlarla paylaşıyor. doğru ya da yanlış olması önemli değil; paylaşması önemli değil midir zaten?
ben insanların samimiyetini doğru, yanlış, eksiksiz, eksik sözleriyle değil; paylaşımcı özellikleriyle ölçmeyi doğru bulurum. benim için samimi insan, doğru söyleyen değil, paylaşandır. kendisinin samimiyetine bu yüzden inanılmalı diye düşünüyorum.
takipçi vs. kaygısı ile isnat edilmesi pek doğru gelmiyor. çabamızın adı galatasaray diyenleri küstürmemeli galatasaray taraftarı.
kendisini yaftalamak yerine "unfollow" ya da "follow" butonlarına basmanız, inanın daha az kırıcı olacaktır.
galatasaray, her bireyiyle, her birimiyle aile ve birlik olmalıdır.
kendisine tekrar hoş geldin ve kolay gelsin diyelim. ayrıca, yürüyedursun.