169
sabri sarıoğlu'nun yaptığı hareket karşısında içtiğim birayı tüm salona püskürttüren karşılaşma.
oyuna girdikten sonra sağ kanattan kullanılacak olan bir taç atışında top yerden sabri'ye doğru yuvarlandı. sabri sağ ayağını topa doğru uzatarak teğet geçirdi ve sağ ayağını, sol ayağıyla 90 derecelik açı yapacak şekilde havaya kaldırdı. doğal olarak sağ ayağa değmeyerek yoluna devam eden top, sabri'nin sol ayağına doğru gitti. tam bu sırada hafif bir hamle ile topa yükseklik kazandıran sabri, topu eline aldı ve taç atışını kullandı. işte o an garip duygularla baktım ekrana, sonrası malum. bir ağız dolusu püskürtülmüş bira.
birileri bu pozisyonu yakalamış olsa da izlesek tekrar tekrar. hangi maçtı hatırlamıyorum ama, sabri'nin kendi kendine attığı bir vücut çalımı vardı. en az onun kadar ilginçti bu pozisyon. kısır geçen karşılaşmaya renk kattı resmen. ve gözlerden kaçtı gibi sanki bu olay. en azından fransız televizyonu bu muhteşem hareketin tekrarını vermedi. gerçi bir çok pozisyonun tekrarını vermekten kaçındılar; lincoln'ün yerde kaldığı pozisyon gibi.
zor günlerinde yakalanan galatasaray için güzel bir fırsattı aslında bu maç. kredisini zorlayan skibbe için bir umut maçı. fena skor değil aslında 0-0. en azından ilk maçı deplasmanda yapıyorsanız. gerçi maç boyu enteresan yorumlara imza atan trt spikeri levent özçelik'e göre deplasman karnesi iyi olan bir bordeaux gelecek ali sami yen'e. ama fark etmez, bu sefer kurtuluş yok, eli boş göndereceğimizden eminim.
bu maçın yıldızı bence de sanctis idi. gerçi bu adam bir çok maçta harikalar yaratıyor, olmadık pozisyonları çıkarıyor, ama çıkarmaktan yorulduğu anlardan birinde; tabi yine defans hatası öncelikli olarak gol yiyor ve tüm fatura ona kesilmeye çalışılıyor. zaten ben de onu anlamakta güçlük çekiyorum genelde. bir kaleciye maç boyu 4-5 pozisyon gelir ortalama olarak. üzerine düşeni yapar ve biraz da şanslı olursa gol yemeden kapatır maçı. ama de sanctis öyle değil. adama en az 10 pozisyon geliyor maç boyu. 7-8 tane harika kurtarış yapıyor. birinde gol yiyince suçlu durumuna düşebiliyor.
volkan ve hakan'ın sakatlığı da eklenince bu maça, 3-5-2 ye benzer bir taktikle çıktık sahaya. orta sahanın defansa ne kadar yardım etmesi gerektiği maça başlarken belli idi. ki zaten mehmet topal denen canavar kök söktürdü rakibe. gelen bir çok atakta yerinde müdahalelerde bulundu. bugün kusursuza yakın oynayan isimlerden birisi de emre aşık elbette. bu adam zaman zaman pimi çekilmiş el bombası misali gezse de sahada, önemli maçlarda olmadık performanslar sergileyebiliyor. o yüzden varlığı da yokluğu da bir dert. ama bir gerçek var ki, ne zaman görev verilirse oynuyor, elinden geleni yapıyor ve bir daha görev alıncaya dek ne küsüyor, ne de forumunu yitiriyor. benim gözümde iyi bir joker.
haftalar sonra sahaya dönen büyücümüz bugün soluktu, bunu çok normal karşılıyorum. ama benim bildiğim kewell, ne yapar ne eder ilk yarıda yakaladığımız fırsatı değerlendirirdi. kısmet diyoruz, umarım bir dahaki maça saklıyordur kendini. bu maçta kendilerinden çok şey beklenen isimler, kewell ile birlikte arda ve lincoln idi. ama başta da belirttiğimiz gibi, 3'lü defansın gereği orta saha oyuncularının defansif özelliğine çok ihtiyaç duyduk bu maçta. özellikle ikinci yarıda arda ve lincoln ofans yapamadılar resmen.
maçın ilk yarısında gözümüze çarpan en büyük farklılıklardan birisi, bugüne kadar gösterdiği oyundan daha farklı olarak baros'un harika presi, rakibi yıpratması ve rakip defansı sürekli rahatsız etmesiydi. tabi maçın hakemi buna müsaade etse çok daha etkili olacaktı ama, baros'a yapılan faullerde bile aleyhimize çalan düdükler ve gereksiz bir o kadar da ucuz bir kartla baros resmen bezdirildi. bu yüzden olmalı ki ikinci yarıda skibbe oyundan aldı baros'u. yerine ise bence hatalı bir tercihle nonda'yı aldı. nonda bu maçta yine etkisizdi. bir türlü beklentilerimizi karşılayamıyor bu sene. ümit oyuna girse mutlaka çok daha farklı olurdu. yine de ikici maç için baros'u saklamak iyi bir hamle. ikinci sarı kart bence an meselesiydi. skibbe akıllı davranarak hem bu maç hem de gelecek maç için baros'u garantiye aldı.
bu kötü günde bile bu beraberlik bizi mutlu eti biraz da olsa. umutlar ikinci maça. tabi buradaki umut bordeaux için geçerli. zira biz turu geçeceğimizden eminiz ve zerre kadar şüphemiz yok.
http://vincasports.blogspot.com/...ray-vs-bordeaux.html
oyuna girdikten sonra sağ kanattan kullanılacak olan bir taç atışında top yerden sabri'ye doğru yuvarlandı. sabri sağ ayağını topa doğru uzatarak teğet geçirdi ve sağ ayağını, sol ayağıyla 90 derecelik açı yapacak şekilde havaya kaldırdı. doğal olarak sağ ayağa değmeyerek yoluna devam eden top, sabri'nin sol ayağına doğru gitti. tam bu sırada hafif bir hamle ile topa yükseklik kazandıran sabri, topu eline aldı ve taç atışını kullandı. işte o an garip duygularla baktım ekrana, sonrası malum. bir ağız dolusu püskürtülmüş bira.
birileri bu pozisyonu yakalamış olsa da izlesek tekrar tekrar. hangi maçtı hatırlamıyorum ama, sabri'nin kendi kendine attığı bir vücut çalımı vardı. en az onun kadar ilginçti bu pozisyon. kısır geçen karşılaşmaya renk kattı resmen. ve gözlerden kaçtı gibi sanki bu olay. en azından fransız televizyonu bu muhteşem hareketin tekrarını vermedi. gerçi bir çok pozisyonun tekrarını vermekten kaçındılar; lincoln'ün yerde kaldığı pozisyon gibi.
zor günlerinde yakalanan galatasaray için güzel bir fırsattı aslında bu maç. kredisini zorlayan skibbe için bir umut maçı. fena skor değil aslında 0-0. en azından ilk maçı deplasmanda yapıyorsanız. gerçi maç boyu enteresan yorumlara imza atan trt spikeri levent özçelik'e göre deplasman karnesi iyi olan bir bordeaux gelecek ali sami yen'e. ama fark etmez, bu sefer kurtuluş yok, eli boş göndereceğimizden eminim.
bu maçın yıldızı bence de sanctis idi. gerçi bu adam bir çok maçta harikalar yaratıyor, olmadık pozisyonları çıkarıyor, ama çıkarmaktan yorulduğu anlardan birinde; tabi yine defans hatası öncelikli olarak gol yiyor ve tüm fatura ona kesilmeye çalışılıyor. zaten ben de onu anlamakta güçlük çekiyorum genelde. bir kaleciye maç boyu 4-5 pozisyon gelir ortalama olarak. üzerine düşeni yapar ve biraz da şanslı olursa gol yemeden kapatır maçı. ama de sanctis öyle değil. adama en az 10 pozisyon geliyor maç boyu. 7-8 tane harika kurtarış yapıyor. birinde gol yiyince suçlu durumuna düşebiliyor.
volkan ve hakan'ın sakatlığı da eklenince bu maça, 3-5-2 ye benzer bir taktikle çıktık sahaya. orta sahanın defansa ne kadar yardım etmesi gerektiği maça başlarken belli idi. ki zaten mehmet topal denen canavar kök söktürdü rakibe. gelen bir çok atakta yerinde müdahalelerde bulundu. bugün kusursuza yakın oynayan isimlerden birisi de emre aşık elbette. bu adam zaman zaman pimi çekilmiş el bombası misali gezse de sahada, önemli maçlarda olmadık performanslar sergileyebiliyor. o yüzden varlığı da yokluğu da bir dert. ama bir gerçek var ki, ne zaman görev verilirse oynuyor, elinden geleni yapıyor ve bir daha görev alıncaya dek ne küsüyor, ne de forumunu yitiriyor. benim gözümde iyi bir joker.
haftalar sonra sahaya dönen büyücümüz bugün soluktu, bunu çok normal karşılıyorum. ama benim bildiğim kewell, ne yapar ne eder ilk yarıda yakaladığımız fırsatı değerlendirirdi. kısmet diyoruz, umarım bir dahaki maça saklıyordur kendini. bu maçta kendilerinden çok şey beklenen isimler, kewell ile birlikte arda ve lincoln idi. ama başta da belirttiğimiz gibi, 3'lü defansın gereği orta saha oyuncularının defansif özelliğine çok ihtiyaç duyduk bu maçta. özellikle ikinci yarıda arda ve lincoln ofans yapamadılar resmen.
maçın ilk yarısında gözümüze çarpan en büyük farklılıklardan birisi, bugüne kadar gösterdiği oyundan daha farklı olarak baros'un harika presi, rakibi yıpratması ve rakip defansı sürekli rahatsız etmesiydi. tabi maçın hakemi buna müsaade etse çok daha etkili olacaktı ama, baros'a yapılan faullerde bile aleyhimize çalan düdükler ve gereksiz bir o kadar da ucuz bir kartla baros resmen bezdirildi. bu yüzden olmalı ki ikinci yarıda skibbe oyundan aldı baros'u. yerine ise bence hatalı bir tercihle nonda'yı aldı. nonda bu maçta yine etkisizdi. bir türlü beklentilerimizi karşılayamıyor bu sene. ümit oyuna girse mutlaka çok daha farklı olurdu. yine de ikici maç için baros'u saklamak iyi bir hamle. ikinci sarı kart bence an meselesiydi. skibbe akıllı davranarak hem bu maç hem de gelecek maç için baros'u garantiye aldı.
bu kötü günde bile bu beraberlik bizi mutlu eti biraz da olsa. umutlar ikinci maça. tabi buradaki umut bordeaux için geçerli. zira biz turu geçeceğimizden eminiz ve zerre kadar şüphemiz yok.
http://vincasports.blogspot.com/...ray-vs-bordeaux.html