13
gençlik yıllarımda babamın bana nasihat vererek, evlenmem gerektiğini söylediği eş tipi. nasihat şöyleydi: "bak kızım, evleneceğin adamın tipi, tahsili, parası falan önemli değil; sadece galatasaraylı olsun yeter... yoksa sen tez zamanda katil olursun, kocasız kalırsın!"
bu hikayeyi kime anlatsam "vay be babaya bak, galatasaraylı olmayan damat istemiyor" falan diyorlar da, esas konu babamın istemesi/istememesi değil! adam benim ne kadar fanatik olduğumu -kendisinden de çok daha fazla- bildiğinden, galatasaraylı olmayan bir kocaya ne kadar tahammül edebileceğimden şüpheliydi! hele ki fenerbahçeli olursa...
neyse ki babacığımın duaları da yardım etmiş olacak ki fanatiklik konusunda yarıştığım bir kocam var! yalnız öyle önemsiz bir detay gibi görünse de insan evlenirken bunu düşünüyor gerçekten... "ya bu kadar sevdiğin adam fenerbahçeli olsaydı?" diye geçiyor aklından ama sonra toparlanıp "fenerbahçeli olsa bu kadar sevmezdim ki zaten" diye düşünüp kendine geliyorsun...
bu hikayeyi kime anlatsam "vay be babaya bak, galatasaraylı olmayan damat istemiyor" falan diyorlar da, esas konu babamın istemesi/istememesi değil! adam benim ne kadar fanatik olduğumu -kendisinden de çok daha fazla- bildiğinden, galatasaraylı olmayan bir kocaya ne kadar tahammül edebileceğimden şüpheliydi! hele ki fenerbahçeli olursa...
neyse ki babacığımın duaları da yardım etmiş olacak ki fanatiklik konusunda yarıştığım bir kocam var! yalnız öyle önemsiz bir detay gibi görünse de insan evlenirken bunu düşünüyor gerçekten... "ya bu kadar sevdiğin adam fenerbahçeli olsaydı?" diye geçiyor aklından ama sonra toparlanıp "fenerbahçeli olsa bu kadar sevmezdim ki zaten" diye düşünüp kendine geliyorsun...