169
son yazısında alternatif görüş etiketi taşımasına rağmen neredeyse tüm alternatifçiler tarafından alternatif olarak düşünülen şeyleri fazlaca irdelemeden, ayrıntısına girmeden tekrarlayıvermiş. diğer yandan bir kısım eşhasa karşı hükümler ortaya koyarken kendisini hagi yerine koymuş. yeterli görgü, bilgi ve tecrübe eksikliğinden bahisle "sen kim hagi'yi eleştirmek kim" minvalinde yazan bu adam ne yazık ki hagi'ye nispeten kendisinin futbol konusundaki cehaletini de es geçip hagivari, kendini hagi'nin yerine koyan tarzda peşin hükümlerde bulunmuş. yemeden içmeden teknik direktör asmak kötü, eywallah; buradan bir sonuca ulaşmayı beklemek abesin mahpesine mahkum olmak demek amenna ama getirilen teknik direktör üzerinde yersiz biçimde ısrar etmenin maliyeti nedir peki? hangi kriterlere göre teknik direktöre sabredilmelidir, bunlar cevaplanmamış sorular. sevgili hagi'nin misimoviç konusundaki tavrından, bam üçlüsünün sürekli oynatılmasından da hiç bahsetmemiş. "reca ederim bu bahsi kapatalım, aman ağzımızın tadı kaçmasın ali rıza bey" hareket tarzını sürdürmüş. diyor ki napsın elindeki kadro bu? ya peki alt-yapı, a2 ne güne durur? fazla eşelemeye, deşmeye, irdelemeye lüzum yok güzel yazmış, tamam öpüp başımıza koyalım değil mi? yeter de artar bile.
