11
lig tv'nin buna benzer garip ve bana göre gereksiz uygulamaları daha önce de olmuştu. mesela bir ara maçın yıldızını seç vardı*. mantık ilk başta güzel görünüyor değil mi? ama maçın yıldızını bilene ödül gazına ve yaklaşık 10 dakikada bir maçın yıldızına gelen mesajların oranını gösterdiklerinden kurnaz insanlarımız da en yüksek kimse ona oy basıyorlardı. kaç maçta maç başında gol atmış ve oranı yüksek başlayan oyuncunun, gol dışı fazla bir olayı olmadan zaman zaman ilk yarı sonunda oyundan çıktığı halde maç sonunda maçın yıldızı seçildiği oluyordu.
bu sene var mı bilmiyorum ama geçen sene falan derbiler öncesinde özellikle il il maçı kim alır anketi vardı. bunun da mantığı güzel ilk bakışta, eyvallah. ama mesaj yağıyor diye verdikleri gazların ardından bir dolu ilin üzerine gelince takımlardan birinin yazıyla yüzde sıfır olduğunu görüyorduk. diğer takımın ezici üstünlüğü diye geçiştiriyorlardı bir de utanmadan, ulan biz de yedik tabi, hiç oy gelmemiş o takıma ötekine de muhtemelen 3-5 tane oy gelmiş, sonrasında neymiş ezici üstünlük.
kim girsin kim çıksına gelince her şeyi geçtim oyuncu değişikliğini sadece maç içindeki performansa odaklama yüzeyselliği bile eleştirilmeye değer benim açımdan. adam çok iyi oynar, yorulur çıkar; o dakika görmen mümkün değildir ama sonrasında sakatlanır çıkar*; kart vs. görüp oyundan atılır birisi, taktik gereği mecburi bir değişiklik olur ya da felipe melo örneği gibi kırmızı görmesin diye oyundan alınır kötü oynamasa da; hadi hepsini geçtim son dakikalarda oyunun temposu düşsün veya iyi oynadı biraz alkış alsın diye oyundan çıkarılan olur vs.
yakında bunun üzerinden işte taraftar şu şu şu oyuncuları istemiyor diye yorumlara da başlarlar, ondan kıllanıyorum.
bu sene var mı bilmiyorum ama geçen sene falan derbiler öncesinde özellikle il il maçı kim alır anketi vardı. bunun da mantığı güzel ilk bakışta, eyvallah. ama mesaj yağıyor diye verdikleri gazların ardından bir dolu ilin üzerine gelince takımlardan birinin yazıyla yüzde sıfır olduğunu görüyorduk. diğer takımın ezici üstünlüğü diye geçiştiriyorlardı bir de utanmadan, ulan biz de yedik tabi, hiç oy gelmemiş o takıma ötekine de muhtemelen 3-5 tane oy gelmiş, sonrasında neymiş ezici üstünlük.
kim girsin kim çıksına gelince her şeyi geçtim oyuncu değişikliğini sadece maç içindeki performansa odaklama yüzeyselliği bile eleştirilmeye değer benim açımdan. adam çok iyi oynar, yorulur çıkar; o dakika görmen mümkün değildir ama sonrasında sakatlanır çıkar*; kart vs. görüp oyundan atılır birisi, taktik gereği mecburi bir değişiklik olur ya da felipe melo örneği gibi kırmızı görmesin diye oyundan alınır kötü oynamasa da; hadi hepsini geçtim son dakikalarda oyunun temposu düşsün veya iyi oynadı biraz alkış alsın diye oyundan çıkarılan olur vs.
yakında bunun üzerinden işte taraftar şu şu şu oyuncuları istemiyor diye yorumlara da başlarlar, ondan kıllanıyorum.