33
insanlar bir yerlere, bir mevkiye aday oldukları zaman niye aday olduklarını ortaya koymak zorundadırlar. istiyorum demekle olmaz.
oy kullanacak üyeler oy verecekleri zaman bir şeyleri göz önünde bulundurmaları gerekir. bunun içinde başkan adayları ortaya mutlaka somut veya soyut birşeyler koymalıdır. koymalılar ki onu seçecek üyeler, ortaya konan projelerin gerçekleşebilmesine göre oy verip vermeyeceğini düşünsün.
başkan adayları yapmak istediklerini ve bunu nasıl yapacaklarını ortaya koymalıdır ki onu seçecek üyelerin bir dayanağı olsun. akıllarına yattıklarına oy verebilsinler. zira bunlar olmazsa üyeler başkan adaylarını boyuna, posuna, tipine, saç rengine, vs.. gibi argümanlara dayanarak oy vermek durumunda kalacaklardır. çünkü ortaya birşey koymamış olacaklardır.
velhasıl kelam 70li ve 80 li yıllarında popüler siyaset anlayışındaki gibi bol keseden atıp oy vereceklerin gözünü boyamak şeklinde vaadler ortaya konulmasını ne ben isterim nede başkan adayları bunu ister. zaten kongre üyeleride buna prim tanımazlar.
ünal aysal ve ekibi galatasaray'ı layık olduğu avrupanın zirvesine çıkarmayı hedefliyoruz diyor. çok güzel diyorlar ama bunu nasıl yapacaklarını açıklamalılar. yoksa demekle herşey olur. bende ona göre aklıma yatarsa oy veririm.
bundan önceki seçimde adnan polat ve adnan öztürk yarışırken her ikiside yapmak istediklerini ve nasıl yapacaklarını anlattılar. sonucunda üyeler akılları hangisine yattıysa ona oy verdiler. bunun neticisinde de polat'ın ortaya koymuş olduğu vaadler üyelerin aklına yattı ve seçimi kazandı. vaad ettiklerinide sportif konu dışında gerçekleştirdi. *
ben bu seçimde oy kullanma hakkına sahip olmuş olsaydım ünal aysal'a verirdim dedim. oy vermek konusundaki tek dayanağım kendisinin çok başarılı bir iş hayatının olmasıdır. üstün bir yöneticilik başarısı olduğundan kulüp yönetiminde de başarılı olur diye düşündüğümden verirdim. neler yapmak istediğini ise bekleyip görmek zorunda olurdum. koskoca galatasaray kulübü bekle gör politikasını benimsemesi benim aklıma yatmıyor.
oy kullanacak üyeler oy verecekleri zaman bir şeyleri göz önünde bulundurmaları gerekir. bunun içinde başkan adayları ortaya mutlaka somut veya soyut birşeyler koymalıdır. koymalılar ki onu seçecek üyeler, ortaya konan projelerin gerçekleşebilmesine göre oy verip vermeyeceğini düşünsün.
başkan adayları yapmak istediklerini ve bunu nasıl yapacaklarını ortaya koymalıdır ki onu seçecek üyelerin bir dayanağı olsun. akıllarına yattıklarına oy verebilsinler. zira bunlar olmazsa üyeler başkan adaylarını boyuna, posuna, tipine, saç rengine, vs.. gibi argümanlara dayanarak oy vermek durumunda kalacaklardır. çünkü ortaya birşey koymamış olacaklardır.
velhasıl kelam 70li ve 80 li yıllarında popüler siyaset anlayışındaki gibi bol keseden atıp oy vereceklerin gözünü boyamak şeklinde vaadler ortaya konulmasını ne ben isterim nede başkan adayları bunu ister. zaten kongre üyeleride buna prim tanımazlar.
ünal aysal ve ekibi galatasaray'ı layık olduğu avrupanın zirvesine çıkarmayı hedefliyoruz diyor. çok güzel diyorlar ama bunu nasıl yapacaklarını açıklamalılar. yoksa demekle herşey olur. bende ona göre aklıma yatarsa oy veririm.
bundan önceki seçimde adnan polat ve adnan öztürk yarışırken her ikiside yapmak istediklerini ve nasıl yapacaklarını anlattılar. sonucunda üyeler akılları hangisine yattıysa ona oy verdiler. bunun neticisinde de polat'ın ortaya koymuş olduğu vaadler üyelerin aklına yattı ve seçimi kazandı. vaad ettiklerinide sportif konu dışında gerçekleştirdi. *
ben bu seçimde oy kullanma hakkına sahip olmuş olsaydım ünal aysal'a verirdim dedim. oy vermek konusundaki tek dayanağım kendisinin çok başarılı bir iş hayatının olmasıdır. üstün bir yöneticilik başarısı olduğundan kulüp yönetiminde de başarılı olur diye düşündüğümden verirdim. neler yapmak istediğini ise bekleyip görmek zorunda olurdum. koskoca galatasaray kulübü bekle gör politikasını benimsemesi benim aklıma yatmıyor.