80
--- alıntı ---
‘sokakta oynar, kaldırımdan destekleriz’
“1 ekim 1905’te mektebin beşinci sınıfında edebiyat öğretmenimiz merhum ata bey’in dersi esnasında birkaç arkadaş baş başa vererek galatasaray’da bir futbol kulübü kurmaya karar verdik.
ilk girişimciler oyuna ve mücadeleye yönelik arkadaşlardan asım tevfik sonumut, reşat şirvani, cevdet kalpakçıoğlu, abidin daver, kamil gibi gençlerdi.
okulda eğitim gören bulgar ve sırp öğrencilerden çevik ve kuvvetli olanlar da bize katılmışlardı. asım’ı muhasebeciliğe, cevdet’i ikinci reisliğe seçmiş, kendim de reis olmuştum.
asım her hafta arkadaşlardan birer kuruş toplamakta mahir olduğu için kendisini muhasebeci yapmıştık. ben reisliği topu yağlayıp şişirmekle almıştım.
topumuza evladım gibi bakardım. zaten varımız yoğumuz da toptu.
mektebe gelirken domuz sokağı’ndan geçer, domuz yağı alırdım.
topu onunla yağlar, şişirirdim; yamasını yeni pabucumdan kesmiştim.
bunu gören arkadaşlar, bana hepimizden fazla paye vermişlerdi.
yani o zaman reisliğe ve diğer vazifelere payeyi en çok çalışan kazanırdı.
cevdet de ikinci reisliği formaları yıkadığı için almıştı.
maksadımız ingilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve isme malik (sahip) olmak ve türk olmayan takımları yenmekti.”
(ali sami yen, galatasaray terbiye-i bedeniye kulübü kurucusu ve 1 numaralı üyesi.)
* * *
“özhan canaydın’ın karşımızda naif ve güçsüz duruşu dün gibi aklımda.”
(erdoğan bayraktar, toki başkanı)
* * *
“elimizde 200 stat, 40 polis kamerasının görüntüleri var. incelemelerini emniyetle birlikte yapacağız ve bu insanları stadımıza sokmayacağız.”
(adnan polat, galatasaray spor kulübü başkanı.)
* * *
şimdiii...
başbakan erdoğan, bu stat için uğraş vermiştir, teşekkür ederiz.
yuhalanması güzel olmamıştır.
buraya kadar mutabıkız.
fakat...
“ya ne yapacaktınız? yüz milyonlarca dolarlık ali sami yen arazisinden çekildik, ihalesinden kalkacak para bütçeye, türk ekonomisine armağan olsun...” da demiyoruz ama galatasaray’a kimse “ezik” muamelesi yapamaz.
kızgınım. öfkeliyim. kendimi zor tutuyorum.
toki başkanı unvanıyla toplanan vergiden bina diken zatın rahmetli özhan canaydın’ın arkasından “atarlanması” için “terbiyesizlik etti” demekle yetinemem.
galatasaray kim, sen kimsin?
kimin malını kimin kafasına kakıyorsun?
galatasaray’ın ölmüş başkanına laf edersen yuhalanırsın, nokta.
al stadını ve çevre yolunu ve bağlantılarını
ve metro istasyonunu kafana çal.
telegol’e çıkıp “kimseden özür beklemiyorum” demiş bir de.
pişkinliğin böylesi 7/8 hasan paşa fırını’nın leziz ekmeğinde, kekinde, mekiğinde görülmemiştir.
sen çıkıp özür dileyeceksin galatasaray’dan.
* * *
bir taraftarın dediği gibi “sokakta oynar, kaldırımdan destekleriz...”
‘lise’nin bahçesine, doğduğu yere, grand cour’a döner, duvara tırmanıp seyredilir.
o bürokrata özür diletemezse, galatasaray üyeliğini iptal edemezse adnan polat’a da yuh olsun.
sen galatasaray başkanı olacaksın adnan polat, bina memuru, stat müfettişi değil.
yapamıyorsan -ki belli ki yapamıyorsun- çek git.
büyük camialar bedel ödemez, ödetir.
galatasaray’a, fenerbahçe’ye, beşiktaş’a “ezik” muamelesi yapmak kimsenin yanına kalmaz.
ölen başkanına laf ettirdin ya, çıkıp o adama “doğru söylemiş” dedin ya, yazıklar olsun.
daha lafım var ama cem yılmaz’ın dediği gibi “kamera kaydediyor...”
bunun gibi yazarlarin devamini bekliyoruz ya da en azindan galatasaray uzerinden baskalarina yaranmayi biraksinlar yeter.
--- alıntı ---
kaynak: hürriyet.com.tr, kanat atkaya, ocak 2011
‘sokakta oynar, kaldırımdan destekleriz’
“1 ekim 1905’te mektebin beşinci sınıfında edebiyat öğretmenimiz merhum ata bey’in dersi esnasında birkaç arkadaş baş başa vererek galatasaray’da bir futbol kulübü kurmaya karar verdik.
ilk girişimciler oyuna ve mücadeleye yönelik arkadaşlardan asım tevfik sonumut, reşat şirvani, cevdet kalpakçıoğlu, abidin daver, kamil gibi gençlerdi.
okulda eğitim gören bulgar ve sırp öğrencilerden çevik ve kuvvetli olanlar da bize katılmışlardı. asım’ı muhasebeciliğe, cevdet’i ikinci reisliğe seçmiş, kendim de reis olmuştum.
asım her hafta arkadaşlardan birer kuruş toplamakta mahir olduğu için kendisini muhasebeci yapmıştık. ben reisliği topu yağlayıp şişirmekle almıştım.
topumuza evladım gibi bakardım. zaten varımız yoğumuz da toptu.
mektebe gelirken domuz sokağı’ndan geçer, domuz yağı alırdım.
topu onunla yağlar, şişirirdim; yamasını yeni pabucumdan kesmiştim.
bunu gören arkadaşlar, bana hepimizden fazla paye vermişlerdi.
yani o zaman reisliğe ve diğer vazifelere payeyi en çok çalışan kazanırdı.
cevdet de ikinci reisliği formaları yıkadığı için almıştı.
maksadımız ingilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve isme malik (sahip) olmak ve türk olmayan takımları yenmekti.”
(ali sami yen, galatasaray terbiye-i bedeniye kulübü kurucusu ve 1 numaralı üyesi.)
* * *
“özhan canaydın’ın karşımızda naif ve güçsüz duruşu dün gibi aklımda.”
(erdoğan bayraktar, toki başkanı)
* * *
“elimizde 200 stat, 40 polis kamerasının görüntüleri var. incelemelerini emniyetle birlikte yapacağız ve bu insanları stadımıza sokmayacağız.”
(adnan polat, galatasaray spor kulübü başkanı.)
* * *
şimdiii...
başbakan erdoğan, bu stat için uğraş vermiştir, teşekkür ederiz.
yuhalanması güzel olmamıştır.
buraya kadar mutabıkız.
fakat...
“ya ne yapacaktınız? yüz milyonlarca dolarlık ali sami yen arazisinden çekildik, ihalesinden kalkacak para bütçeye, türk ekonomisine armağan olsun...” da demiyoruz ama galatasaray’a kimse “ezik” muamelesi yapamaz.
kızgınım. öfkeliyim. kendimi zor tutuyorum.
toki başkanı unvanıyla toplanan vergiden bina diken zatın rahmetli özhan canaydın’ın arkasından “atarlanması” için “terbiyesizlik etti” demekle yetinemem.
galatasaray kim, sen kimsin?
kimin malını kimin kafasına kakıyorsun?
galatasaray’ın ölmüş başkanına laf edersen yuhalanırsın, nokta.
al stadını ve çevre yolunu ve bağlantılarını
ve metro istasyonunu kafana çal.
telegol’e çıkıp “kimseden özür beklemiyorum” demiş bir de.
pişkinliğin böylesi 7/8 hasan paşa fırını’nın leziz ekmeğinde, kekinde, mekiğinde görülmemiştir.
sen çıkıp özür dileyeceksin galatasaray’dan.
* * *
bir taraftarın dediği gibi “sokakta oynar, kaldırımdan destekleriz...”
‘lise’nin bahçesine, doğduğu yere, grand cour’a döner, duvara tırmanıp seyredilir.
o bürokrata özür diletemezse, galatasaray üyeliğini iptal edemezse adnan polat’a da yuh olsun.
sen galatasaray başkanı olacaksın adnan polat, bina memuru, stat müfettişi değil.
yapamıyorsan -ki belli ki yapamıyorsun- çek git.
büyük camialar bedel ödemez, ödetir.
galatasaray’a, fenerbahçe’ye, beşiktaş’a “ezik” muamelesi yapmak kimsenin yanına kalmaz.
ölen başkanına laf ettirdin ya, çıkıp o adama “doğru söylemiş” dedin ya, yazıklar olsun.
daha lafım var ama cem yılmaz’ın dediği gibi “kamera kaydediyor...”
bunun gibi yazarlarin devamini bekliyoruz ya da en azindan galatasaray uzerinden baskalarina yaranmayi biraksinlar yeter.
--- alıntı ---
kaynak: hürriyet.com.tr, kanat atkaya, ocak 2011