• 163
    son yazısında hıncal uluç'a fena giydirmiştir.

    kirmizi koltukta maç seyretmek… (hincal uluç’la)

    kirmizi koltuk bölüm 1…
    1- süper rahat olur… kar, yağmur farketmez, evdesin…
    2- yanında oturan ve her dediğine “bravo, haklısın” diyen bir arkadaş toplululuğu vardır her zaman... bayılırlar sizinle maç izlemeye…
    3- kebaplar pişer… afiyetle yenir top oynanırken, şalgam ve ayran ile…
    4- maç sıkıcıysa, başlanır suçlu aramaya… önce kendi oyuncuların, sonra hakem, sonra karşı takımın futbol oynamama isteği! onlar da olmaz ise, sıra maçı televizyondan veren kanala gelir... yönetmen kötüyse yandı, bütün ihale ona bırakılır… 30 yıllık yönetmene, “maymun olsa, daldan düşer” bile derler. yönetmen iyi götürüyorsa yayını, spiker ve yorumcu dosyası açılır…
    5- spiker ve yorumcunun söylediği her söz, cımbızla çıkartılıp, yorumlanır… özetle kurban aranır. böyle seyreder hıncal uluç, evinde maçları! bilmeyenler öğrenin!
    kirmizi koltukta maç seyredememek… bölüm 2…
    1- stadı göremez… elin belçika’lı yönetmeni sana ne verirse, onu seyredersin…
    2- çok avantajlıdır… 6 tekrar görüntü ile pozisyonları ezberlersin…
    3- ama, ekranın sana verilen bölümünü görürsün sadece… o sırada, 10 metre ileride
    bir oyuncu, diğerine tükürürken yönetmen vermez ise, sadece tavana bakarsın…
    4- spiker ve yorumcu, maçı stat içinden anlattığı için, her şeyi görürler…
    5- konu-emre belözoğlu: daha stada gelirken, en yakınlarına edilmiş, ana-avrat küfürlerle sahaya çıkan bir oyuncuya, ben saygı duyarım sadece… benim için bu değerler çok önemlidir… emre’nin yerinde ben olsam, şu anda brüksel hapishanesinde yargılanmayı bekliyordum herhalde… emre sabırlı adammış!
    6- emre, maçta ne yaptı? 74 kez topla buluştu, 58 başarılı pas kullandı…
    7- ortalaması yüzde 82… geri pası yok… dakika 13: çağlar’a nefis pas, arkadaşı pozisyonu heba etti… dakika 55: emre orta, vuran yok… dakika 56: emre pas, burak dışarı… bir de, futbol oyununda topsuz haraketlenme var, biliyorsunuz… topla buluşmadan, rakibe baskı, arkadaşına yardım gibi… bu hareket girişimleri, ekranda görünmez maalesef… “nerede emre?” diye sorarsanız… koşuyor be abi… sordunuz ya… biz gördük…
    8- mesaj işi beni ilgilendirmez… hukuk bu konuda ne gerekirse, yapacaktır. beni ilgilendiren, sizin maç seyrederken koltuktan düşmemeniz hıncal abi! maç anlatırken, rıdvan dilmen’in fikrine uymayan bir cümle kursam, açıkça sana katılmıyorum der….
    lig tv dahil 10 yıldır maç arkadaşım o benim…
    9- televizyondan maç seyredip, yorumlamanın böyle sakıncaları vardır özetle… taktiği anlayamazsınız, dizilişi çözemezsiniz… sağ kanat ve sol kanadı irdeleyemezsiniz…
    10- ingilizler, “eleştirmenler hatırlanmaz, tarihi yazanlar konuşulur” derler… galiba doğru, hıncal abi!
    11- keşke, sarı-kırmızı kaşkol kitabınızda yazdığınız gibi, maça gelseniz abi… gerçekler sadece yeşil zeminde… full hd değil ama, stadlarda gerçek var! sadece gerçek… inanın…
    12- türkiye-belçika maçının topla en çok oynayan oyuncusu emre, hıncal abi… onu company takip ediyor belçika’lı… en sevmediğim kelimeyi yazıyorum: yani!...
    13- kirmizi nokta programi… (yanlış isim)
    14- abi programın adı kirmizi çizgi… ntvspor’da yayınlanıyordu… bizde! sizinle oturup, belçika maçını 5 kez veya 6 kez seyredederiz ama, emre’yi göremezsiniz, çünkü stadda değildiniz… maçta, topla en çok buluşan oyuncu emre! aman abi, koltuktan sakın düşmeyin, her şeye rağmen ben size saygı duyuyorum… umarım testiyi kırmamışımdır su yolunda!
    inönü ne oldu?
    seçim olacak, yeni hükümet kurulacak, türkiye’m yola devam edecek… peki, beşiktaş inönü stadı ne olacak? bir imza ile, yeniden doğacak canım dolmabahçe… o kadar zor mu? çağ atlamak, yollarda beraber yürümek… sayın başbakan, amatör maç olsa, “durun bakalım, nasıl oynuyorlar” diyor, futbolu çok seviyor… çünkü topa vurmuş, pas vermiş, gol yemiş, gol atmış. imza bekliyor dolmabahçe, yola devam etmek için... türkiye’min en güzel stadı, imza bekliyor yahu, ikinci yaşamına başlamak için, hakkı değil mi? seba ile birlikte!
    rahat
    şu kavga bir bitse dersin,
    acıkmasam dersin,
    yorulmasam dersin,
    çişim gelmese dersin,
    uykum gelmese dersin,
    ölsem desene! orhan veli 1950…

    ercan taner / ntvspor.net
App Store'dan indirin Google Play'den alın