667
''kararı sezon sonunda vereceğiz'' söyleminden daha vahim şeyler de söyleyen başgan. diyor ki, ''kişilerle ilgili kararları verip, kulüplerle ilgili kararı sezon sonuna bırakacağız.''
oldu canım. diyelim ki aziz yıldırım'a ve mecnun otyakmaz'a dedin ki: ''siz şike yaptınız. alın size şu kadar men.'' yani ortada, yöneticilerinin şike ve teşvik faaliyetlerinde bulunduğu apaçık ortaya çıkmış ve yöneticileri de cezalandırılmış kulüpler var ve o kulüpler hiçbir şey olmamış gibi süper lig'de oynamaya devam edecekler öyle mi? en masum gerekçeleri şu olabilir:
''bu sezon kararlar zamanında alınamadığı için devam etmek zorundalar. iki seneleri de yanmasın diye sezon sonuna bırakıyoruz.''
bana ne? insanlar size dedi ki, ''gerekirse bu ligi oynatmayın, avrupa'ya kimseyi göndermeyin, kararlar kesin olarak ortaya çıkana kadar futbolu dondurun.'' siz ne dediniz? ''fırsatçılar, hainler, bik bik bik...''
yahu bir takım, iki takım, üç takım değil. koskoca bir lig şaibeli. lige yeni yükselenler şaibeli. düşenlerin günahı ne? avrupa kupaları desen, durumumuz dallas'a döndü. uefa da dahil olmak üzere kimse tam olarak doğru hareket edemiyor. bursaspor'un suçu ne ki, trabzonspor şakkadanak şampiyonlar ligi'ne alınırken, onlara dönülüp, ''kusura bakmayın, sizin için çok geç'' denilebiliyor?
o kadar, o kadar çok yanlış kararlar aldı ki bu adam üst üste... şu an yaşananlar tam anlamıyla skandal. hiçbir medeni ülkede insanların ve kurumların hakları bu denli kolay yenilemez. olamaz böyle bir şey! bakın, dünya'nın en önemli organizasyonlarından biri olan nba, oyuncular haklarını savundukları için oynatılmayabiliyor. nba yok diye abd'de hayat sona ermiş değil, gayet de devam ediyor.
bizlerse, ortada bu kadar şaibe, bu kadar kanıt, bu kadar rezillik varken, hala oturmuş ''hakem bu maç bizi yine doğradı, elmander de ne gol attı, melo çok iyi oyuncu hacı...'' muhabbetlerindeyiz. uyutulmaya, unutmaya o kadar müsaitiz ki, mehmet ali aydınlar gibi insanlar koltuklarında gönül rahatlığıyla oturmaya devam ediyor, her geçen gün yeni orjinal fikirleriyle futbolumuza yeni orjinal darbeler indirebiliyor.
aferim bize...
oldu canım. diyelim ki aziz yıldırım'a ve mecnun otyakmaz'a dedin ki: ''siz şike yaptınız. alın size şu kadar men.'' yani ortada, yöneticilerinin şike ve teşvik faaliyetlerinde bulunduğu apaçık ortaya çıkmış ve yöneticileri de cezalandırılmış kulüpler var ve o kulüpler hiçbir şey olmamış gibi süper lig'de oynamaya devam edecekler öyle mi? en masum gerekçeleri şu olabilir:
''bu sezon kararlar zamanında alınamadığı için devam etmek zorundalar. iki seneleri de yanmasın diye sezon sonuna bırakıyoruz.''
bana ne? insanlar size dedi ki, ''gerekirse bu ligi oynatmayın, avrupa'ya kimseyi göndermeyin, kararlar kesin olarak ortaya çıkana kadar futbolu dondurun.'' siz ne dediniz? ''fırsatçılar, hainler, bik bik bik...''
yahu bir takım, iki takım, üç takım değil. koskoca bir lig şaibeli. lige yeni yükselenler şaibeli. düşenlerin günahı ne? avrupa kupaları desen, durumumuz dallas'a döndü. uefa da dahil olmak üzere kimse tam olarak doğru hareket edemiyor. bursaspor'un suçu ne ki, trabzonspor şakkadanak şampiyonlar ligi'ne alınırken, onlara dönülüp, ''kusura bakmayın, sizin için çok geç'' denilebiliyor?
o kadar, o kadar çok yanlış kararlar aldı ki bu adam üst üste... şu an yaşananlar tam anlamıyla skandal. hiçbir medeni ülkede insanların ve kurumların hakları bu denli kolay yenilemez. olamaz böyle bir şey! bakın, dünya'nın en önemli organizasyonlarından biri olan nba, oyuncular haklarını savundukları için oynatılmayabiliyor. nba yok diye abd'de hayat sona ermiş değil, gayet de devam ediyor.
bizlerse, ortada bu kadar şaibe, bu kadar kanıt, bu kadar rezillik varken, hala oturmuş ''hakem bu maç bizi yine doğradı, elmander de ne gol attı, melo çok iyi oyuncu hacı...'' muhabbetlerindeyiz. uyutulmaya, unutmaya o kadar müsaitiz ki, mehmet ali aydınlar gibi insanlar koltuklarında gönül rahatlığıyla oturmaya devam ediyor, her geçen gün yeni orjinal fikirleriyle futbolumuza yeni orjinal darbeler indirebiliyor.
aferim bize...