65
muhteşem bir maçtı. öncelikle maça giden ve takımına sonuna kadar sahip çıkan büyük galatasaray taraftarına bir alkış. ardından oktay hoca'ya galatasarayı bir basketbol takımına çevirmesi ve kendine ait özel bir taraftarı olmasını sağladığı için büyük bir alkış.
maç hakkında pek fazla şey yok aslında. barcelona bu ligin bana göre en iyi takımı. yenmemiz süpriz olurdu. basketbol , futbol gibi değildir. futbolda iyi takımı yenmen mümkündür. basketbolda ise çok daha ekstra şeyler olması lazım. dün taraftar bu ekstralığı fazlası ile sağladı takımımıza ancak bir türlü top bizi sevmedi. tabi biraz da cevher'in kabahati var ancak suçlamanın ya da saldırmanın alemi yok. ayrıca zaza'nın sakatlığı olmasa ve adam gibi süre almaya başladığında galatasaray bambaşka bir takım olacak. lakovic'in top kullanmaması onun suçu değil. barcelona lakovic'e ciddi anlamda önlem almış. fark ettiyseniz lakovic'in dibinde sürekli bir adam vardı. aslında oktay hoca bundan yararlanıp cevher'i ekstra paslarla boş bırakmayı söylemiş ki yaptık da. ama gel gör bir türlü sokamadık 3lüğü.
tutku-andric ikilisine ayrı bir parantez açmak gerekiyor diye düşünüyorum. bu kadar uyumlu ikili pek gelmez piyasaya. bu sadece türkiye için değil dünyanın genelinde böyledir. sanki birbirlerinin düşüncelerini okuyorlar. stockton-malone ikilisi demek daha doğru olur herhalde. bu ikili rotasyonlarda çok can yakacaklar.
barcelona karşısında 20 sayıdan gelip son topta kaybetmek(bana göre son toptu) herkesin işi değil. galatasaray'ım çok büyük karakter koydu ortaya.
son olarak bir şey daha, biz basket takımı olarak daha çok yolun başındayız. evet yıllardır şubemiz var ancak ilk defa bu kadar organize ve bu kadar kuvvetliyiz. ancak tahminim tam olarak istediğimiz düzeye 1,5 sene sonra filan geliriz. bu noktada galatasaray taraftarına çok büyük iş düşüyor. takımını asla bırakmamalı, büyük maç küçük maç demeden o salonu doldurmalıyız.
maç hakkında pek fazla şey yok aslında. barcelona bu ligin bana göre en iyi takımı. yenmemiz süpriz olurdu. basketbol , futbol gibi değildir. futbolda iyi takımı yenmen mümkündür. basketbolda ise çok daha ekstra şeyler olması lazım. dün taraftar bu ekstralığı fazlası ile sağladı takımımıza ancak bir türlü top bizi sevmedi. tabi biraz da cevher'in kabahati var ancak suçlamanın ya da saldırmanın alemi yok. ayrıca zaza'nın sakatlığı olmasa ve adam gibi süre almaya başladığında galatasaray bambaşka bir takım olacak. lakovic'in top kullanmaması onun suçu değil. barcelona lakovic'e ciddi anlamda önlem almış. fark ettiyseniz lakovic'in dibinde sürekli bir adam vardı. aslında oktay hoca bundan yararlanıp cevher'i ekstra paslarla boş bırakmayı söylemiş ki yaptık da. ama gel gör bir türlü sokamadık 3lüğü.
tutku-andric ikilisine ayrı bir parantez açmak gerekiyor diye düşünüyorum. bu kadar uyumlu ikili pek gelmez piyasaya. bu sadece türkiye için değil dünyanın genelinde böyledir. sanki birbirlerinin düşüncelerini okuyorlar. stockton-malone ikilisi demek daha doğru olur herhalde. bu ikili rotasyonlarda çok can yakacaklar.
barcelona karşısında 20 sayıdan gelip son topta kaybetmek(bana göre son toptu) herkesin işi değil. galatasaray'ım çok büyük karakter koydu ortaya.
son olarak bir şey daha, biz basket takımı olarak daha çok yolun başındayız. evet yıllardır şubemiz var ancak ilk defa bu kadar organize ve bu kadar kuvvetliyiz. ancak tahminim tam olarak istediğimiz düzeye 1,5 sene sonra filan geliriz. bu noktada galatasaray taraftarına çok büyük iş düşüyor. takımını asla bırakmamalı, büyük maç küçük maç demeden o salonu doldurmalıyız.