2
ilkokul bahçesinde çocuklar maç yapmaktadır. hasan iyi bir şut çeker kaleye ama top okulun demir parmaklıkları üstünden karşı bakkalın tentesinin üstüne kaçar. topu hasan atmıştır, hasan alacaktır mecbur. kolay bir iş değildir bu, çünkü daha önceden hafızalarında yer eden “acı yaşanmışlıklar” vardır bakkal amcayla. hasan korkarak gider, bakkalın önünde dikilir. bakkal ve hasan önce biraz bakışırlar. sanırsınız vahşi batı’da düelloya hazırlanan iki kovboy. hasan cesaretini toplar neyse ki eliyle tenteyi işaret eder ve “dobi at!” der. bakkal anlamaz; “ne diyorsun, oğlum?” hasan; “dobi daa! dobi at diyuzz!” ondan sonra laz hasan’ın adı olur dobi hasan, öyle de kalır.