77
ibretlik bir entry ile* savunulan adam.
bu adam, sağlık hizmetinin parayla alınıp satılabilen bir meta olarak gören, aynı zamanda daha çok parası olanın daha iyi sağlık hizmeti alabileceğini kabul eden birisi* kadar da acımasız değildir. (u: tabi ya herkes için eşit parasız nitelikli sağlık hizmeti istemek de hak hukuktan anlamamaktır,) (u: ayrıca "hak"-"hukuk"-"gasp etmek"-"hakka tecavüz etmek" gibi kavramları da ileri-geri kullanmamak gerekir. nitekim bu kavramlar, bilinen ve sıkça kullanılan anlamlarından çok daha derin anlamlar taşıyabilir.) (u: ve tabi ki indirgemecilik; otobüste numarana mı oturmuşlar?) (u: "kalabalık oldukları için sindirmek" ne demek? bunu mu anladın okuduğundan?) *
ancak bencillik söz konusuysa eğer, herhalde "burası benim koltuğum ben otururum" diyen adam, "ne farkeder ya koltuk, yer dediğin nedir? takıntılı olma böyle, bu stad bizim değil mi?" diyen adamdan kat be kat bencildir.
ancak sanırım onun için futbolun giderek ticarileşmesi önemli değildir, çünkü o* zaten futbolun bir halk sporu olmamasını ister. o, futbolun ilk zamanlarını, yani park, meydan ve bahçelerde herkesin izleyebildiği günlerini sevmez. futbolun, ihtişamlı ve bol paralı günlerini sever. o yüzdendir ki localar onun için kutsaldır, sahi localar kutsaldır da "paramı bastım aldım, benim" diyen zihniyetin asıl kutsalı paradır, mülkiyettir. sen deri koltuklu localı tribünü sev, biz koltuksuz ve herkesin eşit olduğu dortmund gibi "kale arkalarını" sevelim. * * *
ayrıca burjuva olmamasına rağmen burjuva ideolojisini savunmak tam da bu olsa gerek.* *
ayrıca mesele, "biletimin üzerinde numara yazıyor benim hakkım yeaa" ya da "ya adamın yeri kötü kıvırıyor yeaaa"* * meselesi değil. bu politik bir meseledir ve tribünlerin genel sorunlarının/başlıkların oldukça küçük bir yansımasıdır. daha önce yazdığım gibi...
edit: imla
edit: düzeltme ve csakaoglu'na cahil diyerek haddimi aştığım için özür
bu adam, sağlık hizmetinin parayla alınıp satılabilen bir meta olarak gören, aynı zamanda daha çok parası olanın daha iyi sağlık hizmeti alabileceğini kabul eden birisi* kadar da acımasız değildir. (u: tabi ya herkes için eşit parasız nitelikli sağlık hizmeti istemek de hak hukuktan anlamamaktır,) (u: ayrıca "hak"-"hukuk"-"gasp etmek"-"hakka tecavüz etmek" gibi kavramları da ileri-geri kullanmamak gerekir. nitekim bu kavramlar, bilinen ve sıkça kullanılan anlamlarından çok daha derin anlamlar taşıyabilir.) (u: ve tabi ki indirgemecilik; otobüste numarana mı oturmuşlar?) (u: "kalabalık oldukları için sindirmek" ne demek? bunu mu anladın okuduğundan?) *
ancak bencillik söz konusuysa eğer, herhalde "burası benim koltuğum ben otururum" diyen adam, "ne farkeder ya koltuk, yer dediğin nedir? takıntılı olma böyle, bu stad bizim değil mi?" diyen adamdan kat be kat bencildir.
ancak sanırım onun için futbolun giderek ticarileşmesi önemli değildir, çünkü o* zaten futbolun bir halk sporu olmamasını ister. o, futbolun ilk zamanlarını, yani park, meydan ve bahçelerde herkesin izleyebildiği günlerini sevmez. futbolun, ihtişamlı ve bol paralı günlerini sever. o yüzdendir ki localar onun için kutsaldır, sahi localar kutsaldır da "paramı bastım aldım, benim" diyen zihniyetin asıl kutsalı paradır, mülkiyettir. sen deri koltuklu localı tribünü sev, biz koltuksuz ve herkesin eşit olduğu dortmund gibi "kale arkalarını" sevelim. * * *
ayrıca burjuva olmamasına rağmen burjuva ideolojisini savunmak tam da bu olsa gerek.* *
ayrıca mesele, "biletimin üzerinde numara yazıyor benim hakkım yeaa" ya da "ya adamın yeri kötü kıvırıyor yeaaa"* * meselesi değil. bu politik bir meseledir ve tribünlerin genel sorunlarının/başlıkların oldukça küçük bir yansımasıdır. daha önce yazdığım gibi...
edit: imla
edit: düzeltme ve csakaoglu'na cahil diyerek haddimi aştığım için özür
