80
futbolcuların taraftardan çekinmesi.
ama şiddet anlamında değil. bilinçli tepki ile gelişmelere yön vermek anlamında.
en fazla ıslıklıyoruz işte. sonra da takımın kaptanı bırakıp gittikten 1.5 yıl sonra bahane olarak bunu kullanıyor. bir başkası da avrupa kupalarından elendikten sonra havaalanında 'dışarıda taraftar var mı' diye soruyor. nedir bu rahatlık? biliyorki bir sonraki maçta tribüne çağıracağız. kazanınca üçlü beşli çektireceğiz.
türkler bir yana yabancı oyuncuların hiç çekindiği yok. leo franco'yu da sene sonuna kadar tutmadık mı takımda. 'bizimle kal harry' yerine neden bu kadar sık sakatlanıyorsun diye sormalıydık. milan baroş diye stadı inletmek yerine bu yıl kaç maçta oynadın diye sormalıydık? riera'ya neden takıma katkı veremiyorsun, eboue'ye bizi hayalkırıklığıan uğrattın, selçuk inan'a neden oyun içinde insiyatif almıyorsun gibi eleştirleri açıkça söylemeliyiz.
taraftar ile takım arasına sportif direktör, yönetim kurulu, teknik ekip falan sokmayalım. zira onların işi 'idare etmek'.
aslında ünal aysal'ın tarzını taraftarlar olarak bizlerin de benimsemesi gerekiyor. işini yapmayana, gitmek isteyene, nazlanana eyvallah dememek.
ama şiddet anlamında değil. bilinçli tepki ile gelişmelere yön vermek anlamında.
en fazla ıslıklıyoruz işte. sonra da takımın kaptanı bırakıp gittikten 1.5 yıl sonra bahane olarak bunu kullanıyor. bir başkası da avrupa kupalarından elendikten sonra havaalanında 'dışarıda taraftar var mı' diye soruyor. nedir bu rahatlık? biliyorki bir sonraki maçta tribüne çağıracağız. kazanınca üçlü beşli çektireceğiz.
türkler bir yana yabancı oyuncuların hiç çekindiği yok. leo franco'yu da sene sonuna kadar tutmadık mı takımda. 'bizimle kal harry' yerine neden bu kadar sık sakatlanıyorsun diye sormalıydık. milan baroş diye stadı inletmek yerine bu yıl kaç maçta oynadın diye sormalıydık? riera'ya neden takıma katkı veremiyorsun, eboue'ye bizi hayalkırıklığıan uğrattın, selçuk inan'a neden oyun içinde insiyatif almıyorsun gibi eleştirleri açıkça söylemeliyiz.
taraftar ile takım arasına sportif direktör, yönetim kurulu, teknik ekip falan sokmayalım. zira onların işi 'idare etmek'.
aslında ünal aysal'ın tarzını taraftarlar olarak bizlerin de benimsemesi gerekiyor. işini yapmayana, gitmek isteyene, nazlanana eyvallah dememek.