• 489
    barcelona gerçeği :

    barcelona futbol takımı. son 3 sezondur almadığı kupa kalmayan takım. katıldığı her turnuvanın her zaman ilk favorisi. buraya kadar yazılanlar ben kendimi bildim bileli, yani kabaca 35 senedir zaten aynı. yani barcelona her zaman, en azından favoriler arasındadır.

    daha önce de yazmıştım. barcelona’yı son 5-6 yılda bu kadar büyük takım oldu sananlara hatırlatmakta fayda var, bu takım chelsea’ye benzemez.
    en iyi döneminde cruyff’u futbolcu olarak transfer etmiş, kaptan yapmış bir kulüp. en popüler döneminde maradona’yı transfer etmiş, kaptan yapmış bir kulüp. geçen gün göz yaşlarıyla futbola veda eden gerçek ronaldo’yu parlatan bir takım barcelona. hagi, stoichkov, romario gibi dünya yıldızlarını oynatmış bir kulüp. hiç de yaratılmaya çalışılan imajdaki gibi sadece alt yapı oyuncularıyla oynayan bir takım değil. müzesinde bir sürü kupa zaten vardı, son 5-6 seneye kadar.

    amma velakin, bugüne kadar hiçbir takımın yapamadığı bir şeyi becerdi barcelona: tek kale oynamak. bu oyuna yaklaşabilen tek bir takım görmüştüm, sacchi’nin gullit,rijkaard ve van basten’li milan’ı. ama bütün sahada baskı uygulayan o milan bile bu kadar tek kale maçlar oynamıyordu. böyle goller atmıyordu.

    futbol oyununun bir amacı var. gol atmak ve kazanmak. ve bütün planlar bu amacı gerçekleştirmek için. kadrolar bunun için, idmanlar bunun için hatta tesisler, yemekler, stadlar bile bu amaca ulşamak için sürekli modernize ediliyor.
    kim ne derse desin, takım kazandıkça para da kazanıyor. yok öyle, yenilsen de yensen de muhabbeti. var da, o kafadaki taraftarla takım bir yere gidemez, sayıları çok az. artık futbolda money talks.

    lafı dolandırmadan anlatmayı becerememek de zor yahu. halbuki barcelona bütün maç topu dolandırıp bir dolu gol de atıyor. yazının tamamı okunursa benim de fena bir golcü olmadığım ortaya çıkar ama sabır lazım azizim.

    size net söyleyeyim. barcelona ideal futbol takimi’dır. neden? futbolun bütün gereklerini yerine getiriyor da ondan. hem de hakkını vererek.

    mesela neler yapıyor barcelona :

    öncelikle, kazanıyor zaten. iyi oynuyor ama bir türlü kazanamıyor takımı değil.
    derbileri de içeride, dışarıda kazanıyor.
    bir dolu gol atıyor.
    az gol yiyor.
    bir dolu gol pozisyonuna giriyor.
    rakiplerine az pozisyon veriyor.
    bir dolu pas yapıyor.
    rakibin pas yapmasına izin vermiyor.
    topu alan adam genellikle en risksiz seçimi yapıyor.
    kanatları yelpaze gibi açılabiliyor.
    bekleri bindiriyor.
    forveti yakalayınca atıyor.
    maçın hangi dakikası olursa olsun, kalecileri maçtan soğumuyor.
    çirkeflik yaptıkları, kasti tekme attıkları görülmüyor.
    taraftarları statı sürekli dolduruyorlar.
    her taraftarın gurur duyacağı şekilde çok sayıda kendi yetiştirdiği futbolcu oynatıyorlar. tam burada aklıma geldi, bayrak adam denen futbolcu genelde 1 tane falan olur. barcelona’da çok fazla değil mi bu sayı?
    bu kadar takımken, içinde bir çok yıldız futbolcu da var.
    çok az transfer yapıyor. yaptıkları genelde nokta transferler. çok fazla yanılmıyorlar.

    gelelim bu yazının yazılma sebebine. barcelona ideal takımdır diye diğerlerini aşağılamanın anlamı var mı? ya da barcelona’yı yere göğe koyamayanları aşağılamanın.
    eleştiri olmaz mı? olur tabii. kimisi bu kadar pastan sıkılabilir. ben de çok kez sıkılıyorum. ama sahada oynasam sıkılmam, belki de sıkılırım, (ben biraz şut atmayı seviyorum). futbolculara dikkat edin o kadar zevk alıyorlar ki oynadıkları futboldan.
    eleştirel olarak baktığımızda, sıkıcı bol pas yapmaları dışında uzaktan şut atmıyorlar hiç. sürekli halı sahaya gelmiş eski profesyonel futbolcuların attığı, bol paslı gollerden atıyorlar. siz ortada topu takip etmeye çalışırken onlar pas-pas-pas yaparak bir bakarsınız sizi paspas etmişler. sürekli bir ortada sıçan durumu. bu konuyu daha önce, "10'a 10 bi istop bi pas" şeklinde yazmıştım zaten.
    güzel, bulduk işte ; uzaktan vurmamaları eksiklikleri. genellikle çok fazla dert yaratmıyor ama mesela geçen sezon inter’e elendiklerinde, kapalı savunmayı açmak için bir çilingire ihtiyaç duydular. kapalı savunmanın direncini kırmanın en kestirme yolu uzaktan vurmaktır. demek ki, uzaktan şutları eksik. 18 içine otobüsü park edersek işimiz kolay.
    yemezler, inter kadar kaliteli bir takım olmak lazım. kalecinin çok iyi olması lazım, takım savunmasının sıfır hata ile oynaması lazım. bunlar için hocanın mourinho olması lazım. eğer bunlar yoksa kaleyi okuyup üflemiş olman lazım.

    bir diğer eleştirim de ille de çok büyük bir yıldıza ihtiyaç duymaları. önceden ronadinho’ydu şimdi messi. olmadığı zaman takımda sıkıntı başlıyor, o mükemmel sistem yeteri kadar verimli çalışmıyor.
    ama her takım bu oyunu oynayamaz. dünyanın en oynanması en zor şekli bu. bunu oynayacak futbolcu bulmak da zordu. mesela tek başına takım ekolünden ibrahimoviç tutmadı. zlatan’ın muhteşem bir futbolcu olduğunu biliyoruz, ama uymadı işte.

    manchester united’ın, real madrid’in kötü oynadığını söyleyebilir misiniz? aksine bir çok iyi takım maç başlar başlamaz rakibinin üstünden buldozer gibi geçiyor. hem de iyi futbolla. futbolun gereklerinin hepsini yerine getirerek.

    bu akşam karşılaşacakları arsenal de benzeri bir futbol oynuyor. oyuncu kalitesi daha zayıf elbette. ama enteresan ve zevkli bir maç olacağını sanıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın