96
şanslı nesil miyiz yoksa şansız nesil miyiz, ben çözemedim.
bildiğim bir şey varsa, coşkun özarı nesli değilim. o yüzden coşkun özarı isminin ifade ettirdikleri ve çağrıştırdıkları bende farklı sanırım.
90'lı yılların hemen başında bildim kendimi. kendimi bilmemle galatasaray'ı bilmem de aynı ana denk düşer zaten. ben fikri zihnime düşer düşmez tanıştım galatasaray'la. galatasaray benlikti benim için, benlik ise o andan itibaren galatasaray.
ilk çocukluk çağımızdaki galatasaraylılık sorgularında tanju, prekazi, simoviç dökülürdü ağzımızdan. ali sami yen ismi ise bizim için sadece bir stadyumdan ibareti. gidilirdi.
90'lı yılların ortalarına denk düşer galatasaray efsaneleriyle tanışmam. statımıza adını veren ali sami yen aslında kurucumuzdu. turgay şeren vardı, berlin panteri. teknik direktör demek baba gündüz demekti. bir de metin vardı tabi. ağları yırtmıştı o, vurduğu o şutla.
90'lı yılların ortalarında sonra ise coşkun özarı'yı tanıdım, gazetedeki yazılarından. o zaman televizyonlar az kanallı, internet yok tabi. transferler ise bugünkü gibi duyumculardan değil, ertesi günkü gazetelerden öğreniliyor. elde sadece galatasaray kasetleri var teypler için. dinlenir onlar. gazetelerin verdiği eklerden galatasaray tarihi öğrenilir. bir de ansiklopediler var tabi, g harfli cilt ilk ilgimizi çeken.
ilgimizi çeken bir şey daha var; 3 sene üst üste şampiyon olan ilk takım. ilk senesinde hoca brian birch ve coşkun özarı...
90'lı yılların ortalarından sonra şahlanan bir galatasaray var. o yıllarda gazetelerden takip ediyoruz her şeyi. coşkun özarı ise benim için heyecanla okuduğum tek isim. biliyorum çünkü ismini, geçmişini.
sonrası işte öyle...
kusura bakma baba, belki sen hayattayken anamadık adını layıkıyla. biraz şımarık nesildik biz, şampiyonluklarla büyüdük. boyunumuz borcu olan ziyareti gerçekleştiremedik. kötü geçen son 2-3 sezonda kendi derdimizle dertlendik... her şeyi unutturdular bize, biz de her şeyi unuttuk o ara.
ama galatasaray'ı galatasaray yapanların adına layıkıyla anamasak da, hatırlarını ve hatıralarını yaşatmak bu sefer borcudur boynumuzun. siz olmadan biz olamazdık zira.
nur içinde yat baba, bizden öte tarafa selamlar söyle.
bildiğim bir şey varsa, coşkun özarı nesli değilim. o yüzden coşkun özarı isminin ifade ettirdikleri ve çağrıştırdıkları bende farklı sanırım.
90'lı yılların hemen başında bildim kendimi. kendimi bilmemle galatasaray'ı bilmem de aynı ana denk düşer zaten. ben fikri zihnime düşer düşmez tanıştım galatasaray'la. galatasaray benlikti benim için, benlik ise o andan itibaren galatasaray.
ilk çocukluk çağımızdaki galatasaraylılık sorgularında tanju, prekazi, simoviç dökülürdü ağzımızdan. ali sami yen ismi ise bizim için sadece bir stadyumdan ibareti. gidilirdi.
90'lı yılların ortalarına denk düşer galatasaray efsaneleriyle tanışmam. statımıza adını veren ali sami yen aslında kurucumuzdu. turgay şeren vardı, berlin panteri. teknik direktör demek baba gündüz demekti. bir de metin vardı tabi. ağları yırtmıştı o, vurduğu o şutla.
90'lı yılların ortalarında sonra ise coşkun özarı'yı tanıdım, gazetedeki yazılarından. o zaman televizyonlar az kanallı, internet yok tabi. transferler ise bugünkü gibi duyumculardan değil, ertesi günkü gazetelerden öğreniliyor. elde sadece galatasaray kasetleri var teypler için. dinlenir onlar. gazetelerin verdiği eklerden galatasaray tarihi öğrenilir. bir de ansiklopediler var tabi, g harfli cilt ilk ilgimizi çeken.
ilgimizi çeken bir şey daha var; 3 sene üst üste şampiyon olan ilk takım. ilk senesinde hoca brian birch ve coşkun özarı...
90'lı yılların ortalarından sonra şahlanan bir galatasaray var. o yıllarda gazetelerden takip ediyoruz her şeyi. coşkun özarı ise benim için heyecanla okuduğum tek isim. biliyorum çünkü ismini, geçmişini.
sonrası işte öyle...
kusura bakma baba, belki sen hayattayken anamadık adını layıkıyla. biraz şımarık nesildik biz, şampiyonluklarla büyüdük. boyunumuz borcu olan ziyareti gerçekleştiremedik. kötü geçen son 2-3 sezonda kendi derdimizle dertlendik... her şeyi unutturdular bize, biz de her şeyi unuttuk o ara.
ama galatasaray'ı galatasaray yapanların adına layıkıyla anamasak da, hatırlarını ve hatıralarını yaşatmak bu sefer borcudur boynumuzun. siz olmadan biz olamazdık zira.
nur içinde yat baba, bizden öte tarafa selamlar söyle.