64
beşiktaş – dinamo kiev : 1-4
arsenal – barcelona maçını yazmışken, beşiktaş maçını niye yazmayayım ki dedim, yazdım.
beşiktaş gruptan hem iyi oyun hem de iyi sonuçlarla çıkmıştı. devre arasında yapılan flaş transferle avrupa’daki beklenti iyice arttı. elbette bunda schuster’in türkiye’de anti-futbol var, avrupa’da daha iyi oynuyoruz demeçleri, yöneticilerin avrupa’da iş yapacak bir takım kurduk demeleri de etkili oldu.
gelelim maça. bütün transferlere rağmen takım olmak başka şey. beşiktaş’ın ilk 11’inde sadece 2 futbolcu futbolu türkiye’de öğrenmiş futbolculardı. hakan arıkan ve ismail köybaşı. bu kadro olsa olsa son birkaç idmanda birlikte oynamıştır sanırım. ligde böyle bir imkan yok.
devre arasında alınan yabancı oyunculardan hiç biri ilk 11’de değildi. hatta sadece almeida sonradan oyuna girdi. nedeni bilmiyorum doğrusu. sakatlık mı, yoksa kurallar mı izin vermedi acaba?
ligde ve kupada sürekli oynayan toraman yerine ferrari vardı, genellikle yabancı sınırına takıldığı için oynamıyormuş demek ki. yoksa hoca toraman’ı beğenmiyor demek ki.
dinamo kiev alanı çok başarılı şekilde kapattı. tatlı-sert bir futbolla beşiktaş’a alan bırakmadı. guti’nin top alıp oyunu kurmasına çok izin vermediler. guti de çok çaba göstermedi sanki bu baskıdan kurtulmak için. tek başına takım ekolünden quaresma bireysel çabasıyla sonuca gitmek istedi. kesinlikle müthiş bir oyuncu. topu kontrol edişi, rakipleri ipe dizişi muhteşem. toplara da iyi vuruyor. ama keşke her topa kendi vurmasa. çünkü, attığı çalımlardan sonra bazen arkadaşları o kadar iyi pozisyonlarda kale önünde boş kalıyor ki, topu kaleye vurmak yerine onlara çıkarsa, hem kendi büyüyecek hem de beşiktaş kazanacak.
ama işte futbol da böyle bir oyun. o çalımları atan adam topu kaleye vurmayı hak eder. vurulur muydu, vurulurdu. o zaman sorun yok. vurmasa da olur muydu, olurdu. o zaman sorun var. özellikle bu sayı artarsa.
çok yavaş oynuyor beşiktaş, defanstan o kadar ağır çıkıyor ki. kiev de izin vermedi elbette ama orta sahanın biraz daha boşa çıkması gerekirdi.
beşiktaş tipik türk takımı golleri yedi. 2 korner, 1 duran top, 1 penaltı. bu takımın 9/11’i yabancı kökenliydi hani. bu memleketin havasında, suyunda var bir şey demek ki.
beşiktaş bu travmayı atlatamazsa hafta sonu fenerbahçe karşısında işi çok zor. hele ki bu duran top zaafıyla.
arsenal – barcelona maçını yazmışken, beşiktaş maçını niye yazmayayım ki dedim, yazdım.
beşiktaş gruptan hem iyi oyun hem de iyi sonuçlarla çıkmıştı. devre arasında yapılan flaş transferle avrupa’daki beklenti iyice arttı. elbette bunda schuster’in türkiye’de anti-futbol var, avrupa’da daha iyi oynuyoruz demeçleri, yöneticilerin avrupa’da iş yapacak bir takım kurduk demeleri de etkili oldu.
gelelim maça. bütün transferlere rağmen takım olmak başka şey. beşiktaş’ın ilk 11’inde sadece 2 futbolcu futbolu türkiye’de öğrenmiş futbolculardı. hakan arıkan ve ismail köybaşı. bu kadro olsa olsa son birkaç idmanda birlikte oynamıştır sanırım. ligde böyle bir imkan yok.
devre arasında alınan yabancı oyunculardan hiç biri ilk 11’de değildi. hatta sadece almeida sonradan oyuna girdi. nedeni bilmiyorum doğrusu. sakatlık mı, yoksa kurallar mı izin vermedi acaba?
ligde ve kupada sürekli oynayan toraman yerine ferrari vardı, genellikle yabancı sınırına takıldığı için oynamıyormuş demek ki. yoksa hoca toraman’ı beğenmiyor demek ki.
dinamo kiev alanı çok başarılı şekilde kapattı. tatlı-sert bir futbolla beşiktaş’a alan bırakmadı. guti’nin top alıp oyunu kurmasına çok izin vermediler. guti de çok çaba göstermedi sanki bu baskıdan kurtulmak için. tek başına takım ekolünden quaresma bireysel çabasıyla sonuca gitmek istedi. kesinlikle müthiş bir oyuncu. topu kontrol edişi, rakipleri ipe dizişi muhteşem. toplara da iyi vuruyor. ama keşke her topa kendi vurmasa. çünkü, attığı çalımlardan sonra bazen arkadaşları o kadar iyi pozisyonlarda kale önünde boş kalıyor ki, topu kaleye vurmak yerine onlara çıkarsa, hem kendi büyüyecek hem de beşiktaş kazanacak.
ama işte futbol da böyle bir oyun. o çalımları atan adam topu kaleye vurmayı hak eder. vurulur muydu, vurulurdu. o zaman sorun yok. vurmasa da olur muydu, olurdu. o zaman sorun var. özellikle bu sayı artarsa.
çok yavaş oynuyor beşiktaş, defanstan o kadar ağır çıkıyor ki. kiev de izin vermedi elbette ama orta sahanın biraz daha boşa çıkması gerekirdi.
beşiktaş tipik türk takımı golleri yedi. 2 korner, 1 duran top, 1 penaltı. bu takımın 9/11’i yabancı kökenliydi hani. bu memleketin havasında, suyunda var bir şey demek ki.
beşiktaş bu travmayı atlatamazsa hafta sonu fenerbahçe karşısında işi çok zor. hele ki bu duran top zaafıyla.
