3
bu tür bir değişikliğin önünde duran üç kulüp var bildiğim kadarıyla: galatasaray, orduspor ve trabzonspor.
eğer federasyon, onlara rağmen böyle bir değişiklik yapacaksa, bu üç kulüp gerekeni yapmalı ve ligden çekilmelidir. bu zamana kadar pek çok takım küme düşürüldü. kimse de çıkıp ''aman da küme düşürme cezası çok ağır, kişilerin yaptığı kurumları bağlamaz'' demedi. sırf büyük kulüpler etkilenmesin diye disiplin talimatlarından küme düşürme maddesini çıkarırsanız, adaletin değil, güçlünün yanında olduğunuzu açıkça göstermiş olursunuz.
bu mantıkla, zengin insanlar suç işlemekte serbesttir, fakir insanlar değildir. evet, ülkemizde adaletin bazı güçlü insanlara ve kurumlara dokunmak konusunda çok da cesaretli olduğunu söylemek zor. ancak en azından yasalar tarafsız olarak yazılmak zorunda. yasaları da zengin ve güçlülerin lehine yazmaya başlarsanız, ya da onlar etkileneceği anda yasaları değiştirmeye kalkarsanız, güçlü ve zengin olana dokunacak kadar cesur hakimlerin, savcıların, avukatların, yetkililerin ellerini kollarını bağlamış olursunuz.
ülkemizde bizi yönetenler, güç odaklarını elinde bulunduranlar, önemli kurumların koltuklarını işgal edenler, güçlüye, zengine, büyüğe arka çıkma amacıyla yola çıkıp, göstere göstere haksızlığa ve hukuksuzluğa yol açıyor olabilir. biz, toplum, taraftarlar; bizler sesimizi çıkarmadıkça, tepkimizi etkili şekilde ortaya koymadıkça ellerinden ne geliyorsa yapmaya da devam edecekler.
futbol varsa, bizim sayemizde var. biz maça gidiyoruz diye var, biz takım ürünlerini satın alıyoruz diye var, biz yayıncı kuruluşlara para kazandırıyoruz diye var, biz maçların reytingini arttırdığımız için, yayıncı kuruluşlar, takımlar reklam gelirlerine sahip olabiliyor. artık şunun farkına varalım: biz yoksak, futbol da yok!
biz artık ortak bir tepki koyabilmeliyiz ortaya. bugün yol çıksak, arkamıza takılmayacak tek taraftar grubu fenerbahçe taraftarı olacaktır. bir günde play-off sistemini getirip, futbolun altına bir dinamit daha yerleştiren tff, futbol disiplin talimatlarını değiştirmek için kamoyu desteği aramayacaktır. ellerinde yetki varsa, bunu en uygun zamanda bir anda çıkaracaktır önümüze.
bizim yapmamız gereken, para için her türlü rezilliğe imza atmaya hazırlananlara, bunun sonucunda para kazanamayacaklarını, aksine çok büyük maddi zararlara uğrayacaklarını göstermek. ''haksızlık yapıyorsunuz, adaletli olun!'' diyerek bir yere varamayız. hak, adalet, demokrasi, eşitlik gibi şeyler, onların anladıkları, algılayabildikleri, lugatlarında yer alan kelimeler değil. onların anladıkları tek şey paraysa, onlara para kaybettirelim. bizim de böyle bir yetkimiz var. ama kullanmak için bu zamana kadar türkiye'de kimsenin yapamadığı kadar büyük bir kamuoyu oluşturmak zorundayız. yapabilir miyiz? denemeden bilemeyiz...
eğer federasyon, onlara rağmen böyle bir değişiklik yapacaksa, bu üç kulüp gerekeni yapmalı ve ligden çekilmelidir. bu zamana kadar pek çok takım küme düşürüldü. kimse de çıkıp ''aman da küme düşürme cezası çok ağır, kişilerin yaptığı kurumları bağlamaz'' demedi. sırf büyük kulüpler etkilenmesin diye disiplin talimatlarından küme düşürme maddesini çıkarırsanız, adaletin değil, güçlünün yanında olduğunuzu açıkça göstermiş olursunuz.
bu mantıkla, zengin insanlar suç işlemekte serbesttir, fakir insanlar değildir. evet, ülkemizde adaletin bazı güçlü insanlara ve kurumlara dokunmak konusunda çok da cesaretli olduğunu söylemek zor. ancak en azından yasalar tarafsız olarak yazılmak zorunda. yasaları da zengin ve güçlülerin lehine yazmaya başlarsanız, ya da onlar etkileneceği anda yasaları değiştirmeye kalkarsanız, güçlü ve zengin olana dokunacak kadar cesur hakimlerin, savcıların, avukatların, yetkililerin ellerini kollarını bağlamış olursunuz.
ülkemizde bizi yönetenler, güç odaklarını elinde bulunduranlar, önemli kurumların koltuklarını işgal edenler, güçlüye, zengine, büyüğe arka çıkma amacıyla yola çıkıp, göstere göstere haksızlığa ve hukuksuzluğa yol açıyor olabilir. biz, toplum, taraftarlar; bizler sesimizi çıkarmadıkça, tepkimizi etkili şekilde ortaya koymadıkça ellerinden ne geliyorsa yapmaya da devam edecekler.
futbol varsa, bizim sayemizde var. biz maça gidiyoruz diye var, biz takım ürünlerini satın alıyoruz diye var, biz yayıncı kuruluşlara para kazandırıyoruz diye var, biz maçların reytingini arttırdığımız için, yayıncı kuruluşlar, takımlar reklam gelirlerine sahip olabiliyor. artık şunun farkına varalım: biz yoksak, futbol da yok!
biz artık ortak bir tepki koyabilmeliyiz ortaya. bugün yol çıksak, arkamıza takılmayacak tek taraftar grubu fenerbahçe taraftarı olacaktır. bir günde play-off sistemini getirip, futbolun altına bir dinamit daha yerleştiren tff, futbol disiplin talimatlarını değiştirmek için kamoyu desteği aramayacaktır. ellerinde yetki varsa, bunu en uygun zamanda bir anda çıkaracaktır önümüze.
bizim yapmamız gereken, para için her türlü rezilliğe imza atmaya hazırlananlara, bunun sonucunda para kazanamayacaklarını, aksine çok büyük maddi zararlara uğrayacaklarını göstermek. ''haksızlık yapıyorsunuz, adaletli olun!'' diyerek bir yere varamayız. hak, adalet, demokrasi, eşitlik gibi şeyler, onların anladıkları, algılayabildikleri, lugatlarında yer alan kelimeler değil. onların anladıkları tek şey paraysa, onlara para kaybettirelim. bizim de böyle bir yetkimiz var. ama kullanmak için bu zamana kadar türkiye'de kimsenin yapamadığı kadar büyük bir kamuoyu oluşturmak zorundayız. yapabilir miyiz? denemeden bilemeyiz...