125
şu an yaşadığım sevincin bir tarifi yok. saçma sapan bir statüye sahip olan euroleague'de bu sezon oynamayı en çok hakeden takımlardan biriydik. sezon içinde ne yaptığına bakılmadan, büyük çoğunluğu sponsor destekli takımlardan ve komitenin g.tünden uydurduğu kriterlere göre, gel kardeşim seni aldım bu lige zihniyetiyle oluşturulan, avrupa basketbolunun bu en büyük organizasyonuna, üç günde üç önemli rakibi yenerek - ki sonuncusunu kendi saha ve seyircisinin önünde - katılmak tarihimizdeki en büyük başarılardan biridir bence.
maça gelicek olursak; ilk periyotta 21 sayı yememize rağmen maçın geri kalanında rytas'ı sadece 42 sayıda tutmak (ikinci periyotta sadece 7 sayı yedik) artık bizim, işin savunma kısmında yavaş yavaş bir ekol oluşturmaya başladığımızı gösteriyor. oktay mahmuti'nin hücum savunmada başlar felsefesiyle birlikte başarılar da gelmeye başladı. bu açıdan bugün maçın yıldızı 31 dakikayla sahada en çok süre alan josh shipp'ti. belki ismi ve oynadığı oyun onu ön plana çıkarmıyor ama bu gün sahada inanılmaz katkı verdi. ondan beklenen en büyük görev savunmada rakibi yıldırması ve ribaundlara katkı vermesi ancak bugün bu görevi başarıyla yapmasının yanında hücumda çift haneli sayılara (12) ulaşması ve 18/18 serbest atış attığımız gecede bunun üçte birinin kendisinden gelmesi çok önemliydi.
oktay mahmuti gibi inanılmaz zeki bir koçu takımın başına getirmek gerçekten son dönemde yaptığımız en akıllı işlerden biri. maçın stratejisini okadar iyi kurmuşki, kısa adamlarımız maç boyu boyalı alana penetre etmekten hiç vazgeçmediler. bunun sonucunda pota altında hem kolay sayılar bulduk hemde sürekli faul alıp 18 serbest atış kazandık. 18'de 18 atmak biraz abartı oldu* ama rakibi maç boyu sadece 4 kez serbest atış çizgisine getimek zaten maçı kazanmak için yeterli farkı oluşturmamıza yetti.
dördüncü periyotta rytas'ın son bir hamle yapıp maça ortak olma çabasına girmesi kaçınılmazdı ancak bu noktada da bu sene kadroya kattığımız euroleague tecrübesine sahip oyunularımız takımı panik halinden çabuk çıkarttılar ve maçı kopardık.
artık ilk hedefimiz, galatasaray için bu lig henüz çok erken diyenlere inat, bu seviyede her sene mücadele edebilecek yapının temellerini sağlamlaştırmak olmalı. atılan bu akıllı adımların devamı gelirse ve taraftar desteğini sürekli hale getirebilirsek orta vadede bir final four görmek işten bile değil.
maça gelicek olursak; ilk periyotta 21 sayı yememize rağmen maçın geri kalanında rytas'ı sadece 42 sayıda tutmak (ikinci periyotta sadece 7 sayı yedik) artık bizim, işin savunma kısmında yavaş yavaş bir ekol oluşturmaya başladığımızı gösteriyor. oktay mahmuti'nin hücum savunmada başlar felsefesiyle birlikte başarılar da gelmeye başladı. bu açıdan bugün maçın yıldızı 31 dakikayla sahada en çok süre alan josh shipp'ti. belki ismi ve oynadığı oyun onu ön plana çıkarmıyor ama bu gün sahada inanılmaz katkı verdi. ondan beklenen en büyük görev savunmada rakibi yıldırması ve ribaundlara katkı vermesi ancak bugün bu görevi başarıyla yapmasının yanında hücumda çift haneli sayılara (12) ulaşması ve 18/18 serbest atış attığımız gecede bunun üçte birinin kendisinden gelmesi çok önemliydi.
oktay mahmuti gibi inanılmaz zeki bir koçu takımın başına getirmek gerçekten son dönemde yaptığımız en akıllı işlerden biri. maçın stratejisini okadar iyi kurmuşki, kısa adamlarımız maç boyu boyalı alana penetre etmekten hiç vazgeçmediler. bunun sonucunda pota altında hem kolay sayılar bulduk hemde sürekli faul alıp 18 serbest atış kazandık. 18'de 18 atmak biraz abartı oldu* ama rakibi maç boyu sadece 4 kez serbest atış çizgisine getimek zaten maçı kazanmak için yeterli farkı oluşturmamıza yetti.
dördüncü periyotta rytas'ın son bir hamle yapıp maça ortak olma çabasına girmesi kaçınılmazdı ancak bu noktada da bu sene kadroya kattığımız euroleague tecrübesine sahip oyunularımız takımı panik halinden çabuk çıkarttılar ve maçı kopardık.
artık ilk hedefimiz, galatasaray için bu lig henüz çok erken diyenlere inat, bu seviyede her sene mücadele edebilecek yapının temellerini sağlamlaştırmak olmalı. atılan bu akıllı adımların devamı gelirse ve taraftar desteğini sürekli hale getirebilirsek orta vadede bir final four görmek işten bile değil.
