• 61
    şimdi ben anlamadım; şayet okumayacaksak nasıl beğenip beğenmediğimize karar vereceğiz ki? veyahut okuyanların kendi düşüncelerine silah mı dayamaları gerekiyor beğenmeye zorlamak için? yani yazılan bir yazı beğenilince her şey güzel de, beğenilmeyince "okuma amk" mı olmalı? hayır; bu yazma işinin doğasında var yazdıklarının beğenilmemesi, eleştirilmesi. olumlu yorum sayısı > olumsuz yorum sayısı durumu da vaziyeti kurtarmıyor. "dur lan herkes olumlu yorum yapmış, ben de öyle yapayım" diyen adam zaten bir zahmet olumsuz yorum yapmasın. yani "beğenmeyen varsa kafam girsin" kafasının geçer akçe olduğu bir tek dolmuşlar var diye düşünüyorum, onlar da sıcağın altında çalışırken dolmuşu durdurup da sonra "çok dolu abi, devam et" diyenlere patlıyor sadece. bu olumsuz eleştirilerden kurtulmanın yolları var. blogu gizli blog yaparsın, sadece yazdıklarını beğeneceğine inandığın kişilere açarsın, okur okur över millet sizi. blogun daha yenice kurulduğu günlerde blogun başlığını sözlükte açmazsın, blogu sözlük yazarlarının beğenisine sunmazsın. ya da bodom'u * tembihlersin, bir daha yazdığı yazının linkini sözlüğe koyup da milleti yazıyı okumaya yönlendirmezsin. yani bunun başka yolu aklıma gelmiyor. ya steril olacaksın, ya da eleştirileceksin. sizin dediğiniz gibi; sbt:(

    bu bir. ikincisi; sitenin amacının mizah olduğunu söyleyenler oluyor. valla kusura bakmasınlar; bu site için "mizah" kelimesini kullanmak benim mizah anlayışımla ve bu sitenin içeriğiyle yan yana gelince bana saçma geliyor. yani herkesin ak dediğine kara demek mesele değil de, herkesin ak dediğine yarrak diyerek yapılmaya çalışılan mizah bana pek uymuyor. hele ki "dilenci *, dilo, dilenmek" gibi gülünç, aşağılık ifadeleri kendinle %100 çelişen fikirlerin de değil; şöyle azıcık sana ters gelen fikirlerin sahiplerine yapıştırmak kadar kolay, bayağı bir şeyin adını mizah koyuyorsanız, kusura bakmayın, nasreddin hoca'dan başlayarak mizahla kıl kökü kadar ilgisi olmuş ve olan herkese ayıp ediyorsunuz demektir. ha, bodom kendisine bir zaman "bodom dilencisi" diyecek kadar hoşgörülü ve özgüveni yüksek olabilir. o onun sorunu. ha, mesele komiklikse, hiç mi komik bulmadım bu siteyi? buldum; ki bunu ilk dile getirenlerden biri de ben oldum. ama sitenin antipatikleşme eğilimi, yazılan yazıları okurken yüzümde olan gülümsemeyi zamanla somurtmaya bıraktı. bak ben inandığım gerçekleri dilim döndüğünce söylemeye çalışırım. yazdıklarınız benim düşüncelerime zıt olsa da ilk yazdığınız zamanlarda ilk övgülerinizden birini ben yapıyorsam, bugün de bunları söyleyecek kıvama geliyorsam dediklerimi 1 milyona satılan döner ekmeğin içindeki döner kadar da olsa dikkate alın. bugün öveniniz çok olur, hatta birazdan bu yazdıklarıma tepki gösteren de çok olur belki. bugün bodom için "bayılıyorum lan. net * " diyen adamlardan bambaşka kimlikte ve kişilikte olanları yarın bugünkü söylediklerinizin 180 derece tersini söylediğinizde gelir, "canım bodom abim yaa" der; ama dün de, bugün de, yarın da inandığı doğruyu söylemiş, söyleyecek ve söyleyen adamlardan fayda görürsünüz ancak.
    not: lan alt lig sendikası'nı savunanların alayına kaypak demiyorum. hemen yanlış anlayıp da dellenmesin millet.

    uzun lafın kısası; bodom'u * severim. jose ile çok az muhabbetim oldu; gördüğüm kadarıyla yazdıkları terstir, serttir, aksidir ama özel mesajla konuşurken gayet uyumlu bir insandır. bu sendika mevzusunda benim nacizane önder olarak gördüğüm *, nacizane muhatap olarak alacağım iki kişi bodom ve jose. kendilerine tek bir şey söylemek isterim: artık dönün bu yoldan gardaşlar. hakikaten dönün. çünkü bu işin sonu ciddi ciddi boka saracak, kendiniz de usanacaksınız bu işlerden.

    dost acı söylermiş. hadi allah selamet versin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın