206
rakibin 8 top kaybı yaptığı maçta 16 top kaybıyla oynayan bir takım nasıl kazanabilir?
"zone savunmayla maç kazanmayı yeğleyen takım ezik takımdır" söylemlerini görenler vardır bugün özellikle forumlarda ve twitterda bol bol gördük bu hezeyanı. oktay mahmuti özellikle serinin ilk maçında denediği zone savunmaya karşı fenerbahçe ülker dış oyuncularının yüksek yüzdeyle oynaması nedeniyle alan savunmasından vazgeçmişti. kazandığımız 3.maçta ise ribaundları dengeye getirip dışarıdan ilk defa yüzdeli oynayınca kazanabilmiştik. sonra ki maçta ise fenerbahçe dersine iyi çalışıp içeriyi kontrol altına alınca artı olarak emir'in neden üstüne titrenen bir oyuncu olduğunu hatırlamasıyla rahat bir şekilde kazanmıştı.
oktay mahmuti banvit serisinde herkesi şaşkına çeviren göksenin hamlesini yapıp barış ermiş'i devre dışı bırakmıştı. final serisi boyunca ise fenerbahçe hamle üstünlüğünü hep elinde tuttu. marko tomas ve emir preldzicgibi iki forvetin getireceği artılara ek olarak uzunlarını kullanabildikleri zaman bize karşı hep avantajlı oldular ama onların en büyük eksiği belki de kağıt üzerinde f4 seviyesinde görülen point guard mevkiydi. saras'ın savunma zaafı ve ukic'in işler kötüye gittiği anlarda özellikle de biz içeriyi iyi kapatmışsak dışarıdan yaptığı saçma sapan tercihler onların en büyük handikapı oldu.
zone savunmaya gelince oktay mahmuti zone savunmayı 1.maçtan sonra tekrar denedi ve bu defa verim aldı. ve maçın kazanılmasın en büyük etkenlerden biri oldu. eziklik kısmına gelince basketbol oynayanlar bilir zone savunma yapılması en zor savunmadır çünkü anlaması dahi 3 ay sürebilir. onlarca varyasyonu vardır 1e1 oyunu olan ve dripling üzerinde oynayan sorumluluk alabilen oyuncuları bulunan takımlara karşı uygulanan savunmadır. dünya şampiyonasında 2.olan milli takımızın uyguladığı garip 5 forvetli savunmanın mucidi olantanjevic bu alan savunmasını en iyi uygulayan coachlardan biriydi belki de en iyisi. o tanjevic'in yarattığı takımın taraftarının zone savunmaya eziklik demesi ise ayrı bir epic fail olsa gerek.
maça gelecek olursak yaptığımız kısa süreli zone savunmaya karşı ukic'in hucum edememesi ve saras'ın zaafları aslında maçı point guardlar seviyesinde bitirdi hemde biz jj kullanmamışken. yani 20 milyon euroluk bir el takımı* mağlup edilebilir hele ki karşısında hızlı oynayan* ve iyi mücadele eden bir takım varsa hemde en önemlisi ribaundlarda ezilmemişse.
şimdi en başta sorduğumuz sorunun cevabına gelelim. rakip 8 top kaybı yapmışken 16 top kaybı yaparak nasıl kazanabilirsiniz?
1)ribaund
4.maçta 25 ribaund alangalatasaray 5.maçta hemde deplasmanda tam 40 ribaund aldı. bu seride bir takımın aldığı en yüksek ribaund sayısı. pota altı oyuncuları luksa-ermal olan ve 4kısalı 5'le oynayan bir takımın 40 ribaund alması basketbolla açıklanamaz. bu takım oyunu ve özveriyle oynamanın sonucudur. hemde power forvet oynayan 2 oyuncunuz sakat sakat oynarken.
2) asist
galatasaray bu maçta tam 19 asist yaptı.fenerbahçe ülker ise 9. bu asistlerin altısı tutku açık'tan ve 19 asistin yedisi luksa'ya. işin savunma kısmına odaklandığımız zaman ise fenerbahçe ülker'in burada çaresiz kalması onların açısından en büyük soru işareti. galatasaray'ın sezon başından beri yaptığı tutku-luksa pick&roll'ünü her defasında yediler ve buna bir türlü çözüm üretemediler. zaten maç kazandıran baskette bu pick&roll sonrasında geldi.
3) rakibin seni küçümsemesi
işte işin gerçek yüzü budur. rakibe saygısı olmayan, maç sonu açıklamalarında zaten bekliyorduk açıklamaları yapan oyuncular zaten bu seriyi 4.maçta kafada bitirmişlerdi. sinan erdem'i dolduran! 15.000 seyircinin oraya şampiyonluk kutlaması için gelmesi girmeyen her şuttan sonra suratlarının düşmesi ve rakibe karşı 40 dakika boyunca aynı oyunu oynayabilen bir takım olmamız ve bu finalin bir hikayesi olacaksa bu hikayenin iyi tarafının biz olacağımız gerçeği bu maçı bize kazandırdı.
uzun olduğunun farkındayım ama bu takım finali abdi ipekçi'de kaybetse bile ayakta değil havada alkışlanmalı ve hiç bir zaman unutulmamalı ki kaybetsek bile kazanan yine biz olacağız.
#yenilmezarmada
"zone savunmayla maç kazanmayı yeğleyen takım ezik takımdır" söylemlerini görenler vardır bugün özellikle forumlarda ve twitterda bol bol gördük bu hezeyanı. oktay mahmuti özellikle serinin ilk maçında denediği zone savunmaya karşı fenerbahçe ülker dış oyuncularının yüksek yüzdeyle oynaması nedeniyle alan savunmasından vazgeçmişti. kazandığımız 3.maçta ise ribaundları dengeye getirip dışarıdan ilk defa yüzdeli oynayınca kazanabilmiştik. sonra ki maçta ise fenerbahçe dersine iyi çalışıp içeriyi kontrol altına alınca artı olarak emir'in neden üstüne titrenen bir oyuncu olduğunu hatırlamasıyla rahat bir şekilde kazanmıştı.
oktay mahmuti banvit serisinde herkesi şaşkına çeviren göksenin hamlesini yapıp barış ermiş'i devre dışı bırakmıştı. final serisi boyunca ise fenerbahçe hamle üstünlüğünü hep elinde tuttu. marko tomas ve emir preldzicgibi iki forvetin getireceği artılara ek olarak uzunlarını kullanabildikleri zaman bize karşı hep avantajlı oldular ama onların en büyük eksiği belki de kağıt üzerinde f4 seviyesinde görülen point guard mevkiydi. saras'ın savunma zaafı ve ukic'in işler kötüye gittiği anlarda özellikle de biz içeriyi iyi kapatmışsak dışarıdan yaptığı saçma sapan tercihler onların en büyük handikapı oldu.
zone savunmaya gelince oktay mahmuti zone savunmayı 1.maçtan sonra tekrar denedi ve bu defa verim aldı. ve maçın kazanılmasın en büyük etkenlerden biri oldu. eziklik kısmına gelince basketbol oynayanlar bilir zone savunma yapılması en zor savunmadır çünkü anlaması dahi 3 ay sürebilir. onlarca varyasyonu vardır 1e1 oyunu olan ve dripling üzerinde oynayan sorumluluk alabilen oyuncuları bulunan takımlara karşı uygulanan savunmadır. dünya şampiyonasında 2.olan milli takımızın uyguladığı garip 5 forvetli savunmanın mucidi olantanjevic bu alan savunmasını en iyi uygulayan coachlardan biriydi belki de en iyisi. o tanjevic'in yarattığı takımın taraftarının zone savunmaya eziklik demesi ise ayrı bir epic fail olsa gerek.
maça gelecek olursak yaptığımız kısa süreli zone savunmaya karşı ukic'in hucum edememesi ve saras'ın zaafları aslında maçı point guardlar seviyesinde bitirdi hemde biz jj kullanmamışken. yani 20 milyon euroluk bir el takımı* mağlup edilebilir hele ki karşısında hızlı oynayan* ve iyi mücadele eden bir takım varsa hemde en önemlisi ribaundlarda ezilmemişse.
şimdi en başta sorduğumuz sorunun cevabına gelelim. rakip 8 top kaybı yapmışken 16 top kaybı yaparak nasıl kazanabilirsiniz?
1)ribaund
4.maçta 25 ribaund alangalatasaray 5.maçta hemde deplasmanda tam 40 ribaund aldı. bu seride bir takımın aldığı en yüksek ribaund sayısı. pota altı oyuncuları luksa-ermal olan ve 4kısalı 5'le oynayan bir takımın 40 ribaund alması basketbolla açıklanamaz. bu takım oyunu ve özveriyle oynamanın sonucudur. hemde power forvet oynayan 2 oyuncunuz sakat sakat oynarken.
2) asist
galatasaray bu maçta tam 19 asist yaptı.fenerbahçe ülker ise 9. bu asistlerin altısı tutku açık'tan ve 19 asistin yedisi luksa'ya. işin savunma kısmına odaklandığımız zaman ise fenerbahçe ülker'in burada çaresiz kalması onların açısından en büyük soru işareti. galatasaray'ın sezon başından beri yaptığı tutku-luksa pick&roll'ünü her defasında yediler ve buna bir türlü çözüm üretemediler. zaten maç kazandıran baskette bu pick&roll sonrasında geldi.
3) rakibin seni küçümsemesi
işte işin gerçek yüzü budur. rakibe saygısı olmayan, maç sonu açıklamalarında zaten bekliyorduk açıklamaları yapan oyuncular zaten bu seriyi 4.maçta kafada bitirmişlerdi. sinan erdem'i dolduran! 15.000 seyircinin oraya şampiyonluk kutlaması için gelmesi girmeyen her şuttan sonra suratlarının düşmesi ve rakibe karşı 40 dakika boyunca aynı oyunu oynayabilen bir takım olmamız ve bu finalin bir hikayesi olacaksa bu hikayenin iyi tarafının biz olacağımız gerçeği bu maçı bize kazandırdı.
uzun olduğunun farkındayım ama bu takım finali abdi ipekçi'de kaybetse bile ayakta değil havada alkışlanmalı ve hiç bir zaman unutulmamalı ki kaybetsek bile kazanan yine biz olacağız.
#yenilmezarmada