10
kombine bilet alıp da gelip burada mazlum edebiyatı yapanların da rahatlıkla katılabileceği/destekleyebileceği protesto. öncelikle herkesin fikrini paylaştığı şu ortamda saygıyı elden bırakmamak gerekir. küfür etmesini de biliriz, özel mesaj yoluyla tehditkar cümleler kurmayı da. ama erkek gibi ortaya yazmak en güzelidir her zaman.
öncelikle bu başlığı açarken "maça gitmeyin" gibi bir ibare kullandım mı? hayır... o zaman dönüp tekrar okuyacaksın yazılanları. ama beyin dururken yazılanları başka bir uzvun ile anlamaya kalkınca işler sarpa sarıyor tabi. iki satır yazıyı bile okumak, anlamak bu kadar zor olmamalı:
"...mail yağmuruna mı tutarız yoksa maça gidenler statta mı protesto eder..."
yani? maça gidenler de orada tepkisini göstersin demişiz. demek ki neymiş? kimse bana yada başkasına maça gidip gitmemeyi sorsun istememişiz. merak etmediğimiz yollarla para kazanıp aldığın kombineyi kullanma, maça gitme dememişiz. istediğimiz şey yıllarca beklenen bu olayı herkesin izleyebilmesi. adını sanını bile duymadığınız ülkelerde, şehirlerde kalbi sarı kırmızı çarpan insanları da bu özel günden mahrum bırakılmamaları. yıllık 1000 liraya yakın para verip digiturk alan insanların da d-smart denen zavazingoya muhtaç olmadan bu açılışı, bu maçı izlemeleri. sırf açılış maçını izleyebilmek için bir de d-smart mı alalım ne yapalım yani? zaten takıma en büyük desteği sağlayan naklen yayın gelirlerine bir katkı da biz yapmışız, daha ne yapalım?
bu protestonun zaten buradan dışarıya çok fazla da ulaşmayacağını bile bile sırf yönetime karşı içimde büyüyen nefreti göstermek için burada iki satır bir şey karaladım. isteyen güler geçer isteyen "adam haklı beyeler, ama bana ne ben gider paşa paşa izlerim maçımı" der. ki zaten doğal olanı da bu. ama görüldüğü gibi bugün yayınlanan haberlerle anladık ki yıllardır aziz yıldırım'ın oluşturmaya çalıştığı "müşteri" profili bizim saygıdeğer yöneticilerimiz tarafından da çok sevilmiş ki aynı yolda ilerler oldular. kıytırık bi iphone uygulamasına bile önünde $ işareti olan rakamlar koyar oldular. sinema+spor paketi alan digiturk izleyicisi bile belli bir miktar daha $ vermeden vasatı geçmeyen galatasaray tv'yi izleyemiyor. zaten paralı, şifreli bir platforma geçtin yayın yapmak için, onda bile ekstra para alıyorsun. yıllardır zangır zangır bağırdığımız karşı koymak için nefes tükkettiğimiz, metin oktay'ı siper ettiğimiz endüstriyel futbol değildir de nedir bu? sorarım?
ben yukarıdaki o beğenmediğin iki satırı yazdığımda hala aldığı biletle açılış maçına gideceğini sanan insanlar vardı? ne olacak şimdi o taraftarlar? cayır cayır kampanya yaptınız, bilmem kaç liralık alışveriş yapana açılış maçı bileti diye? taraftarı müşteri yerine koymak değildir de nedir bu?
ki zaten ortada bu kadar yanlış varken, keita'yı disiplinsiz, lincoln'ü şımarık, misimociç'i sakız çiğnedi, jo'yu diskocu diye gönderen bu insanlar cv'sini çok iyi bildiğimiz kazım'ı getirip açılış maçıyla beraber önümüze koyacaklar. ben şuna eminim ki o gün oraya "davetli olarak" gelemeyen bütün herkesin içinde bir burukluk olacak. hem sahaya çıkan takıma bakıp bakıp "bunlarla mı gelecek başarı, bu adamlar mı gerçekleştirecek bizim kurduğumuz hayalleri diyecekler". kimisi yıllarca omuz omuza maç izlediği arkadaşları bilet alıp gelemediği için buruk olacak, kimisi "lan babam yemedi yedirdi bana kombine aldı ama adam evde pijamasını giyip izleyemeyecek" diye hayıflanacak. ama çok eminim bu maç buruk geçecek arkadaş.
ben de adım gibi biliyorum ki 80 numaralı forma giyip de 15 ocak günü turnikelerden geçen olmayacak. ama ne acı ki sözlükte bu ironiyi bile anlayamayan kişiler de var.
öncelikle bu başlığı açarken "maça gitmeyin" gibi bir ibare kullandım mı? hayır... o zaman dönüp tekrar okuyacaksın yazılanları. ama beyin dururken yazılanları başka bir uzvun ile anlamaya kalkınca işler sarpa sarıyor tabi. iki satır yazıyı bile okumak, anlamak bu kadar zor olmamalı:
"...mail yağmuruna mı tutarız yoksa maça gidenler statta mı protesto eder..."
yani? maça gidenler de orada tepkisini göstersin demişiz. demek ki neymiş? kimse bana yada başkasına maça gidip gitmemeyi sorsun istememişiz. merak etmediğimiz yollarla para kazanıp aldığın kombineyi kullanma, maça gitme dememişiz. istediğimiz şey yıllarca beklenen bu olayı herkesin izleyebilmesi. adını sanını bile duymadığınız ülkelerde, şehirlerde kalbi sarı kırmızı çarpan insanları da bu özel günden mahrum bırakılmamaları. yıllık 1000 liraya yakın para verip digiturk alan insanların da d-smart denen zavazingoya muhtaç olmadan bu açılışı, bu maçı izlemeleri. sırf açılış maçını izleyebilmek için bir de d-smart mı alalım ne yapalım yani? zaten takıma en büyük desteği sağlayan naklen yayın gelirlerine bir katkı da biz yapmışız, daha ne yapalım?
bu protestonun zaten buradan dışarıya çok fazla da ulaşmayacağını bile bile sırf yönetime karşı içimde büyüyen nefreti göstermek için burada iki satır bir şey karaladım. isteyen güler geçer isteyen "adam haklı beyeler, ama bana ne ben gider paşa paşa izlerim maçımı" der. ki zaten doğal olanı da bu. ama görüldüğü gibi bugün yayınlanan haberlerle anladık ki yıllardır aziz yıldırım'ın oluşturmaya çalıştığı "müşteri" profili bizim saygıdeğer yöneticilerimiz tarafından da çok sevilmiş ki aynı yolda ilerler oldular. kıytırık bi iphone uygulamasına bile önünde $ işareti olan rakamlar koyar oldular. sinema+spor paketi alan digiturk izleyicisi bile belli bir miktar daha $ vermeden vasatı geçmeyen galatasaray tv'yi izleyemiyor. zaten paralı, şifreli bir platforma geçtin yayın yapmak için, onda bile ekstra para alıyorsun. yıllardır zangır zangır bağırdığımız karşı koymak için nefes tükkettiğimiz, metin oktay'ı siper ettiğimiz endüstriyel futbol değildir de nedir bu? sorarım?
ben yukarıdaki o beğenmediğin iki satırı yazdığımda hala aldığı biletle açılış maçına gideceğini sanan insanlar vardı? ne olacak şimdi o taraftarlar? cayır cayır kampanya yaptınız, bilmem kaç liralık alışveriş yapana açılış maçı bileti diye? taraftarı müşteri yerine koymak değildir de nedir bu?
ki zaten ortada bu kadar yanlış varken, keita'yı disiplinsiz, lincoln'ü şımarık, misimociç'i sakız çiğnedi, jo'yu diskocu diye gönderen bu insanlar cv'sini çok iyi bildiğimiz kazım'ı getirip açılış maçıyla beraber önümüze koyacaklar. ben şuna eminim ki o gün oraya "davetli olarak" gelemeyen bütün herkesin içinde bir burukluk olacak. hem sahaya çıkan takıma bakıp bakıp "bunlarla mı gelecek başarı, bu adamlar mı gerçekleştirecek bizim kurduğumuz hayalleri diyecekler". kimisi yıllarca omuz omuza maç izlediği arkadaşları bilet alıp gelemediği için buruk olacak, kimisi "lan babam yemedi yedirdi bana kombine aldı ama adam evde pijamasını giyip izleyemeyecek" diye hayıflanacak. ama çok eminim bu maç buruk geçecek arkadaş.
ben de adım gibi biliyorum ki 80 numaralı forma giyip de 15 ocak günü turnikelerden geçen olmayacak. ama ne acı ki sözlükte bu ironiyi bile anlayamayan kişiler de var.