• 7
    kimse kusura bakmasın görevlerini doğru yapmamalarının nedeni kulüp yönetimleridir.

    örneğin;
    polisin bizdeki "tayfa" ile aralarının bu kadar iyi olmasının nedeni galatasaray yönetimi. tribünlerde asayiş bozulmasın ve tribünlere tek elden idare edilebilsin diye her gelen galatasaray yönetimi "tribünden birilerini" bu kadar koruyup kollayınca (buna ünal aysal yönetimi dahildir) polis galatasaray yönetimi ile kuruduğu koordinasyon çerçevesinde tribünde sağlanacak asayiş karşılığında "tayfa"nın kendisine yaptığı yalakalıkla karışık yanaşmalara pembe gözlükle bakmak ve onları sürekli kollamak zorundadır. galatasaray yönetimleri kendi kalitelerine yakışmayan bu tavırlarından vazgeçmediği sürece tribünde çıkacak her olayda olan münferit adama olur. kısacası galatasaray yönetimlerinin bu aşkı sürdüğü müddetçe tayfa'nın sırtı yere gelmez. bizlerde bir o formaya bir de tribünlere hakim olan ayak takımına bakıp derin derin iç çekmekten başka hiç bir şey yapamayız.

    neyse, yaşadığım bir örnek ile başka bir eksik görevi anlatalım;
    11 eylül 2011 ibb galatasaray maçı'na 10 yaşındaki oğlum ile gittim. oğlumda artık boy 1.55 ayaklar 40 olduğu için (evet henüz 10 yaşında bu hayvan) delikanlı havalarına girdi ve yolda karşıdan karşıya geçerken bile elinden tutmamı filan istemiyor. elimi omzuna atabilirmişim ama elinden tutmaya kalkmam ayıp oluyormuş. kısacası çift turnike'yi gururuna yediremedi ve bilet almayacaksam maça gelmeyeceğini belirtti. 40 tl bayılıp mecburen elemana bilet aldık. o da yetmedi; turnikeye yaklaşırken görevliye vermek için elimdeki 2 biletten birini elimden aldı. görevliye uzatırken bi baktım ayaktakımından birisi bileti kapmak için uçuyor. ondan önce bileti ben kapınca hemen gevezeliğe başladı;

    -abi çocuklara bilet yok zaten
    -sen karışma emice uşağı. ona bilet almamın bir nedeni var.
    -abi bak diğer kapıdan kadınları ve çocukları bedava alıyorlar. sen bileti bize ver maça giremeyen arkadaşlar var. (yersen yapıyor)
    -olabilir, benim uşağım biletle bu turnikeden girecek.
    (bu arada diğer turnikelerdeki karmanyolacıları ufak ufak etrafımızı sarmaya ve çevreden laf yetiştirmeye çalışrken ben ulaş'ı öne doğru sürükleyerek kapıdaki güvenliğe bileti uzatıp göze okutmasını adeta emrettim)
    (güvenlikçinin bir gözü onlarda bir gözü bende ve biletin bir ucundan güvenlikçi diğer ucundan ben tutuyorum ama yandan birisi hala bilete el uzatmaya çalışıyor)
    -çek hemşerim elini
    -ya abi şöyle böyle bık bık bık.

    güç bela önce ulaş'ın biletini okutup içeri soktum, daha sonra kendi biletimi okutarak içeri girdim. birden arkamda bir arbede koptu. dönünce ne göreyim! güvenlikçi çocuğa dalmışlar ve ortada allah rızası için bir tane bile polis yok. çocuk bağırmaya başlayınca koşarak yaşı geçkin bir polis gelip duruma müdahil oldu ve güvenlikçinin şikayetçi olmak için gösterdiği tipi kolundan yakaladı ama o arada tayfa bir dakikada polis köpeği oldu tabi.
    -abicim arkadaş yanlış anladı
    -abicim ben kefilim arkadaşa
    -abiciğim, abiciğim bık bık bık vs.

    eh bu diyalogdan polis ve kefil olacağını söyleyen arkadaşların daha önceden tanıştığı belli oluyor zaten. polis abimiz kolundan tuttuğu kadroyu bıraktıktan sonra hepsine dönüp;
    -bir daha yapmayın böyle şeyler hımmm.. ayıp
    gibisinden bir şeyler söyleyerek azarlayıp yeri neresi ise oraya doğru yürüdü.

    şimdi;
    saygıdeğer polis kardeşim (veya yetkilisi kimse) şiddet turnikeden girerken başlıyor ve sen orada yoksun.

    nasıl olacak bu işler?
App Store'dan indirin Google Play'den alın