8
benim çocukluğumda pazar akşamları televizyonlarda yayınlanan spor programları, benim gibi birçok futbolseverin özlemle beklediği ve tiryakisi olduğu nadir yayınlardı. federasyonun, pazartesi günlerinde maç oynatma kararı hangi yıldan beri varolan bir durum bilmiyorum fakat ben hiç de alışamadım pazartesi maçına. bu karar alınmadan önce ligin o haftası, cuma - cumartesi - pazar oynanır ve tamamlanırdı. pazar akşamları ekrana gelen futbol programlarında da haftanın genel değerlendirmesi yapılır ve puan tablosu gösterilirdi. ligdeki bütün takımlar, o hafta maçlarını tamamlarlar ve sonraki hafta için beklemeye koyulurlardı; tıpkı benim gibi.
şimdi pazartesi günü hangi takımın maçı olursa olsun, galatasaray'ın olsa bile, çocukluğumdan gelen alışkanlık olsa gerek pazar akşamı oynanan maçta son düdük çalındığında o hafta benim için bitmiş oluyor. pazartesi maçı, üvey evlat gibi, ilgisiz kalıyor benim nezdimde. birçoğumuz iddaa oynuyoruz, şahsen pazartesi günü maçlarını itici, soğuk buluyorum ve göz bile atmak istemiyorum. benim için program 3 günden ibaret oluyor. bildiğim kadarıyla avrupa ligleri'nden portekiz, ingiltere premier ve championship liglerinde 1 maç pazartesi oynanıyordu. 2011-2012 sezonundan itibaren ispanya da böyle bir karar almış durumda. bu noktaya kadar bahsetmek istediğim durum, pazartesi maçını sevmememin öznel boyutu idi.
gelelim nesnel boyuta; en azından ben daha genel açıdan değerlendirmeye çalışayım. yukarıda da değindiğimiz gibi bazı liglerde pazartesi günü maç oynanıyor fakat ülkemiz ve insanımız için ayrı değerlendirilmeli kanısındayım pazartesi günlerinin. en azından mümkün olduğunda galatasaray, beşiktaş ve fenerbahçe'nin maçları o güne koyulmasın; istanbul'da yaşıyoruz birçoğumuz ve işten 6'da çıkıp stadyuma ulaşım esnasında trafik denen belayla nasıl cebelleştiğimizi anlatmaya gerek yok. federasyon yöneticileri de uzaylı olmadığından, bu gerçeği görmezden gelmesinler.
ben şahsen 26 eylül 2011 galatasaray eskişehirspor maçı için işyeri - stadyum arasında ulaşımı nasıl sağlayacağım konusunda ciddi sıkıntı yaşıyorum. belki eşitsizlik olacak, adil olmayacak fakat pazartesi gününe maç koyulması bu kadar gerekli bir durum ise anadolu takımları o gün oynayabilir.
şimdi pazartesi günü hangi takımın maçı olursa olsun, galatasaray'ın olsa bile, çocukluğumdan gelen alışkanlık olsa gerek pazar akşamı oynanan maçta son düdük çalındığında o hafta benim için bitmiş oluyor. pazartesi maçı, üvey evlat gibi, ilgisiz kalıyor benim nezdimde. birçoğumuz iddaa oynuyoruz, şahsen pazartesi günü maçlarını itici, soğuk buluyorum ve göz bile atmak istemiyorum. benim için program 3 günden ibaret oluyor. bildiğim kadarıyla avrupa ligleri'nden portekiz, ingiltere premier ve championship liglerinde 1 maç pazartesi oynanıyordu. 2011-2012 sezonundan itibaren ispanya da böyle bir karar almış durumda. bu noktaya kadar bahsetmek istediğim durum, pazartesi maçını sevmememin öznel boyutu idi.
gelelim nesnel boyuta; en azından ben daha genel açıdan değerlendirmeye çalışayım. yukarıda da değindiğimiz gibi bazı liglerde pazartesi günü maç oynanıyor fakat ülkemiz ve insanımız için ayrı değerlendirilmeli kanısındayım pazartesi günlerinin. en azından mümkün olduğunda galatasaray, beşiktaş ve fenerbahçe'nin maçları o güne koyulmasın; istanbul'da yaşıyoruz birçoğumuz ve işten 6'da çıkıp stadyuma ulaşım esnasında trafik denen belayla nasıl cebelleştiğimizi anlatmaya gerek yok. federasyon yöneticileri de uzaylı olmadığından, bu gerçeği görmezden gelmesinler.
ben şahsen 26 eylül 2011 galatasaray eskişehirspor maçı için işyeri - stadyum arasında ulaşımı nasıl sağlayacağım konusunda ciddi sıkıntı yaşıyorum. belki eşitsizlik olacak, adil olmayacak fakat pazartesi gününe maç koyulması bu kadar gerekli bir durum ise anadolu takımları o gün oynayabilir.