78
sezon sonu galatasaray – konyaspor : 2-0
bu sezonu “fesupanallah”, “dertler benim olsun” şarkılarıyla geçirdik ve bitti, çok şükür. sıfırın altında 5 averajla.
galibiyet güzel şey, ama bunu o kadar az söyledim ki bu sezon.
galatasaray’ın kazandığı maçlara baktığımızda kolay rakipleri yendiğimizi görüyoruz. özgüven eksikliği bu maçlarda ortaya çıkmıyor işte. rakip zayıf, vurunca devirince işler kolaylaşıyor. ama dişli takımlara karşı iyice kırılganlaştı futbolcular.
bütün sezon yatıp son maçlara diri giren aydın’ın zorlamasıyla ataklar geliştirdik ve 2 gol bulduk, maçın başlarında. o iki golden sonra maç da bitti aslında. saçma sapan, bitse de gitsek oyununu 75 dakika izlemek zorunda kaldık. bütün sezon işkenceydi, son maçta öyle bitti. kazanmak bile kesmedi beni.
belki başka şeylere bakmak lazım.
son maçı seyircisiz oynadık, halbuki sevdiğimiz oyunculara tribünde veda etseydik iyiydi. bazı arkadaşlar da sevmediklerine küfür etmek istemişlerdir mutlaka, ben onlardan değilim.
gidecek oyuncular için de kewell’da gösteriliyor. seveni çok. galatasaray=kewell diyen bile gördüm. bir de bizim gördüğümüz yabancıları izlemiş olsa gençler, acaba kulübü direkt üstüne mi yapacaklardı merak ettim. saçmalamamak lazım. profesyonel hayattır bu, bir gün burada sonra orada, olur öyle. kewell’ın hep bizi düşüneceğini, asla unutmayacağını bilelim, bununla yetinelim. ama kewell’a veda edebilseydik, ağlatsaydık şık olurdu, güzel olurdu.
bu maçta aklımda kalan en önemli şey, sahanın berbat haliydi. dün 19 mayıs gösterileri yapıldı orada. yahu ne yaptınız öyle, sahaya tank mı soktunuz, nedir? ayıptır ya. o çimler nasıl yetişti biz iyi biliyoruz, aylarca kameralardan canlı takip ettik. nasıl böyle bir şey yaparsınız. kulübün sahipsiz olduğunun kanıtı işte bu. niye kimse provalara gidip, neler oluyor diye bakmaz.
neyse, bitti de kurtulduk. sezon değerlendirmesi ilerleyen günlerde.
saygı ve sevgilerimle:)
bu sezonu “fesupanallah”, “dertler benim olsun” şarkılarıyla geçirdik ve bitti, çok şükür. sıfırın altında 5 averajla.
galibiyet güzel şey, ama bunu o kadar az söyledim ki bu sezon.
galatasaray’ın kazandığı maçlara baktığımızda kolay rakipleri yendiğimizi görüyoruz. özgüven eksikliği bu maçlarda ortaya çıkmıyor işte. rakip zayıf, vurunca devirince işler kolaylaşıyor. ama dişli takımlara karşı iyice kırılganlaştı futbolcular.
bütün sezon yatıp son maçlara diri giren aydın’ın zorlamasıyla ataklar geliştirdik ve 2 gol bulduk, maçın başlarında. o iki golden sonra maç da bitti aslında. saçma sapan, bitse de gitsek oyununu 75 dakika izlemek zorunda kaldık. bütün sezon işkenceydi, son maçta öyle bitti. kazanmak bile kesmedi beni.
belki başka şeylere bakmak lazım.
son maçı seyircisiz oynadık, halbuki sevdiğimiz oyunculara tribünde veda etseydik iyiydi. bazı arkadaşlar da sevmediklerine küfür etmek istemişlerdir mutlaka, ben onlardan değilim.
gidecek oyuncular için de kewell’da gösteriliyor. seveni çok. galatasaray=kewell diyen bile gördüm. bir de bizim gördüğümüz yabancıları izlemiş olsa gençler, acaba kulübü direkt üstüne mi yapacaklardı merak ettim. saçmalamamak lazım. profesyonel hayattır bu, bir gün burada sonra orada, olur öyle. kewell’ın hep bizi düşüneceğini, asla unutmayacağını bilelim, bununla yetinelim. ama kewell’a veda edebilseydik, ağlatsaydık şık olurdu, güzel olurdu.
bu maçta aklımda kalan en önemli şey, sahanın berbat haliydi. dün 19 mayıs gösterileri yapıldı orada. yahu ne yaptınız öyle, sahaya tank mı soktunuz, nedir? ayıptır ya. o çimler nasıl yetişti biz iyi biliyoruz, aylarca kameralardan canlı takip ettik. nasıl böyle bir şey yaparsınız. kulübün sahipsiz olduğunun kanıtı işte bu. niye kimse provalara gidip, neler oluyor diye bakmaz.
neyse, bitti de kurtulduk. sezon değerlendirmesi ilerleyen günlerde.
saygı ve sevgilerimle:)