517
galatasaray sözlük'te kendisi hakkında bugüne kadar yorum yapmamışım, neden yapmamışım ben de bilmiyorum, şaşırdım.
öncelikle, bedavaya alınan çok mantıklı, akıllı ve kaliteli bir transferdi. premier lig'den, banko 11 oynayan, oynadığı takım vasat da olsa takımı bir nevi sırtlayan, kendi milli takımına düzenli olarak çağırılan ve genelde ilk 11 başlayan, yaşı da gayet uygun bir oyuncuyu bedavaya alıyorsun. bundan kebap transfer olamaz herhalde.
sonralıkla, gelelim bizde gösterdiği performansa.
bir kere sahada bir forvet oyuncusunun yapması gereken her şeyi yapıyor. rakibe ileride basıyor, koşuyor, hava toplarına hakim, kafa vuruşları iyi, arkadaşlarına top indiriyor, top saklıyor, bitirici, rakiple boğuşuyor, rakibi bozuyor, defansı yıpratıyor, kolay kolay yıkılmıyor. yok yok yani şu ana dek izlediğimiz kadarıyla.
bu adamın oyun karakterini ve bize neler kattığını, katacağını kavrayabilmek için 30 ekim 2011 kayserispor galatasaray maçında selçuk'un golünden önce yaptıklarını izlemek yeterli olur aslında. peki ne yapmıştı o pozisyonda? alakasız bir topta gitti rakipten aldı topu, ortalığı karıştırdı tek başına, ceza sahasında rakibi yusuflattı, sonuç olarak kayserisporlu oyuncu topu telaşla uzaklaştırmaya çalışırken hata yaptı ve selçuk inan da bu hatayı affetmedi. golü selçuk değil, elmander attı yani bir nevi.
bundan birkaç hafta önce twitter'da söylemiştim bu adam oyunu ve tavırlarıyla şimdiden çok sevilmeye başladı, baros'un pabucunu dama attırabilir diye, o durum yavaş yavaş gerçekleşiyor sanırım.
bir de baros'la bir uyum yakalayıp beraber oynamaya ve döktürmeye başlasalar harika olur. işte o zaman kimse hücumumuza karşı koyamaz, 4 sene üst üste şampiyon olduğumuz dönemlerdeki gibi her maç atarız 3-5 tane.
sonuç olarak iyi yopçu, istekli-hırslı-çalışkan topçu, tam bizlik topçu. nazar değmesin. sübaneke dinimiz amin!
öncelikle, bedavaya alınan çok mantıklı, akıllı ve kaliteli bir transferdi. premier lig'den, banko 11 oynayan, oynadığı takım vasat da olsa takımı bir nevi sırtlayan, kendi milli takımına düzenli olarak çağırılan ve genelde ilk 11 başlayan, yaşı da gayet uygun bir oyuncuyu bedavaya alıyorsun. bundan kebap transfer olamaz herhalde.
sonralıkla, gelelim bizde gösterdiği performansa.
bir kere sahada bir forvet oyuncusunun yapması gereken her şeyi yapıyor. rakibe ileride basıyor, koşuyor, hava toplarına hakim, kafa vuruşları iyi, arkadaşlarına top indiriyor, top saklıyor, bitirici, rakiple boğuşuyor, rakibi bozuyor, defansı yıpratıyor, kolay kolay yıkılmıyor. yok yok yani şu ana dek izlediğimiz kadarıyla.
bu adamın oyun karakterini ve bize neler kattığını, katacağını kavrayabilmek için 30 ekim 2011 kayserispor galatasaray maçında selçuk'un golünden önce yaptıklarını izlemek yeterli olur aslında. peki ne yapmıştı o pozisyonda? alakasız bir topta gitti rakipten aldı topu, ortalığı karıştırdı tek başına, ceza sahasında rakibi yusuflattı, sonuç olarak kayserisporlu oyuncu topu telaşla uzaklaştırmaya çalışırken hata yaptı ve selçuk inan da bu hatayı affetmedi. golü selçuk değil, elmander attı yani bir nevi.
bundan birkaç hafta önce twitter'da söylemiştim bu adam oyunu ve tavırlarıyla şimdiden çok sevilmeye başladı, baros'un pabucunu dama attırabilir diye, o durum yavaş yavaş gerçekleşiyor sanırım.
bir de baros'la bir uyum yakalayıp beraber oynamaya ve döktürmeye başlasalar harika olur. işte o zaman kimse hücumumuza karşı koyamaz, 4 sene üst üste şampiyon olduğumuz dönemlerdeki gibi her maç atarız 3-5 tane.
sonuç olarak iyi yopçu, istekli-hırslı-çalışkan topçu, tam bizlik topçu. nazar değmesin. sübaneke dinimiz amin!
