hakan şükür

kendisinin futbolculuğunu, özellikle de santrforluğunu tartışan altını çizerek söyüyorum futbolcudan da futboldan da anlamıyordur yada kendisininin aktif futbol hayatını izlememiş olacak kadar küçüktür. sadece almanyada oynanan ve iki gol attığı juventus maçındaki kafa golü ve deplasmanda leeds'e attığı gol bile yeterlidir. bence tek eksiği uzaktan şutlarıydı fakat kariyeri boyunca uzaktan atacağı maksimum 50 golün en az iki katını çapraz koşularıyla boşalttığı alanlarla ve indirdiği yüksek toplarla takım arkadaşlarına attırmıştır; rakip ceza sahasında başlattığı pres ve takım savunmasını, ceza sahasında iki ayağını da etkili kullanışını, içeri ver-kaç larla yaptığı driblingleri, hava hakimiyetini düşününce galatasaray'a, tarihine ve bayrak adamlarına diğer her yerden daha aşina olunması gereken şu ortamda hakan şükür'ün tartışılması abesle iştigaldir. sebebi bilinmez, semih şentürk'le kıyaslanmış... yıl 2000, uefa kupası alınmış, avrupadan kalbur üstü oyuncu almamız için gerekli kulüp itibarı da mali durum da elverişli. hakan şükür bu takımdan gitmedikçe galatasaray santrfor transferi yapar mı, yapmaz çünkü ilk 11'e yazılacak ilk 3 isimden biridir. dönüyorum semih şentürk'e bakıyorum, ne istatistik olarak ne de özellik olarak hakan şükür'den fazlası yok onu da geçtim adam oynayamıyor takımında, bienvenu'lar geliyor guizalar geliyor deividler geliyor bu adam hala yedek ve en komiği de şu, seneye hakan şükür'ün uefa kupasını kaldırdığı yaşa gelecek genç semih. acaba semih hakan şükür'den daha yüksek olan potansiyeliyle(!) ve yetenekleriyle(!) dünyanın herhangi bir kulübüne transfer olup, dört sene üst üste şampiyonluk ve avrupa kupası kazanacak mı, kazanırsa biz görecek miyiz.