11
ömer üründül'ü çoğu kişinin aksine kötü bir yorumcu olarak görmem. aslında ilk yıllarında -benim hatırladığım ilk yıllarda demek daha doğru aslında 80'ler sonu 90'lar başı- çoğu kişinin de öyle görmediğini hatırlıyorum. en azından hep aynı kalıp içinde kalan salt duygu yüklü akdeniz gazetecilik tarzına karşı belirli bir görüşü ortaya koyan, işin teknik yönlerinden söz etmeye çalışan yorumcuların ilklerindendi. yıllar geçtikçe hep aynı şeyleri dile getirmesi haliyle geniş kesimde espri konusu oldu, buna söyleyecek lafım yok. ben daha çok maç yorumlarında arada 10 dakika falan kaybolup sonra geri geldiği geyiğini yapardım, dakikalarca susup "evet" dediği vakit. yine de -belki bu işi diğerlerine nazaran daha çok gönüllülük esasıyla yapmasının etkisiyle- canı isterse maçı iyi yorumlayanlardan birisi. "canı isteme" oranı giderek düşüyor, bu kabulüm*.
rıdvan dilmen kısmını şimdilik boş bırakıyorum*.
neticede, ömer üründül'ün sakal farkıyla ve yıllar önce* arkadaşlarla alakasız bir şekilde denk geldiğimiz italyan televizyon kanallarından birinin hava durumuna sunucusuna olan aşırı benzerliğinin hatırına kazanacağı eşleşmedir. bir üst turda ise hıncal uluç karşısında korkunç bir şey diyerek sahadan çekilebilir.
(bkz: let ömer üründül kick rıdvan dilmen out of football)
rıdvan dilmen kısmını şimdilik boş bırakıyorum*.
neticede, ömer üründül'ün sakal farkıyla ve yıllar önce* arkadaşlarla alakasız bir şekilde denk geldiğimiz italyan televizyon kanallarından birinin hava durumuna sunucusuna olan aşırı benzerliğinin hatırına kazanacağı eşleşmedir. bir üst turda ise hıncal uluç karşısında korkunç bir şey diyerek sahadan çekilebilir.
(bkz: let ömer üründül kick rıdvan dilmen out of football)