142
fifa 97 ile başladığım kariyerime, sırasıyla 98-99-2000 ve 2001 ile devam etmiştim yıllar önce o eski ama işimi fazlasıyla gören emektarımda. hele fifa 98 yok mu, road to world cup düzenlemeliydi benim oyunum. orijinal, bembeyaz kapaklı bir cd idi. yüklerken compact'ı seçerseniz, en hızlı şekilde yüklerdiniz. bu oyun dünyanın en büyük oyunudur. orta sahayı geçince gol attığınız winnigllere benzemez. saygılı oyundur. futbolu bilenlerin oyunudur. edite girdiğiniz zaman bir oyuncuyu hayvan gibi donamatamızdınız mesela. belli bir limit verirdi. şut tekniğini deli yaparsanız eğer, diğer özelliklere arttırış yapamazdınız. ancak şuttan kısar, hızdan kısar, diğer özellikleri yükseltebilirdiniz. böyle şahaneydi bu oyun. fifa 98 kesinlikle dünyaynın hala en iyi oyunudur. ama fifa 99? işte o bu dünyadan değildir. onu anlatmak, yaradılışımıza aykırıdır. açıklamak için gerekli kelimeleri bulamayız. ara dönemleri hızlı geçiyorum ve 3-4 sene sonrasına geliyorum. ne zaman fifa 2002 girdi piyasaya, benim bilgisayar kaldıramaz oldu. ekran titremeye başladı. adeta 80 yaş ve sonrası dramı yaşayan yaşlı bir dede gibiydi. artık sakalları beyaz ve sarı ve gri arasında bir çalı süpürge edasındaydı.
olmadı, olduramadık...
fifa 2000 i oyundan saymıyorum.
fifa 2001 = hagi !
fifa 2002'den sonra ara verdim kariyere.
fifa 2003'ü, halamın oğlunun bilgisayarında bir kere oynamıstım.
fifa 2004 nedir, nasıl birşeydir hiç bilmem.
fifa 2005 desen zaten artık oyunlardan elimi ayağımı çektiğim için hiç denemedim.
2006, denemedim.
2007, böyle bir oyunun varlıgından haberdar bile değildim.
2008'e dair bildiğim tek şey, galatasaray ie 2007-2008 süper lig şampiyonluğumuz. bir de galatasaray sözlük'ün kuruluşu. *
2009, yakın geçmiş, hatırlayamam. zizonkovac diye muhterem bir abiyi tanıdım.
2010, zizonkovac'ı düşünmekle geçti.
fifa 2011' e gelelim. evet, yıllar sonra ilk defa bilgisayarıma bir fifa oyunu yükledim. 8-9 yıldır, winning pes denilen zımbırtılarla boş yere zaman kaybetmişiz. pc de hem pes 2011 var ( ki dünyanın en büyük fiyaskosudur bence ) hem de şu an itibari ile fifa 11. karar vermeye gerek yok, pc'de böyleyse fifa 11, konsolda dünyanın en iyi oyunu olma ünvanını ele geçirir. pc'de en iyi oyun hala fifa 98. tabii delikanlıyız ya, fifa 99'da world class'ta bırakmıştık oyunu. aradan geçmiş 12 yıl. en üst mertebede bıraktık, oradan devam ederiz dedim. aldım galatasaray'ı, canımı, ciğerimi. karşıma da bir kj klasiği olarak tabii ki fenerbahçe'yi alıverdim.
world class falan oynarım ben derken, güncel olmayan kadrolarla başladım oyuna. öyle ki, misimovic, elano, insua, barış, sarp, arda gibi gereksiz isimler vardı kadroda. maçın başında henüz dakikalar 10 gibi baros'u, uçan manda ile karşı karşıya bıraktım. şerefsizin götvereni dizleriyle çıkarttı topu.
ilk yarı bitmeden köpeğin dölü hakem misimovic'e, alex'e yaptığı arkadan müdahale sonucu kırmızı sorgusuz sualsiz verdi. ilk yarı bitimine de var 45 saniye falan.
maksat ibnelik olsun işte, verdi kırmızıyı. abi bir itiraz var ki bende anlatamam. misimovicsem günahım ne diyerek çıktım oyundan.
ikinci yarı oldu. heh işte klasik görüntüler başladı. hakem faktörü durmadan taciz ediyor maçı. ofsayttan attılar bir tane bana. golü verdirdi pezevenkin yan hakemi.
sonra penaltıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir pozisyonda, niang kendini, başından vurulmuş asker edasıyla bıraktı yere. yedik.
üçüncü yediğim golde yapacağım hiçbir şey yoktu. aykut erçetin diyorum sadece.
4'ü yedim,
5 geldi.
baktım dakikalar 86, maçı cevirme ihtimalimi düşünerek 1 dakika daha oynattım oyunu.
87 oldu, quit game.
olmadı, olduramadık...
fifa 2000 i oyundan saymıyorum.
fifa 2001 = hagi !
fifa 2002'den sonra ara verdim kariyere.
fifa 2003'ü, halamın oğlunun bilgisayarında bir kere oynamıstım.
fifa 2004 nedir, nasıl birşeydir hiç bilmem.
fifa 2005 desen zaten artık oyunlardan elimi ayağımı çektiğim için hiç denemedim.
2006, denemedim.
2007, böyle bir oyunun varlıgından haberdar bile değildim.
2008'e dair bildiğim tek şey, galatasaray ie 2007-2008 süper lig şampiyonluğumuz. bir de galatasaray sözlük'ün kuruluşu. *
2009, yakın geçmiş, hatırlayamam. zizonkovac diye muhterem bir abiyi tanıdım.
2010, zizonkovac'ı düşünmekle geçti.
fifa 2011' e gelelim. evet, yıllar sonra ilk defa bilgisayarıma bir fifa oyunu yükledim. 8-9 yıldır, winning pes denilen zımbırtılarla boş yere zaman kaybetmişiz. pc de hem pes 2011 var ( ki dünyanın en büyük fiyaskosudur bence ) hem de şu an itibari ile fifa 11. karar vermeye gerek yok, pc'de böyleyse fifa 11, konsolda dünyanın en iyi oyunu olma ünvanını ele geçirir. pc'de en iyi oyun hala fifa 98. tabii delikanlıyız ya, fifa 99'da world class'ta bırakmıştık oyunu. aradan geçmiş 12 yıl. en üst mertebede bıraktık, oradan devam ederiz dedim. aldım galatasaray'ı, canımı, ciğerimi. karşıma da bir kj klasiği olarak tabii ki fenerbahçe'yi alıverdim.
world class falan oynarım ben derken, güncel olmayan kadrolarla başladım oyuna. öyle ki, misimovic, elano, insua, barış, sarp, arda gibi gereksiz isimler vardı kadroda. maçın başında henüz dakikalar 10 gibi baros'u, uçan manda ile karşı karşıya bıraktım. şerefsizin götvereni dizleriyle çıkarttı topu.
ilk yarı bitmeden köpeğin dölü hakem misimovic'e, alex'e yaptığı arkadan müdahale sonucu kırmızı sorgusuz sualsiz verdi. ilk yarı bitimine de var 45 saniye falan.
maksat ibnelik olsun işte, verdi kırmızıyı. abi bir itiraz var ki bende anlatamam. misimovicsem günahım ne diyerek çıktım oyundan.
ikinci yarı oldu. heh işte klasik görüntüler başladı. hakem faktörü durmadan taciz ediyor maçı. ofsayttan attılar bir tane bana. golü verdirdi pezevenkin yan hakemi.
sonra penaltıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir pozisyonda, niang kendini, başından vurulmuş asker edasıyla bıraktı yere. yedik.
üçüncü yediğim golde yapacağım hiçbir şey yoktu. aykut erçetin diyorum sadece.
4'ü yedim,
5 geldi.
baktım dakikalar 86, maçı cevirme ihtimalimi düşünerek 1 dakika daha oynattım oyunu.
87 oldu, quit game.